Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

İLERİ DEMOKRASİ’NİN ÇİLLER DÖNEMİNİ ARATMAYAN BİLANÇOSU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Perşembe günü yapılacak olan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı öncesinde MGK üyesi bakanlar ve parti kurmaylarıyla önceki gün sinyalini verdiği savaş planlarını görüştü.

 

Habertürk'ün haberine göre, toplantıda bir süredir gündemde olan Kandil’e yönelik sınırötesi operasyon yanı sıra bölge çapında kırsal kesimlerde yapılan askeri operasyonlara ağırlık verilmesi gerektiği üzerinde duruldu. Ayrıca, kırsalın yanı sıra Hakkâri merkez ve ilçeleri başta olmak bölgedeki birçok yerleşim merkezinde de Kürt siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine operasyonların yapılması istendi.

Bu çerçevede, şehir merkezlerinde alınacak önlemlerde illerde valilere süper yetkiler tanınmasında görüş birliğine varıldığı bildirildi. Buna göre, jandarma ve polis birliklerine birlikte komuta etmesi için valilere Olağan üstü Hal (OHAL) dönemini aratmayacak yetkiler tanınacak. Süper yetkilerle donatılacak valiler ayrıca jandarma birliklerinin operasyonlarının sevk ve idaresinde de daha etkin rol üstlenecek.

 

Erdoğan’ın ‘topyekün savaş’ planı çerçevesinde yapılacak olan değişiklikler Perşembe günü gerçekleştirilecek olan MGK toplantısında karar altına alınması bekleniyor.

 Başbakan Erdoğan, Pazar günü yapmış olduğu bir konuşmada, Ramazan ayının bitmesini beklediklerini belirterek, “"Ramazan diye sabrediyoruz, artık bıçak kemiğe dayandı" demişti. BDP ve DTK’yi hedef göstererek, “bedelini ağır ödeyecekler” diyen Erdoğan’ın sözleri topyekün savaş olarak yorumlandı.

 BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, dün yapmış olduğu bir açıklamada Başbakan Erdoğan'ın BDP ve DTK'yi hedef alan konuşmasına dikkat çekerek, "PKK'ye güç getiremedikleri her yerde intikamını BDP'den alıyorlar" dedi. "Asıl siz faşizmle aranıza mesafe koyun. Yoksa siz zarar görürsünüz’’ diyen Demirtaş, DTK’ye olası bir operasyonun ise facia olacağını söyledi.

 İLERİ DEMOKRASİ’NİN ÇİLLER DÖNEMİNİ ARATMAYAN BİLANÇOSU

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sık sık OHAL ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’ni kaldırdıkları iddia etse de pratikte özel yetkili mahkemeler ile polisiye baskılar, 1990’lı yıllardaki baskı rejimini aratmıyor. Manipülasyonlarla yürütülen “ileri demokrasi” görüntüsü altında, 9 yılda yüzde 100 artan tutuklu sayısı, 70 dolayın tutuklu gazeteci, yasaklanan yüzlerce yayın, taş attıkları için yaşlarını iki katı ceza alan çocuklar, polis ve asker tarafından katledilen çocuklar ve onbinlerce gözaltı var. İnsan hakları örgütlerinin raporları işkence ve kötü muamelenin büyük artış gösterdiğini belirtiyor.

İstatistikler İleri Demorasi’de Çiller dönemini hatırlatan bir bilançoyu ortaya koyuyor. Raporlara göre 1994 yılında 14 bin 473 kişi gözaltına alınırken, Erdoğan’ın çıraklık dönemi 2002’de 21 bin 612, kalfalık döneminin başı olan 2007’de 7197, ustalık öncesi 2010’da 16 bin dolayında kişi gözaltına alındı. Ustalık dönemine geçişte, yani 2011 yılının ilk altı ayında İHD'ye göre ilk altı ayda sadece Kürt coğrafyasında 4015 kişi gözaltına alındı. 2010 yılının aynı döneminde bu sayı 2430 olarak kayda geçmişti.