Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Ahmet Şık tüm ezilenlere seslendi

Ahmet Şık Fadime GöktepeErgenekon üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanan gazeteci Ahmet Şık'tan mektup geldi. Şık, bugüne kadar haberlerini yaptığı Metin Göktepe'nin annesine, Cumartesi annelerine, Kürt halkına ve tüm ezilenlere seslendi: "Yoldaşlarımızı öldürenlerin tetikçisiymişim. Ben bir savaş çığırtkanı ırkçıymışım. Bana güvenecek misiniz?"


İSTANBUL- Tutuklanarak Silivri Cezaevine konulan Ahmet Şık'tan mektup geldi. Şık, mektubunda, ailesinin yanı sıra üyesi olduğu iddia edilen Ergenekon'un kurbanlarının yakınlarına seslendi. Ahmet Şık, Dink ailesine, gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe'nin annesine, gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın annesi ve tüm Cumartesi Annelerine, cezaevlerinde, evlerde, sokaklarda katledilen devrimcilerin ailelerine ve meslektaşlarına "Bana güvenecek misiniz?" diye sordu.

Ahmet Şık'a yanıt veren Fadime Göktepe, "Sevgili oğlum Ahmetim, Metinimsin sen benim"; Emine Ocak ise "Seni içeri aldıklarından beri seni izledikçe ağlıyorum. Oğlumu da Hasan gibi götürdüler diye. Hasan'ı götürenler, seni de götürdüler. Ağlıyorum yine, seni bana geri versinler" dedi.

Ahmet Şık'ın mektubunun tam hali şöyle:

"Kardeşim Arat; Bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? Çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?

Fadime Ana; sen benim "ikinci Metinimsin" diyecek misin yine? Oğlunu, dostumu işkencede katledenlerin yanındaymışım.

Emine Ana, bir cumartesi günü 12:00'de Galatasaray'a geldiğimde yanına oturtacak mısın beni? Sen ve senin gibi sevdikleri ellerinden alınıp gidebilecek bir mezarı dahi olmayan Cumartesi Anneleri sizlerle ilgili yaptığım haberlerin hepsi aldatmacaymış. Sevdiklerinizi dipsiz kuyularda kaybedenlere yardım etmişim.

Cezaevlerinde, evlerde, sokaklarda katledilen devrimcilerin aileleri, yoldaşlarım hala habercilik namusuma güvenecek misiniz? Yoldaşlarımızı öldürenlerin tetikçisiymişim.

Kürt kardeşlerim; Jitemcilerin kurbanları, halkların kardeşliğini savunduğuma inanacak mısınız hala? Ben bir savaş çığırtkanı ırkçıymışım.

Babam, annem, ağabeylerim, hala gurur duyuyor musunuz oğlunuzla, kardeşinizle? Hak, hukuk, eşitlik gözeten değil kanlı cinayetlerin ve darbe planlarının gazetecisiymişim.

Yonca'm; yol arkadaşım, yoldaşlığımız devam edecek mi? Yıllardır seni kandırıyormuşum.

Kuzum (kızı için), akıl, vicdan ve adalet sahibi kızım, annenle birlikte böyle olman için verdiğim öğütlerime kulak asacak mısın artık? Güvenecek misin bana? Sana yalan söylemişim meğer.

Gazetecilik namusuma, meslek ahlakıma kefil olup beni yalnız bırakmayan meslektaşlarım, dostlarım hepinizi kandırmışım yıllarca. Yazdıklarım yalan, söylediklerim sahteymiş. Hepinizi, herkesi kandırmışım. Hep böyle gideceğini sanırken kül yutmaz polislere, savcılara, hakimlere yakalandım. Bir de malum zihniyetin medyatörlerine.

Bir anda anlayıverdiler ne iflah olmaz bir Ergenekoncu olduğumu. Irkçı, faşist, darbeci, katil değilim. Güzel yaşanılabilir bir dünyanın eşit ve adil bölüşüme dayalı sosyalizm ile geleceğini düşünen sosyalistim dedim.

Duymadılar.

Gazetecilik felsefem görmeyenin gözü, duymayanın kulağı, konuşmayanın sesi olmaktır. Ezen ve ezilen varsa ezilenin yanında saf tutarım. Üniformalı, kravatlı, takkeli her türlü iktidarın karşısında yer alırım. Çünkü sorun yaratan her zaman iktidarlar ve güç odaklarıdır. Bu yüzden onların yanında saf tutmak değil karşısında yer almak önemlidir dedim. Duymak istemediler. Ergenekon örgütünün üyesi olmayı zül sayarım dedim. "Hayır Ergenekoncusun" deyip tutukladılar. Sonra da "Gazetecilik faaliyetinden tutuklanmadı" diye açıkladılar. Benim de bilmediğim deliller varmış. Savcı öyle diyor. Açıklasın delilleri. Hepimiz bilelim. Madem gazeteci değilim neden sadece gazetecilik faaliyetimi sorguladınız? Yazdığım kitapta sizi ürküten konular var diye mi tutukladınız yoksa? Kendimi Orwell'in 1984'ünde geçen Kafka'nın Dava'sının kahramanı gibi hissediyorum. Eğer ben gazetecilik yapmadığım için tutuklandıysam bu kararı alanlar ve uygulanmasını sağlayanlar siz hukukçu musunuz? Yoksa bir hiyerarşik zincirin halkaları mı?"

