Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

N.Ç AÇIK MEKTUP- Erdoğan Zamur

Cinsel şiddet mağduru N.Ç. 25 Kasım 2010 tarihli Günlük gazetesinde yayınlanan röportajını okuyunca bu açık mektubu yazmayı bir vicdani görev olarak gördüm. Aslında bu, yıllardır yapamadığım vicdan muhasebesinin topyekûn sonucudur.

 

                 Sevgili  N.Ç                                                                                                                                                  

 

               Günlük gazetesinde manşette verilen röportajını okudum. İnan hala yüzümde bir tokat yemenin sersemliğini yaşıyorum. Şu tokat gibi sözler inan daha çok etkiledi beni. Toplum olarak hepimiz sende özür dilesek te fazla anlamlı olmayacağını biliyorum. Tabi benim toplum adına konuşma hakkım yok, ancak kendi adıma birkaç şey söylemek istiyorum. Sende ne kadar özür dilesem bir anlam ifade etmeyecek. Çünkü bugüne kadar senin dramına gözünü kapatmış birisiyim. Söylemde belki onlarca kez bu durumu örnek vererek insanlarımızın devlette neler çektiğini konuşmama rağmen seninde belirttiğin gibi ruhta seni anlama neler çektiğini bilince çıkarma maalesef bende de olmadı. Kendime ilerici yurtsever diye tanımlamama rağmen yaşadığı dramın senin ruhunda açtığı yaraları merak edip sormama gafletinde bulundum.

                                             Sevgili N.Ç

                  Sende özür dilemek istiyorum. Affetmeyeceğini bile bile yinede özür diliyorum. Peki, neden mi özür diliyorum? Önce erkek olduğumdan dolayı özür diliyorum. Sana ve senin gibi nicelere böyle aşağılık saldırı yapanların hemcinslerin olmasının utancını yaşıyorum. Bundan dolayı bir erkek olarak sende özür diliyorum. Erkek egemen toplumu dönüştürme çabalarına yeterince destek sunamadığımdan dolayı sende özür diliyorum. Biz ilericiler bu toplumu değiştirmek için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmalıyız. Ancak maalesef ben kendimi yeterince kattığımı söyleyemem. Bu değişimin yavaş olmasından dolayı özür diliyorum.

                        Kendi çevreme bu militarist yönetim anlayışını, bu erkek bakış açısını yeterli düzeyde mahkûm etmediğimden dolayı özür diliyorum. Bir olay yaşandığında hemen tepki veriyoruz. Üzerinde bir süre geçince maalesef ki unutuyoruz. Hatta öyle ki benzer olaylar yaşandığında kanıksamış oluyoruz. Aslın da bu insanlığımızda soyutlanıyoruz anlamına geliyor. Daha açık bir ifade ile giderek hayvanlaşıyoruz. İnsanı insan yapan temel yapı duygularımızdır. Duygusuz bir insanın hayvandan daha tehlikelidir. Hayvanlar en azında güdüleriyle hareket ediyorlar. İnsanın insana yaptığını hayvan hayvana yapmaz.  İnsani duygularımda taviz verdiğim için özür diliyorum.

                           Kendime devrimci demokrat ilerici yurtsever diyen biri olarak sende özür diliyorum. Bizler koşulları ölçüsünde mücadele ede insanlarız. Ancak bu mücadele Türkiye koşullarında yeterli değildir. Bu ülkenin doğusu yakılıp yıkılırken köyler boşaltılırken, kadın bedeni insan kılığında ki hayvanlarca kirletilirken, yine yaşam alanlarında koparılarak kentlerin kıyılarında ki gettolara sürülen; burada geçimi için bedenini bile pazarlar konuma düşürülmesine yaşanan drama ortak olmadık. Daha doğrusu yeterince sahiplenemediğimiz için özür diliyorum. İşin siyasi yanını hep ön planda tuttuğumuz için maalesef ki olayı arka planını doğru göremedik. Sonuçta bu tramvayı yaşayanında bir duygu dünyası olacağı, onun insani beklentileri olacağı aklımıza gelmediği için özür diliyorum.

                                                     Sevgili N.Ç

                              Konuşmanda o kadar çok şey söylemişsin ki adeta parmağım kör közüne diyorsun. Evet bu ülkede kadın çalışması yürüttüğünü söyleyen bütün yapılar bu yazıyı okumaları ve kendilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor. Bu toplum içinde yaşayan dili dini ırkı ayırmaksızın hepimiz kendimize ne kadar insanız sorusunu sormalıyız. Ben, başkalarını bilmiyorum ama ilk defa bu soruyu kendine sordum. Bütün bu acıları çeken sen değil de beni annem bacım veya kızımda olabilirdi.

                       Sende tekrardan özür diliyorum, yeterince insanlaşamadığım için

 

                                                                                                                                                  26.11.2010