‘Onurlu barış için failler yargılanmalı’
Diyarbakır Tabip Odası, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda moderatörlüğünü Dr. Selim Ölçer’in yaptığı BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’nin konuşmacı olarak katıldığı bir panel düzenledi. Panel öncesi düzenlenen törenle “Barış Dostluk ve Demokrasi Ödülü” bu yıl Roboskili annelere verildi.
Törene Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Meral Danış Beştaş, yazar Nuray Mert, Hicri İzgören, Raci Bilici, Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Kemal Karadaş, Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri, DTK, BDP temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda doktor ve sağlık çalışanı katıldı. Törenin açılışında konuşan Kemal Karadaş, Türkiye'de sağlıkta dönüşüm adı altında hayata geçirilen politikalar sonucunda hastanelerin birer ticarethaneye dönüştüğünü belirterek, Diyarbakır'ın da bu politikaların sonucu olarak birçok hastanenin kapatılmasından nasibini aldığını söyledi.
Roboski raporu şaka gibi!..
Daha sonra sağlık alanında 25'inci ve 40'ıncı yılını dolduran hekimlere plaketler ve akademik onur belgesi verildi.
2013 yılında Roboskili ailelere layık görülen “Barış Dostluk ve Demokrasi Ödülü”ne ilişkin konuşan Karadaş, Roboski katliamının ardından medyanın ve hükümetin içerisinde bulunduğu tutumun katliamı örtbas etmeye yönelik olduğunu belirterek, Meclis Alt Komisyonu tarafından açıklanan Roboski raporundaki ifadelerin insanlara “şaka” gibi geldiğini söyledi. Roboskili ailelerin katliamın ardından olayın faillerinin açığa çıkarılması için bir yılı aşkın süredir mücadele verdiğini belirten Karadaş, katliamın faillerinin tutuklanması gerekirken, gözaltına alınarak tutuklananların Roboskililer olduğunu dile getirdi.
‘Onurlu barış için failler yargılanmalı’
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de, her şeyin ortada ve açıkta cereyan ettiğini belirterek, “Görmek isteyen gözler görür. Görmek isteyen yürekler görür” dedi. Ortadoğu’da sınırların inşa edildiğinde halklara sorulmadığının altını çizen Baydemir, “Bu yüzdendir ki Kuzey’den Güney’e gidişler kaçakçılık değildir. Dayı ile yeğen, amca ile yeğenler arasında yani akrabalar arasında bir alış veriştir” dedi. “Kendi topraklarında bombardımana uğramak en büyük zulümdür” diyen Baydemir, “Şu an bir yılı aşkın süredir Roboskili aileler adalet arayışındadırlar. Bu olay halka ve uluslar arası alana çıplaklığıyla açıklanmalıdır. Ve adalet yerini bulması gerekiyor” dedi.
‘Olayın örtbas edilmek isteniyor’
Baydemir bu dileğin sadece ailelerin değil kendisine insanım ve iman sahibiyim diyen herkesin dileği ve mücadelesi olması gerektiğini de bildirdi. “Ama maalesef ki açıklanan bu raporla açığa çıktı ki hükümet bu olayı örtmek istiyor, bu olayın karanlıkta kalmasını istiyor” diyen Baydemir bütün insanlığa, “Bu olay karanlıkta kalırsa insanlığın geçmişi karanlıkta kalacaktır. Bu yüzdendir ki bu sorumluluk hepimizin yükümlülüğüdür. Bu olay karanlıkta kalmamalıdır. Bütün detaylarıyla açığa kavuşturulmalıdır. Bu doğrultu üzerinde adalet tesis edilmelidir” çağrısı yaptı.
Bugüne kadar tek bir kişi tutuklanmadı
Baydemir, “Biz öyle bir aileyiz ki Halepçe’yi, Enfal’i anıyoruz. Allah şahit olsun ki her olay gibi Roboski olayını da unutmayacağız ve unutturmayacağız” diyerek gerçeklerin açığa çıkarılmasını ve adaletin tecelli etmesi gerektiğini yineledi ve bugüne kadar katliamı yapan tek bir kişinin dahi tutuklanmadığına dikkat çekti.
Daha sonra ödüllerin sahiplerinin belirlenmesinde juriye başkanlık yapan Gamze Yalçın, Roboskili annelerin ödüle layık görülmesinin gerekçesini açıkladı. Yalçın, 21 Ağustos 2012 günü Roboski’ye asker taşıyan bir minibüsün kaza geçirmesinin ardından askerlerin yardımına ilk olarak katliamda yakınlarını kaybedenlerin koştuğunu ve bunun dünyaya örnek bir yaklaşım olduğunu belirtti.
Ödül daha önce İsmail Beşikçi, Ahmet Türk, Sezen Aksu, Rakel Dink, Ragıp Zarakolu’na verilmişti.
Bombardıman sesi salonu gözyaşına boğdu
Konuşmaların ardından Roboski katliamın ardından yaşanılanların anlatıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. Bu sırada sunumdaki uçak bombardımanına ait seslerin duyulması ile Roboskili annelerin yaktığı Kürtçe ağıtlar salonda duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Sunum sırasında Roboskili bir annenin, “Uçakların sesi geldiğinde, uçaklar bomba yağdırdığında oğlum ne diyordu? O son sesini duyabilseydim” demesi salondakileri hüzne boğdu. Bu sırada gözyaşına hakim olamayan Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir bir süre salondan ayrıldı. Uzun süre duygulu anların yaşanmasına sebep olan sunumun ardından ödüle layık görülen Roboskili anneler adına Sakine Encü, Kemal Karadaş’ın elinde alırken, annelere de gül dağıtıldı.
Daha sonra katliamda yaşamını yitiren Seyithan Encü’nün ablası Hatun Encü “34 yakınımızı yitirmemizin üzerinden bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen halen failler ortada dolaşıyor. Biz barıştan yana olduğumuzu her seferinde belirttik. Yüreği yanan annelerin o askerleri nasıl kurtardığını gördük. Tayyip Erdoğan bir bakabilsin bu tabloya. 34 gencimizin tek suçu karınlarını doyurmaktı. Biz bu raporu kesinlikle kabul etmiyoruz. Her şey apaçık ortadadır” şeklinde konuştu.
‘Sorularımızın yanıtları failleri açığa çıkarır’
Konuşmalardan sonra moderatörlüğünü Dr. Selim Ölçer’in yaptığı, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ile İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici’nin konuşmacı olarak katıldığı bir panel düzenlendi. Bilici, katliamın yaşanması ardından hemen bölgeye gittiklerini ve bölgede yaşanılanları raporlaştırdıklarını belirtti. Raporda katliama ilişkin yer alan soruların yetkililer tarafından açıklanması durumunda katliamı gerçekleştirenlerin de açığa çıkacağını belirten Bilici, geçmişte yaşanılan tüm katliamlar gibi Roboski katliamının da devlet politikalarının bir parçası olduğuna dikkat çekti.
‘Roboski Kürtlere bakışın fotoğrafıdır’
Çözüm süreci ve Roboski katliamının hukuki boyutunu ele alan Beştaş ise, Roboski katliamı dosyası üzerindeki gizlilik kararının failleri gizlemeye yönelik olduğunu söyledi. Beştaş, “Roboski, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devletin Kürtlere bakışının fotoğrafıdır. Roboski’ye yaklaşım sürece de, barışa da yaklaşımdır. Devletin vatandaşa karşı işlediği suçları kimden soracağız?” şeklinde konuştu.