Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Demokratik kurum ve Kişiler´den YSK açıklamaları

Ayfer Ber-Emek,Demokrasi ev Özgürlük Blok adayı sayın Hatip Dicle´ye verilen Milletvekili yasağı yasal degil,yasadışı  ve siyasi bir karardır.Yüksek Seçim Kurulunun  bu kararına planlı olarak bakmak gerekir. Bu kararla Ezilen Kürt halkına  ayrımcılık ve şiddet dayatılmakta.Seksen bin oy alarak halkın iradesiyle Milletvekilliliğini hak eden Amed Milletvekili Dicle´nin Milletvekili Mazbatası´nın iade edilmesi gelecek açısından önemlidir.

Barış,Demokrasi ve Özgürlük için atılacak adımlar açısından önemlidir.Bu karar Demokratik değil antidemokratik bir karardır.Bu kararı kınıyorum.


 





Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle’nin vekilliğinin YSK tarafından düşürülmesine toplumsal muhalefetten de sert tepki geldi. Kurumlar yaptıkları açıklamalar ile halkın iradesine saygı duyulmasını, Dicle’nin vekilliğinin derhal iade edilmesini ve barış fırsatının değerlendirilmesini talep etti 

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle için AKP’nin itirazda bulunması ve savcılığın dilekçe sunmasının ardından YSK’nin ‘milletvekilliği düşürme’ kararı alması toplumsal muhalefette tepkiyle karşılandı. Siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütleri yaptıkları açıklamalar ile halkın iradesinin yok sayılmasını kınadı, derhal sorunun çözülmesini talep etti. 

KESK: ‘AKP 12 Eylül’e dayanarak halkın özgür iradesine müdahale ediyor’ 
KESK adına bir basın açıklaması yayınlayan Genel Başkan Döndü Taka Çınar, yeni anayasa, demokratik hak ve özgürlüklerden söz eden AKP’nin 12 Eylül Anayasası’na dayanarak halkın özgür iradesine müdahalede bulunduğunu söyledi. YSK’nin kararını seçimlere ve seçilmişlere bir müdahale olarak yorumlayan Çınar, demokrasi ve hukuk dışı kararın barış ikliminin gelişmesine engel teşkil ettiğini belirtti. Çınar, ”Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümünü kolaylaştıran adımlar atılması beklenirken, ülkemizi yeniden kaosa sürükleyecek, ortamı germeye ve çatışmalara hizmet eden bu karar değiştirilmelidir. Hükümetin yanı sıra mecliste temsil edilen tüm partileri siyasi sorumluluğa davet ediyoruz” diyerek açıklamasını sonlandırdı. 

EMEP: ‘YSK kararı bir darbedir’ 
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan Dicle ile ilgili kararı değerlendiren bir basın açıklaması yayınladı. Dicle’nin yüzde 10 barajını aşarak 80 bin oy alan ve vekillik hakkını kazandığını ifade eden Gürkan, “Her vesile ile millet iradesinden söz eden AKP demokrasisinin darbeci yüzüne işaret eden, kılıfına uydurulmak istenen antidemokratik bir karardır” dedi. Blok güçlerinin etki ve umudu karşısında AKP’nin tahammülsüzlüğünü gördüklerini söyleyen Gürkan, Kürt sorununda çözümden değil çatışmadan yana tavrın ortaya çıktığını vurguladı. EMEP, karar geri alınıncaya kadar mücadeleye devam çağrı yaptı. 

ÖDP: ‘Seçimler YSK gölgesinde’ 
Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı Alper Taş da seçimlerin YSK gölgesinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Seçim öncesindeki anti-demokratik uygulamaların seçim sonrasında da sürdüğünü, Kürt sorununun demokratik çözüm imkanlarının zayıfladığını ifade eden Taş, baskının sona ermesi ve halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. 

TKP: ‘YSK yolsuzlukların hesabını versin’ 
Seçimin ardından 10. Kongre hazırlıklarına başlayan Türkiye Komünist Partisi’nde Kongre Hazırlık Komitesi YSK kararı ile ilgili bir açıklama yaptı. YSK’nin seçim öncesi ve sonrasındaki hukuksuzluklara yanıt vermediğini dile getiren komite, Dicle’nin meşruiyetinin ortadan kaldırılamayacağını söyledi. AKP’nin Suriye’ye dönük hesapları doğrultusunda çatışmayı tırmandırma hamlesi yapabileceği yorumunda bulunan komite, AKP’nin ABD çıkarları doğrultusunda otoriter uygulamalarına devam edeceğini vurguladı. 

