Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Hangi yüzle gidiyorsun

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan'a "Taleplerimiz kabul edilmeden, seninle müzakereye oturmayız, önünde diz çökmeyiz" derken, Amedlilere ise "Erdoğan'ı karşılamayın" çağrısı yaptı. 

BDP, İstanbul Ümraniye İlçesi'nde şölen düzenledi. Önceki akşam yapılan şölene BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın konuşması damga vurdu. Kürt halkının faşizm ve zulme karşı büyük bir mücadele verdiğini belirten Demirtaş, "Kendi anavatanımızda köle ve ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamamızı istiyorlar. Ama bunu asla kabul etmeyeceğiz. İktidarın önünde iki seçenek var; ya Kürt halkını tanıyacak ya da topyekun savaşı seçecek" dedi. Türk Başbakan Erdoğan'ın müzakereyle ilgili sözlerine değinen Demirtaş, şunları söyledi: "Taleplerimiz kabul edilmeden müzakereyi gündeme almayacağız. Buradan AKP Başbakanı'na sesleniyorum. Sen bu katliamları yürüterek, tecrit politikalarıyla tehdit ederek, bizi teslim alabileceğini sanıyorsan avucunu yalarsın. Başbakan kendisine yalvardığımızı zannediyor. Müzakere çağrısı yapmışsak artık ölümler olmasın, annelerin gözyaşları dursun diye yaptık. Sen bizi etrafındaki kaç kuruşa satın aldığın Kürtlerle mi karıştırdın! Senin karşında Ortadoğu'nun en güçlü hareketi var. Haddini bileceksin, boyunun ölçüsünü bileceksin ona göre konuşacaksın."

Önce saygı duyacaksın
Başbakan Erdoğan'a "Müzakere istiyorsan önce bu halka saygı duyacaksın" çağrısında bulunan Demirtaş, "Her gün katliam yapacaksın ve tutuklayacaksın, biz de seninle müzakere edeceğiz. Seninle müzakere değil, mücadele ederiz. Biz diz çöküp barış dilemiyoruz. Kimin diz çöktüğünü gördüğümüz fotoğrafından biliyoruz. Sen kimsin? Biz Kenan Evren'in faşizmine karşı bedenini ateşe yatıran Mazlum Doğanların arkadaşlarıyız. Peki ya sen kimsin? Biz senin önünde diz çökmek değil, göz bile kırpmayız. Sen bir BDP'linin diz çöktüğünü rüyanda bile göremezsin. Onların faşizan zihniyetlerini parti olarak kabul etmiyoruz. Roboskî Katliamı'nda, bir özür dilemeyi çok gören AKP hükümetinin içindeki Kürtlerin de payı vardır. Onlar da bu katliamın sorumlusudur. Pilotlar, AKP Başbakanı'ndan emir alıp Roboskî'yi vururken, yanındaki satılmış Kürtlere güveniyordu. Bizleri tutuklarken, öldürürken, yanlarındaki Kürtlere güveniyorlar. Birazcık onuru, vicdanı olan varsa AKP'den ayrılır ve istifa eder" diye konuştu. 

Amedlilere: Başbakan'ı karşılamayın
Başbakan Erdoğan'ın 2 Haziran'da Amed'de gideceğini hatırlatan Demirtaş, halka şu çağrıyı yaptı "Bütün Amed halkına sesleniyoruz; halkımdan rica ediyorum. Roboskî'nin sorumlusu olan Başbakan ve yandaşları Amed'e gelince sokakta tek bir Kürt göremesin. Kimse çıkmasın sokağa, yüzüne çarpsın Kürt halkı. 'Ne yüzle Amed'e geliyorsun' diye cevap versin ona. AKP'yi çetesiyle yalnız bırakmak lazım Amed sokaklarında."

Ne kardeşliğini ne kalleşliğini istiyoruz
Erdoğan'ın 'kalleşler' sözlerine yanıt veren Demirtaş, "Ne kardeşliğini ne de kalleşliğini istiyoruz. Bu saatten sonra bütün hakaretlere ve tutuklamalara karşı bu sistemin içinde kalalım mı, kalmayalım mı? diye tartışıyoruz. Kürt halkı sizin bu zulmünüzü çekmeye mecbur değildir, alternatifsiz de değildir. Bu faşizan düzen değişmiyorsa biz de bununla yaşamaya mecbur değiliz. 'Tek vatan' deniliyor bizim de o tek vatan içerisinde Kürdistanımız var. Seninle özgürlüğümüzü kazanana dek mücadele edeceğiz. Sen müzakereden anlamıyorsun" dedi.