 

FADİME ANA VE EMİNE ANA'DAN YANIT

 

Gazeteci Ahmet Şık'ın mektubuna gözaltında öldürülen gazeteci Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe'den ve Ocak ailesinden yanıt geldi. İşte o yanıtlar....

Fadime Göktepe'nin yanıtı

"Sevgili oğlum Ahmetim, Metinimsin sen benim.

Sen bana oğul yadigarısın. Sana eskisinden de sıkı sarılırım. Çünkü ben seni tanıyorum sen o çetelerden olabilirmisin. Sana Metin'im kadar inanırım. Seni aldıklarını duyduğumda tıpkı Metin'im alınmış gibi ağladım, üzüldüm.

Canım oğlum ben hasta olmasaydım aynı dakka yanında olurdum. Ama en kısa zamanda sevgili gelinimin yanında olmak istiyorum. Ben Metinim'in düğününü göremedim ama siz onun kalemini yere düşürmediniz onun için siz benim Metinimsiniz. Hele de sen benim hep yanımda oldun canım benim. Okudular mektup yazmışsın çok ağladım. Anneni de okudu torunum O'na öyle üzüldüm ki. Ama ona da diyeceğim var; o hiç üzülmesin. Ya oğlu katil olaydı, ya hırsız olaydı o zaman daha çok üzülürdü ben biliyorum.

Canım oğlum en kısa zamanda seni görmek istiyorum. Yaşlılık kötü şey be oğul nasıl koşmak istedim öğrendim yanına gelemedim. Hep senin için dua ediyorum. Asıl katil başkaları o nasıl söz sen katil nasıl olursun. Onlarla nasıl bir olursun. Ha sana demişler ha Metin'e demişler ikisi de bir.

Sen de yağcı olaydın, sen de çete olaydın hiç gelir miydi bunlar başına... Amma iyi ki öyle değilsin canım oğlum. sana eskisinden de çok sarılırım oğul, sen benim Metin'imsin..."

Emine Ocak'ın yanıtı

"Ahmet,
Seni içeri aldıklarından beri seni izledikçe ağlıyorum. Oğlumu da Hasan gibi götürdüler diye. Hasan'ı götürenler, seni de götürdüler. Ağlıyorum yine, seni bana geri versinler.

Anneni izledim televizyondan. Annene o sadece senin oğlun değil diyorum. Çok kar yağıyor, ben yollara bakıyorum senin için nereye gideyim diye soruyorum, duvarlar bana cevap vermiyor.

Sen geldiğinde seni öyle bir kucaklayacağım ki, kimseye vermeyeceğim seni.

Geçmiş olsun diyeceğim ama nasıl geçecek.

Seni öpüyor öpüyor, seviyorum.
Emine Ocak"

Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak'ın yanıtı

"Bir yangının içinde düşünün kendinizi. Bu yangının ortasında sizin ateşinizi tutan, düşmanınız olabilir mi? Ya da sizi ateşlere atan, elinizden tutup çıkarmaya çalışabilir mi?

Yan yana geçirdiğimiz 20 yılda samimiyetinden, dürüstlüğünden, duruşundan hiç bir zaman tereddüte düşmediğimiz sevgili Ahmet, söylesene biz seninle bir ateşi avuçlamışken kim seni bize anlatabilir ki? Ya da bu ateşi senin yaktığını söyleyebilir ki?

Geçtiğimiz cumartesi 310. haftamızda İrfan Bilgin'in de dediği gibi "biz bu komploya inanmıyoruz ve senin yanındayız."

Gözaltına alındığın günden beri anam dediğin Emine Ocak'ın gözüne uyku girmiyor. Seni her soruşunda boğazı düğüm düğüm.

Yanı başımızdaki yerini sıcacık tutarak bekleyeceğiz seni. Gözümüzden iki damla yaş akıtacaksak, senin geldiğin zaman sevince dönen gözyaşları olacak bu.

Her zaman olduğu gibi sesimizi duyduğuna, bizi hissettiğine olan inancımla yazıyoruz sana bunları. doyamadan kucaklıyoruz.

Ocak Ailesi adına
Maside Ocak"