ESP: ‘Halkımızın iradesini engelleyemeyeceksiniz’ 
Dicle’nin 1994’te de yaka paça gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlatan ESP, aynı sömürgeci tahammülsüzlüğün, inkar ve imha siyasetinin 17 yıldır sürdüğünü belirtti. Kürt halkının ısrarla uzattığı barış elinin havada kaldığı söylenen açıklamada, kararın Kürt halkı ile topyekun savaş anlamına geldiği, halkların karar karşı gerekeni sokakta yapacağı vurgulandı. 

SDP: ‘Bu yol barış ve istikrar yolu değildir’ 
SDP tarafından yapılan açıklamada ise Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesi ile KCK tutuklularının serbest bırakılmamasının Türkiye’nin çok kritik bir yol ayrımında bulunduğu değerlendirmesi yapıldı. AKP’nin “Bu yargının kararıdır” diyerek topu başka alanlara atmaya çalıştığına dikkat çeken SDP, bu sessizliğin bir milletvekilliği için yapıldığına da değindi. Dicle’nin “Operasyonlar durmazsa barış da olmaz” sözünden dolayı ceza aldığını hatırlatan SDP, AKP’nin izlediği yolun barış ve istikrardan yana olmadığının altını çizdi. 

ÇHD: ‘Asıl kanunsuzluk hali YSK’nin kararıdır’ 
Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Merkezi, kararı “tam bir kanunsuzluk hali” biçiminde yorumladı. YSK’nin kararını, Dicle’nin bir yılı aşan süreyle kesinleşmiş hapis cezasına dayandırdığına dikkat çeken ÇHD, aynı YSK’nin Türk Ceza Kanunu 53. maddesindeki “Kişinin seçme-seçilme hakkının cezanın infaz süresi ile sınırlı olduğu” ifadesini ise görmezden geldiğini belirtti. Yasaların temel hak ve hürriyetler açısından Anayasa’dan daha ileri bir düzenleme getirdiği taktirde esas alınması gerektiğini ifade eden ÇHD, asıl kanunsuzluğun halkın özgür iradesine olan müdahale ve TCK’nin yok sayılması olduğunu vurguladı. ÇHD, Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olduklarının da altını çizdi. 

ABF: ‘Karar, gerilimlere ve çatışmalara yol açabilir’ 
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Selahattin Özel milletvekillerinin iptali ve tahliye taleplerinin reddine yönelik olarak yaptığı açıklamada ”’Yeterli oyu aldıkları taktirde milletvekili olabilirler’ onayını veren YSK’nin seçimden sonra ‘olmaz’ deme şansı kalmamıştır” dedi. Dicle, Balbay ve Haberal’ın siyasi farklılıklarına karşın halk iradesinin tecelli ettiğine dikkat çeken Özel, kararın yeni gerilimlere, kültürlerarası çatışmalara yol açabileceğini belirtti. 

DHF: ‘TC politikasının tezahürü’ 
Demokratik Haklar Federasyonu yaptığı yazılı açıklama ile kararı kınayarak AKP ve CHP’nin karar karşısındaki sessizliklerine dikkat çekti. Alınan kararı ne YSK’nin, ne AKP’nin ne de barışa engel olmaya çalışan karanlık bir odağın işi olduğunu söyleyen DHF, ”Karar, Türk hakim sınıflarının, TC’nin kuruluşundan bugüne kadar Kürt ulusal sorunundaki politikasının tezahürüdür” şeklinde yorumladı. 

Partizan: ‘Dicle halkın milletvekilidir’ 
Dicle’nin aday olarak seçimlere girdiği bölgede %91 oranında oy aldığını hatırlatan Partizan, kararı devletin Kürt ulusuna dayattığı siyasal soykırımın bir örneği olarak yorumladı. ”Karar, devletin kendi ‘demokratikleştirme’ söylemlerini yine kendi faşist pratikleri eşliğinde çürütme kararıdır” diyen Partizan; faşizme, siyasal soykırıma, imha ve asimilasyon siyasetine karşı mücadeleye devam edileceğini belirtti. 

SODAP: ‘Tasfiye operasyonuna karşı topyekun direnişe’ 
Sosyalist Dayanışma Platformu tarafından yapılan basın açıklamasında devletin Kürt Özgürlük Hareketi’ni tasfiye operasyonlarına bir yenisinin eklendiği ifade edildi. AKP’nin statükonun devamı niyetinde olduğunu, inkarcı, tekçi ve zorbacı davrandığını belirten SODAP, ”Halklarımızın ittifakı ve ortaklan isyanı bütün bu oyunları bozmalı, özgürlüklerden yana gerçek değişime giden yolu açmalıdır. Kardeş Kürt halkı örgütlü gücüyle ve kararlılığıyla, kırılmayan iradesiyle bu göreve hazır olduğunu kanıtlamaktadır” açıklamasında bulundu. 

Sendika.Org