Gölge etme yeter
Demirtaş konuşmasının devamında taleplerini bir kez "Sayın Öcalan özgürleşmeden, KCK tutukluları serbest bırakılmadan, Kürt halkı anadiliyle eğitim görmeden ve yasal statü kazanmadan, Kürdistan özerkleşmeden ve Kürt halkı kendi kendini yönetmeden başka bir çözüm kabul etmiyoruz" şeklinde sıraladı, ardından da Erdoğan'a "Senin bunları konuşmaya cesaretin var mı?" diye sordu. Yanıtı da kendisi veren Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı: "Senin değil bunları konuşmaya, duymaya bile cesaretin yok. Biz kendi kitabımızı da dilimizi de konuşuruz. Sen yeter ki gölge etme Başbakan. Bu sorun Kürt halkının öz gücüyle çözülür. Arkamızda ordu, tank ve tüfek yok, biz varız el ele omuz omuza vermekten başka çaremiz yok. Çocuklarımıza özgürlüğü armağan edene dek mücadele edeceğiz. Artık final aşamasındayız, zafer aşamasındayız. Tüm çalışanlarımız tutuklansa bile biz halk hareketiyiz. Yok edemezsiniz. Bizi halk yarattı, ancak onlar yok edebilir. Annelerin kutsal ellerine barışı teslim edene dek mücadele edeceğiz."

 İSTANBUL




Analar: Erdoğan gelmesin


Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi kadınlar, Erdoğan'a "Amed'e gelme" dedi. Halka da boykot çağrısı yaptı. 
Amed'deki Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, Türk Başbakan Erdoğan'ın kentte yapacağı ziyarete ilişkin tavırlarını dün basın açıklamasıyla duyurdu. 
İnisiyatif binasında yapılan açıklamada konuşan analardan Sultan Koyun, "Erdoğan buraya gelip ne yapacak? Ne diyecek bu halka? Yine, kadın da olsa çocuk da olsa gereken neyse yapın diye mi gelecek?" diye sordu. Analar olarak Başbakan'dan "Operasyonlar dursun, akan kan son bulsun, anneler ağlamasın" sözlerini duymak istediklerini belirten Koyun, "Ancak Başbakan'da bunları söyleyecek bir kişilik yok. Onu binlerce kez lanetliyoruz, Erdoğan katildir. Bu nedenle Diyarbakır'a gelmesini istemiyoruz" dedi. Analar Amed halkına da şu çağrıda bulundu: "Tüm Diyarbakır halkından tek ricamız şudur; Erdoğan'ın geleceği gün çocuklarınızı okula göndermeyin, işe gitmeyin, sokaklara çıkmayın. Hepimiz bir bütün olup Erdoğan'ı protesto edelim."

AMED




Tuğluk: Buraya gelmen anlamsız


DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Amed'den Başbakan Erdoğan'a seslenerek "Buraya gelmeniz anlamsızdır. Diyarbakır halkı, boş lakırdıların, cafcaflı nutukların alıcısı değildir" dedi.


Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve Amed Milletvekili Aysel Tuğluk, Türk Başbakan Recep T. Erdoğan'ın 2 Haziran'da Amed'e yapacağı ziyaret ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Tuğluk,"Başbakan'ın Kürt sorunu konusunda varsa bir çözüm programı, onu sunması gerekmektedir. Diyarbakır halkı, boş lakırdıların, cafcaflı nutukların alıcısı değildir. Çözüm programı iliştirilmemiş her konuşmanın, her çağrının boşluğa bağırmaktan öteye gitmeyeceğinin bilincindedir" dedi.


Anayasada Kürtler olacak mı?
Amed halkının Başbakan'a "yeni anayasa, gerçekten yeni bir anayasa olacak mı" diye de sormak istediğini belirten Tuğluk, "Buradan sesleniyoruz; Diyarbakırlılar yeni anayasada Kürtlerin statü sorununu anayasal çözüme kavuşturularak Kürt sorununun demokratik çözümünün gerçekleşmesini istiyor! Yeni anayasada demokratik özerkliğin önünü açılsın istiyor! Diyarbakır ve bölge halkı, kısır ve bencil başkanlık hevesleriyle değil, Kürt sorununun demokratik çözümü ekseninde yeni anayasanın tartışılmasını istiyor!" dedi. 

İmha bittiyse Roboskî ne?
Başbakan'a, "Gerçekten inkar ve imha politikaları bitti mi? Peki ya Roboskî Katliamı?" diye soracaklarını belirten Tuğluk, şöyle devam etti: "İmha politikaları, AKP döneminde bir yandan Roboskî gibi katliamlarla devam ederken, diğer yandan KCK adı altında operasyonlarla siyasal imha boyutuyla da çeşitlenerek devam ediyor. Kürt sorununun demokratik çözümünde önemli bir aktör olan Sayın Öcalan üzerinde hukuk dışı ve antidemokratik bir şekilde tecrit ve izolasyon politikası uyguluyorsunuz. Tutukluların anadilde savunma hakkını engellediğiniz gibi avukatlarını da yargılamaya çalışıyorsunuz. Kısacası Kürt halkı, Kürt sorununda giderek 12 Eylülleşiyorsunuz diyor."

Başbakan boşuna geliyor
Tuğluk, açıklamasını şu sözlerle bitirdi: "Siz de kendinizden önceki iktidarların politikalarından zihniyetinden beslendiğiniz için çözüm getirmeniz mümkün değildir. Bu açıdan halkta ve kamuoyunda kentimize gelişiniz beklenti ve heyecan yaratmadığı gibi bir anlam da ifade etmemektedir."