Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

"Devlet Gizli Belgeleri Açsın, Mezarlarımızın Yerini Bilelim"

 "16 yıl önce eşimi, canımdan çok sevdiğimi kaybettim. Acımı biraz unutur gibi olduğumda açılan her toplu mezar acımızı tazeliyor. O kepçeler kemiklere dokunduğu zaman bizim acımızı deşiyor."

Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YAKAY-DER) başkanıHanım Tosun bugün Cezayir Lokantası'ndaki "Türkiye'deki Toplu Mezarlar ve İnsan Hakları İhlalleri" toplantısında, mezarların kepçelerle açılmasının ailelerin acısını tazelediğini söyledi.

Tosun'un konuşmasından satır başları:

* Toplu mezarlar bu ülkenin ayıbıdır. Mezarların kepçeyle açılması bizi çok rahatsız ediyor. Eli kalem tutanlar, vicdanlarının sesini dinleyerek yazarsa Türkiye'de bu sorunun çözümü için adımlar atılır.

* Ben bir kayıp yakını olarak toplu mezarlar kazıldığı zaman geceleri uyuyamıyorum. Gazete okuyamıyorum, televizyon izleyemiyorum. Annelerin feryatları kulağımdan gitmiyor."

"Devlet gizli belgeleri açsın"

* Devletin gizli belgeleri açmasının zamanı geldi de geçiyor. Kayıp yakınlarına, kim, hangi mezarda yatıyor söylensin. Bu belgelerin hepsi devletin kayıtlarında var.

* Hüseyin Aydın, Fehmi'yle (Tosun) aynı gün kayboldu. Düzgün Tekin de Fehmi'den birkaç gün sonra kaybedildi. Bir itirafçı işkence görerek öldürüldüğünü, Edirne'ye gömüldüğünü söyledi. 1996'da kayıp yakınları ve insan hakları savunucularıyla Edirne'ye gittik.

* Çadırkent'teki toplu mezarı yine kepçelerle açtılar. Tekin'in annesi "Ben geri dönmek istemiyorum. Çocuğumun kemikleri buradaysa beni de buraya gömsünler" dedi. Şimdi de anneler evlatlarının kemiklerini çöplüklerde arıyor. "İnsanım" diyen herkes buna karşı çıkmalı.

"Benim vicdanım rahat"

* Binlerce insan hayatını Cumartesi Anneleri'ne borçlu. Eylemlere başladığımız 1995'ten bu yana gözaltına alındık, dayak yedik, biber gazı sıktılar ama direndik, yılmadık.

* Bazı günler daha elimizdeki çiçeği bırakamadan, elimizdeki çiçekle gözaltına aldılar bizi. Sabahları evden eşyalarımızı hazırlayarak çıkıyorduk, "Nasılsa gözaltına alınacağız" diye.

* Gözaltından çıkan bir kadın anlatmıştı. Ona, "Seni de öldürüp bir çukura atardık ama sonra senin annen de gidip orada oturacak. O yüzden seni bırakıyoruz" demişler. Eğer doğruysa ben dünyanın en mutlu insanıyım.

* Benim vicdanım rahat. Orada dayak yedik, hakkımızda birçok dava açıldı ama bazı kayıplara da engel olduk. Kayıp yakınları olarak mücadeleye devam edeceğiz.

Hanım Tosun'un 36 yaşındaki eşi Fehmi Tosun 19 Ekim 1995'te İstanbul Avcılar'daki evinin önünden ellerinde telsiz ve silah olan kişilerce kaçırıldı. 34 UD 597 beyaz Renault araca sürüklenerek bindirildi ve bir daha kendisinden haber alınamadı.

YAKAY-DER 2001'de kuruldu. Kaybedilen veya faili meçhul cinayete kurban gidenlerin yakınlarının kurduğu derneğin yönetiminde, Başkan Hanım Tosun ile üyeler Halep Demir, Hüsniye Baykara, Velat Demir, Şekernaz Çakar, Cemal Bektaş ve Selahattin Demir yer alıyor. Dernek, 2009'da Zorla Kaybettirmelere Karşı Avrupa-Akdeniz Federasyonu'nun (FEMED) yönetim kurulu üyeliğine seçildi. (AS/EÖ)

Kaynak--Bianet