Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

"Yaşayan tarih katledildi"

Cumhuriyetle yaşıt, Ulucanlar Cezaevi binasının müzeye dönüştürülmesi için yapılan restorasyon çalışmaları tartışmalara yol açtı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi de 78’liler Derneği de, Ulucanlar Cezaevi'ndeki restorasyonun ‘gelişigüzel’ yapıldığı görüşünde...

Selda Güneysu

Mimarlar Odası Ankara Şube yönetimi ile Ankara 78’liler Derneği yönetimi, işkencelerle, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamıyla hafızalarda yerini alan, AKP’li Altındağ Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi’ndeki restorasyonu “aslına uygun olmadığı” gerekçesiyle eleştiriyor. Restorasyon çalışmaları sırasında cezaevindeki mevcut değerlerin korunmadığı, duvarlardaki yazıların bir kısmının silindiği, hatta Deniz Gezmiş’lerin idam edildiği dar ağacının bile boyandığı belirtiliyor.

Ulucanlar Cezaevi 2006 yılında boşaltılmasıyla birlikte Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından açılan yarışma ve kampanya ile yıkılmaktan kurtulmuş ve korunmaya alınmıştı. Bir süre sonra da cezaevinde AKP’li Altındağ Belediyesi tarafından restorasyon çalışmalarına başlanmıştı. Bunun için bir proje yarışması düzenlenmişti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin de öncülük ettiği proje yarışmasında, cezaevinin mevcut yapısının korunmasına ilişkin kararlar alınmıştı. Ancak kısa bir süre sonra, müzeye dönüştürülen ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açılacak cezaevinde projeye uyulmadığı ve tarihi izlerin silindiği belirtiliyor.

‘İzler yok edilmiş’

Ankara 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, restorasyon sırasında cezaevindeki mevcut hücrelerin yapısının çok değiştirildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bizler o cezaevinin konuklarıydık bir dönem. Hücreler ıslak ve nemliydi. Şimdi öyle değiştirilmiş ki... Belediye Başkanı Veysel Tiryaki bile ‘Gelip burada kalınabilir’ diyor. Cezaevinin kadınlar koğuşu ile birinci ve ikinci kısıma gidilen yerlerdeki birçok alan yıkılmış. Cezaevinin girişinde kapalı bir alan vardı, ilk dayağın orada yenildiği... Arka kısmını yıkmışlar. Eskiden kocaman demirden bir giriş kapısı vardı, şimdi yok. Görüş yerlerinin yarısını da yıkmışlar. Orada deyim yerindeyse bir tarih katliamı yapmışlar. Duvardaki yazıların bazılarını koruma altına alırlarken, bazılarını silmişler. Eski sıvaları soyup, yeni sıvayla kaplamışlar. Çatıları yeniden yapmışlar. Hatta Deniz Gezmiş’lerin idam edidiği dar ağacını bile ‘tahta kurusu var’ gereksiyle boyamışlar. Tahta kurularından kurtulmanın başka bir yolu yok muydu? Müze mantığı böyle olmaz. Dünyanın pek çok yerindeki cezaevleri olduğu gibi müze yapıldı. Yaşananların izleri silinerek müze yapılmaz. O bina Cumhuriyet tarihi ile yaşıt. Cumhuriyetle yaşıt yapı katledilmiş.”

‘Sahip çıkacağız’

Esentürk, mevcut duruma ilişkin takipçi olacaklarını ve “orada yaşayan tanıklar” olarak dava açacaklarının da altını çizdi. Mimarlar Odası Ankara Şube yönetimi de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, restorasyon çalışmaları sırasında projeye uyulmadığını belirtti. Daha önce odaya bağlı mimarların cezaevinde incelemelerde bulunmak amacıyla gittikleri ancak “restorasyon tamamlanmadı, giremezsiniz” denilerek engellendikleri belirtilen açıklamada, “Görülmüştür ki restorasyon süreçlerini gizli kapaklı yürüten AKP’li Altındağ Belediyesi, siyasi tarih okunmasından rahatsız olmuştur. Bu sürecin en önemli aktörlerinden olan mimarlara cezaevi kapılarını kapatmıştır. Geçmiş izlerini nasıl sildiklerini göstermek istememişlerdir. 5 yıldızlı bir otelin güvenlik kapısına benzeyen yeni kapısıyla Ulucanlar Cezaevi geçmişin izlerini silme çabasının ürünü olarak karşımızda durmaktadır. Ama bilinmelidir ki Ulucanlar Cezaevi’nin içeriğinin boşaltılmasına, belleklerimizin yok edilmesine izin vermeyeceğiz” denildi.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi

30 Aralık 2010