Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Evrim Demir-'Bu eylemle barışın sesi olmak istiyorum'

Muş'un Bulanık ilçesinde 18 yaşındaki Evrim Demir, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi'nde yaşanan vahşete karşı 14 Temmuz 1982'de başlatılan ölüm orucunun yıl dönümünde bedenini ateşe verdi.Hayatını kaybeden Demir, günlüğünde yazdığı son notta, "Bu eylemle barışın sesi olmak istiyorum" dedi ve şu vasiyette bulundu: "Beni Amed'de Mustafa Malçok'un yanına gömerseniz çok sevinirim." 

PKK'nin öncü kadrolarından M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz'ın yaşamını yitirdiği 14 Temmuz ölüm orucunun yıldönümünde 18 yaşındaki Evrim Demir, bedenini ateşe vererek yaşamına son verdi. Ailesi farkına varmasın diye odasının penceresinden çıkan Demir, Bulanık Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan evlerinin bahçesinde gece saat 02.30 sularında bedenini ateşe verdi. Ailesi ve komşuları tarafından yaralı bir şekilde Bulanık Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Demir, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Hastane morgunda tutulan Demir'in cenazesi Cumhuriyet Savcısı tarafından incelendi. 
'Bu eylemle barışın sesi olmak istiyorum' 
Demir arkasından, yaşamına son vermeden önce odasında günlük defterinde yazdığı bir not bıraktı. "Tüm Türkiye halklarına savaşın esirinden kurtulmuş kan olmadığı bir dünya diliyorum" diyen Demir, notunda şunlara yer verdi: "Bir gün herkesinde benim gibi bir dünya düşlemesidir. Bu eylemle barışın sesi olmak istiyorum. Kan kanla temizlenmez kan kanı getirir. Bu MHP anlayışında Kemalistlerin anlayışından hiçbir farkı yoktur. Kürt halkı sınırları önemsemiyor, devleti önemsemiyor. Çünkü bir devlet bir toplum var. Bir toplum dili, kültürü ve tarihi var eder. Bizim sınırımızı kültürümüz çizecektir, tarihimiz ve dilimizdir. Biz kardeşiz ama 'Haklarınız yok, Kürt sorunu yoktur' denilirse biz de tüm gücümüzle bu hakları savunuruz ve isteriz. Bütün zorluklara rağmen 36 milletvekili seçildi fakat bir milletvekilimiz düşürüldü. Benim sesim hukuk adı altında susturuluyor. Böyle hukuksuzluğu kabul etmeyeceğiz. Hatip Dicle ve diğer tutuklu vekillerimiz onurumuzdur." 
Ben bölücü ve terörist değilim, bir Kürdüm'
"AKP Hükümeti bir bizi kandıracağını sanıyor" diyen Demir, bıraktığı notta şunlara dikkat çekti: "Biz Kürtçe söyleyip oynamak değil, statü istiyoruz. Biz kendi kendimizi yönetmek hakkını istiyoruz. Biz var olduğumuzu ve PKK hareketiyle bir bütün olarak kabul edilmek istiyoruz. Bu böyle bilinsin. Artık 'PKK hareketini imha tasfiye ederiz' deyimiyle 30 yıl daha savaşa hizmet ederler. Ben ve benden sonrakiler bunu kabul etmez. 70 yıl bile olsa tekrar ayaklanırız. Yani her açıdan bu durum imkansız ve yararsızdır. Ben bölücü, terörist de değilim, ben bir Kürdüm. Azadi (özgürlük) sloganıyla büyüyen ve onun için ölecek bir Kürdüm. Kürdistan'da hala çok kirli bir savaş yürütülüyor. Kürt halkının evlatlarını ölüme mahkûm edenler, Türkiye halklarında temennimdir ki bir gün onların da ölecek olmasıdır. Bölücülük adı altında Türk halkı korkutuluyor ve korku imparatorluğu inşa ediliyor. AKP, MHP çok net bir şekilde bunu kullanıyor. Türkiye halkları bizi anlamalı bize kimlik vermek zorunda neden dağlara çıkıldığını böyle yaptığımızı sorgulamalı. Unutulmamalıdır ki Kürt halkı Dersim halkı gibi değildir. Geçmişini unutmaz geçmişindeki değerler için ölür. Bu değerlerini yaşar ve yaşatır. Kürt halkı Bedirhanlardan, Şeyh Saitlerden ve Seyit Rızalardan gelir. Kürt halkı bunu nesilden nesile evlatlarına anlatır. Daha çok şey yazmak isterdim. Fakat artık gerçekle bütünleşme ve var etme zamanıdır. Tüm Kürt halkını Türkiye halklarını Önder Apo'yu savaşlarda evlatlarını kaybetmiş, tüm anneleri ve babaları değerli tüm gerillalarımızı ve özellikle Amed ve Hakkari halkını kucak dolu selamlıyorum. Gün Barışa ve Önder Apo'ya özgürlük günü olması dileğiyle." 

Demir'in son isteği şu oldu: "Beni Amed'de Mustafa Malçok'un yanına gömerseniz çok sevinirim." DİHA