Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Almanya´nın Baskenti Berlin´de Yapılan Dersim 38 Konferansında Önemli Kararlar Alındı

Konferans Berlin Eyalet Parlamento Başkanı Waler Momper’ın konuşmasıyla başladı. Momper konferansın önemine dikkat çekerek, “Bugün aramızda birçok tarihçi, hukukçu var. Buda konferansın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bugün sadece terörden bahsetmiyoruz. Tarihi konuşuyoruz. Mağdurların yaşadıklarını konuşuyoruz” dedi. 

Dersim 38 Konfesansında "Dêrsim Soykırımı planlanmış, tasarlanmış, inceden inceye hazırlanmış bir soykırımdır"
Dersim’de 1937-38 yılında yapılan ve on binlerce kişinin hayatını kaybettiği katilamın tartışıldığı Berlin Eyalet Parlamentosu’ndaki konferans yazar, tarihçi, hukukçu ve birçok uzmanın katılımıyla devam gec saatlere kadar devam etti. “38’de Dêrsim’de yaşananlar” isimli ilk seminerde söz alan Munzur Çem, Ahmet Kahraman, Mesut Özcan, Sema Kaygusuz, Mehmet Bayrak, Mesut Özcan, Mitte Belediye Başkanı Dr. Christian Hanke katılarak, 1938 yılında Dêrsim’de yaşanları anlattılar. 

BAYRAK: 38 ÖNCESİNE BAKMAK LAZIM
Araştırmacı- yazar Mehmet Bayrak, burada yaptığı konuşmada, yaşananların öncesine giderek, belgeledi. 1912 tarihinden bu yana isimleri, tarihleri, olayları ile dönemi belgeleyen Bayrak, “Lozan Antlaşmasına değinen 30-45 arası maddelerde Kürtlere ve gayri Müslüm azınlıklara yönelik bir takım haklar verilmiştir. Bu haklar içinde anadilde ibadet ve anadilde savunma hakkı da yer almaktadır. Bu dönemde 20’ye yakın Kürt örgütü kurulmuştur, 15’e yakın gazete ve dergiler serbest yayın yapmaktadır, üniversiteler de Kürtçe dilinde eğitim verilmektedir. Fakat Lozan’dan sonra o dönemin basın manşetlerinde, ‘Türklüğün girdiği yerde, Kürtlük biter’ sloganı yer alarak, Kürt hareketi bastırılmaya başlanmıştır” dedi. 

Bayrak, Kürt politikasının en yüksek baskı dönemi olarak 28 maddeden oluşan ve 1925 de Kürtlere yönelik başlandığını da belirterek,”1935’den itibaren Dersim Soykırım katliamı ise raporlar belgeler ile kanıtlanmaktadır. Dersim Katliamı ve sonraki dönemi, sürgünlere gönderilen ailelerin tespitleri, Kürt insanların asimile edilme programları tek tek raporlanmıştır” şeklinde konuştu. Bayrak son olarak, “Dêrsim Soykırım’da 7 uğursuz T harfleri ile başlayan prosedür adımları şunlardır: Tedip, Tenkil, Taktil, Tehcir, Temsil, Temdin ve Tasfiye” diye belirtti. 

KAHRAMAN: TÜRKİYE TARİHİ SOYKIRIMLAR TARİHİDİR
Yazar Ahmet Kahraman da, Türkiye’nin tarihi soykırımlar ile anıldığını belirterek, “Bir köyün yok edilmesi, bir ketinin yok edilmesi de bir soykırımdır. Türk Devletinin geçmişine baktığımızda, kimlik soykırımı, kültür soykırımı yaşanan mağdur Kürt halkı bugün halen terörist olarak adlandırılıyor. Kürt katliamları Hitler katliamlarıyla paraleldir. TC ile Alman devletinin herkes Alman, herkesi Türk olarak ilan eden her iki devlet, bu konuda aynı zihniyeti taşımaktadır” dedi. 

