Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

'Saldırılar herkese yapılıyor'

Nuray Mert, Demokratik Özerklik projesine karşı geliştirilen anti-propagandanın sadece Kürt düşmanlığı olmadığını ifade etti.DERSİM - Demokratik Özerklik projesine karşı geliştirilen anti-propagandanın sadece Kürt düşmanlığı olmadığını ifade eden Gazeteci Nuray Mert, "Bu sadece Kürtlere yapılan bir saldırı değil sol anlayışa karşı da bir öfkenin açığa vurumudur. Kürt halkının statüsü nasıl belirlenir, bizler nasıl ele alıyoruz? Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmemiz gerekiyor" dedi."Dağların anahtarı, evliyaların diyarı özgürlüğün ve ateşin kadim toprakları, arınmaya, yaşatmaya ve özgürleşmeye Dersim'e Geri dön" şiarıyla düzenlenen 11. Munzur Kültür ve Doğa Festivali devam ediyor. Kışla Meydanı'nda düzenlenen "Türkiye'nin yeniden yapılandırması; Kürt sorunu, barış ve Anayasa Konseyi dışında çözüm arayışları" adlı panelin möderatörlüğünü Dersim Belediye Başkanı Edibe Şahin yaparken, Gazeteci-yazar Nuray Mert, BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Gazeteci yazar Celalettin Can, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, EEP Genel Başkanı Selma Gürkan, ESP Temsilcisi Ziya Ulusoy, Araştırmacı-yazar Temel Demirel ve DHF Temsilcisi Ozan Doğan konuşmacı olarak katıldı. Panelde ilk konuşmayı yapan Temel Demirer, Demokratik Özerklik inşasıyla Kürtlerin özgürleştiğini ifade ederek, "Barıştan yanayım, barış Kürt özgürlük mücadelesiyle gelir. Türkiye radikal Sosyalistleriyle gelir, liberallerle gelmez. Ben Diyarbakır ile Hopa'nın el ele vererek Türk ve Kürt halkının kazanabileceğine inanıyorum. Bunun için Kürtlerin kendi Anayasası'nı oluşturacağından hiçbir şüphemiz yok. Kürtlerin Demokratik Özerklik ilanı da kendi anayasasını ortaya koymuştur ve artık onlar özgürdür. Artık Türk sorunu söz konusudur" dedi.


Can: Kürt halkı büyük bedeller ödedi

Demokratik Özerklik projesinin inşasına kadar Kürt halkının büyük bedeller ödediğini belirten Celalettin Can, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın öngörüsü sayesinde PKK'nin büyüdüğüne vurgu yaptı. Kürt halkının verdiği mücadele sayesinde devlet aygıtını çözüme zorladığına dikkat çeken Can, "70'li yıllarda tüm devrimci kurumlar olarak büyük bir darbe aldık. O dönemde bir halk parlamentosu oluşturabilecek potansiyele sahip halk gücümüz vardı. Biz bunu akıl edemedik. Ancak PKK'nin lideri Sayın Abdullah Öcalan güçlü olan ön sezgilerini kullanarak, ülke dışına çekildi ve kadrosunu oluşturdu. Devleti ciddiye alarak, karşısında mücadele etti. Ancak bu 30 yıllık süre zarfında PKK büyük bedeller ödedi ve günümüz itibarıyla Demokratik Özerklik inşasına kadar gelebildi. Biz sosyalistler olarak bu zaferi kıskanmamız gerekiyor, aksine Kürt Özgürlük mücadelesine destek vermemiz gerekiyor. Çünkü kabul etsek de etmezsek de Kürt halkının verdiği mücadele, devlet aygıtını çözüme zorlayabilecek noktaya getirmiştir" diye konuştu. 

Tuncel: Statümüzü kendimiz belirleyeceğiz

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ise, direnen halkın barış getirebileceğini ifade ederek, alanlarda olan Kürt halkının "An azadî yan azadî" şiarıyla barışı getireceğini ifade ederek, şunları söyledi: "Kürtlerin Demokratik Özerklik ısrarının nedeni kapitalist moderniteye karşı demokratik modernitenin hayat bulmasıdır. Artık Demokratik Özerkliğin inşasının engellenemeyeceği de görülmüştür. Barışı direnenler getirebilir, 30 yıldır direnen Kürtler getirecektir. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Demokratik Özerklik inşası devlet hegemonyasına karşı bir projedir. Bu nedenle Kürtler statüsünü tartıştırmaz. Bu hakkı devlete vermiyoruz, dilimizi, kültürümüzü ve inancımızı tartıştırmayız. Statümüzü kendimiz belirleyeceğiz." 

Mert: AKP kendi hegemonyasını kurmak istiyor

AKP hükümetinin askeri vesayetin hizaya getirmesinin tek nedeninin kendi hegemonyasını kurmak olduğuna dikkat çeken Gazeteci Nuray Mert ise, Demokratik Özerkliğe yaklaşımın negatif olmasına tepki gösterdi. Mert, "Dersimle tanışma hadisem tartışmalı konusuyla başlamıştı. Bunun üzerine Başbakan Erdoğan yaptığı bir seçim mitinginde beni mitingi izleyen kitleye yuhalatmıştı. AKP'nin hegemonya inşası 2007'de hız kazanmıştı. Tabi bir takım mücadele, askeri vesayete karşı polis vesayetinin sağlanmasıyla paramiliter bir yapı oluşturdu. Buna da köşe yazarları ile bazı aydın ve liberal kesimler, bu hegemonyayı meşrulaştırma amacıyla Kürt Hareketine saldırmaya başlamışlardı. Ancak AKP'nin amacı darbeci askeri yapıyı ortadan kaldırmak değil, kendi hegemonyasını oluşturmaktır. Şu anda bile Demokratik Özerklik projesini değerlendiren medya ve köşe yazarları, maalesef, 'gülünçler' ve 'kendileri çalıp kendileri oynuyorlar' sözleri vb yaklaşımlarla Özerklik projesini alay konusu yapmaya çalışıyorlar. Bu sadece Kürtlere yapılan bir saldırı değil, sol anlayışa karşı bir öfkenin açığa vurumudur. Kürt halkının statüsü nasıl belirlenir? Bizler nasıl ele alıyoruz. Bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmemiz gerekiyor" diye konuştu. 

Panelin ardından Yeraltı Çarşısı üstünde sokak tiyatrosu gösterimi yapılırken, Şehir Stadyumun da ise Yılmaz Çelik, Grup Vardiya, Şengül Pak, Pınar Sağ, Erdoğan Emir ile Ahmet Aslan verdiği konserde binlerce kişi halaylar çekti. 
Ayrıca Kürdi-Der'in Sanat Sokağı'nda açtığı çadırda Kürtçe'nin Kürmanci ve Dımılki lehçelerinde eğitim verdi. DİHA