Kürt soykırım tarihini, ayaklanma dönemlerini, Kürt halk liderleri Sex Said ve Seyid Rıza’nın çıkışlarını ve bununla geçen soykırım tarihini anlatan Kahraman, şöyle konuştu: “Dêrsim Soykırımı planlanmış, tasarlanmış, inceden inceye hazırlanmış bir soykırımdır. İnsanlar diri diri yakılmış, kurşunlara dizilmiş, sürgün edilmiş, köyler boşaltılmış, kendilerine asimilasyon dayatılmış. Dêrsim’de isyan yoktur, Kürdistan’da isyan yoktur, Dêrsim’de yaşananlar tasarlanmış, planlanmış soykırımdır.” 

Yazar Munzur Çem ise, Dêrsim’de Kürtler mi yoksa aleviler mi katledildi tartışmalara ilişkin şunları söyledi: “Dêrsim’de katledilen alevi inancındaki Kürtlerdi. Zilan’da Seyh Said isyanında ise şafi kürlerdi. Sorun alevi veya şafi değil Kürt’tü.”

ÖZCAN: EN BÜYÜK KATLİAM 38 SONRASINDA UYGULANAN POLİTİKALARDIR
Yazar, Mesut Özcan ise Dêrsim’de yapılanların katliam olduğunu hatırlatarak, “Küçücük çocuklara bile yaşam hakkı tanınmadı. Onlar bile acımasızca öldürüldü. Bu bir katliam mı yoksa soykırım mı tartışmaları netleşti. Bu bir etkin ve kültürel soykırımdır” dedi. 

Özcan, görüştüğü tanıklardan alıntılardan örnekler vererek şunları ifade etti: “Dêrsim’de yapılan bir kültür katliamıdır. Yeni bir isim yeni bir kültür yeni bir dil. En büyük katliam 38 yılından sonra yapıldı. Dêrsimlilerin kafasında kültür dil kafa karışıklığı oluştu ve oluşturuldi. Bugün ben Dêrsimlilerin Bektaşi derneklerine üye olmasını içime sindiremiyorum. Neden oluyorlar. Şu anda da AKP Dêrsimliler, üzerinde oynuyor. Zazacılık geliştirmeye çalışılıyor. Kafa karışıklığı devam ediyor.”

KAYGUSUZ: BENLİKLERİ YİTİRİLDİ
Yazar Sema kaygusuz da, şunları söyledi: “Babam subaydı. Ben üniversiteye gidene kadar Alevi olduğumu bilmiyordum. Çünkü evde böyle konuşmuyorduk. Baba annem birçok şey anlattı. Ama bir türlü Dêrsim katliamından bahsetmedi. Aslında babam annem bir mağdurdu. Bence kültür asimlasiyon tartışmalarına benliği de eklemek lazım. Bence bu çok önemlidir.”

Berlin Mitte Belediye Başkanı de Berlin’de böylesi bir konunun üzerinde durulması tarihi açıdan önemli olduğunu belirterek, "Bayan Kaygusuz’un söylediklerine katılıyorum. Eğer aile ve büyükler konuda bahsetmiyorsa bu travma devam ediyordur. Birçok çok Dêrsimli, ‘biz kimiz ve nereden geliyoruz?’ sorusunu soruyorlar. Biz burada görüyoruz” diye konuştu.

Dersim Katliamı Icin Hukuk Komisyonu Olusturuldu

 Konferansta bir dizi de karar alınırken, davanın uluslar arası alana taşırılması için Amerikalı Av. Barry A. Fisher, Av. Eren Keskin ve Av. Erdal Doğan’dan oluşacak bir hukuk komisyonunun kurulması ile katliamın araştırılması için Mehmet Bayrak, Munzur Çem gibi tarihçilerden oluşacak bir araştırma komisyonu kurulma kararı alandı. 

KONFERANS SONRASI  SONUC BİLDIRGESİ ACIKLANDI
 
 Sonuc bildirgesinde

 

 -Dersim isminin iade edilmesi.

- Seyid Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması. 

- Dersim katliam kurbanlarının yakınlarından özür dilenmesi ve tazminatların ödenmesi.

- Yıllardır Kürdistan’da yapılan katliamlarından dolayı devletin özür dilemesi.

- Dêrsim’de yapılmak istenen barajların derhal durdurulması.

- Türkiye devleti geçmişiyle yüzleşmeli
 - Kurbanlar için bir anıtın dikilmesi.

 

Konferanstan kareler