Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

İHD: Cezaevlerinde 2 bin 640 ihlal yaşandı

 

 İnsan Hakları Derneği (İHD) 2009 yılı cezaevleri ihlal raporunu açıkladı. İhallerin bir önceki yıla oranla artığına dikkat çekilen rapora göre, 2009’da 24 kişi yaşamını yitirdi, 397 kişi işkence ve kötü muamele gördü, toplam 2 bin 640 ihlal başvurusu yapıldı.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Genel Sekreter Sevim Salihoğlu ile birlikte dernek merkezinde düzenlediği basın toplantısında 2009 cezaevleri raporunu açıkladı. “2009 Yılı Cezaevleri İhlal Raporuna” göre cezaevlerinde 24 kişi yaşamını yitirdi, 49 kişi ağır hasta olduğu halde salıverilmedi.

Öztürk Türkdoğan “Bir önceki yıla göre işkence ve kötü muamele, sağlık hakkı ihlali, beslenme, barınma ve fiziki koşullardan kaynaklanan ihlaller, sevk uygulamalarında yaşanan ihlaller, 45/1 nolu genelge uygulanmamama ihlali, üst arama ve ziyaret engelleri konusundaki iddialarda oldukça önemli oranda artış meydana gelmiştir” dedi.

TUTUKLU VE HÜKÜMLÜ SAYISI ARTTI

2008 yılı sonu itibariyle cezaevlerinde 103.235 kişi bulunurken (58.028 kişi tutuklu, 45.207 kişi hükümlü), 2009 yılı sonunda bu rakamın 118.000 kişi civarında olduğu kaydedildi. Türkdoğan, raporun kamuoyuna açıklandığı şu günlerde Adalet Bakanlığı verilerine göre Şubat 2010 sonu itibarı ile 118.929 kişi (58.331 kişi hükümlü, 60.598 kişi tutuklu) cezaevlerinde tutulduğunu hatırlattı.

2 BİN 544 ÇOCUK TUTUKLU

Bunlardan 2.544’ünün çocuk tutuklu ve 245’ünün de çocuk hükümlü olarak cezaevlerinde bulunduğuna işaret eden Türkdoğan, “Cezaevlerindeki bu yüksek oran ve yüksek tutuklu oranı başlı başına bir ağır ihlal durumu yaratmaktadır” diye belirtti.

Cezaevlerindeki ağır hasta mahpusların salıverilmemesinin en önemli sebebinin de Adli Tıp Kurumu’nun hukuka aykırı uygulamaları olduğunu vurgulayan Türkdoğan, şöyle dedi: “Gerek Ceza İnfaz Kanunu’nda, gerekse de CMK’da Adli Tıp Kurumu’na ağır hasta mahpuslarla ilgili verilen yetkilerin üniversitelerin Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlıklarına ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı Eğitim-Araştırma Hastanalerine verilmesi sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacaktır. Ayrıca, sayın Cumhurbaşkanının yasal bağlayıcılığı olmadığı halde af yetkisini kullanırken Adli Tıp Kurumu raporuna başvurması uygulamasından vazgeçmesi gerekmektedir.”

KEYFİ UYGULAMALAR

İHD, disiplin cezası uygulamalar ile keyfi uygulamalar konusunda bir önceki yıla göre azalma olduğunu ifade ederek bunun nedenini şöyle dile getirdi: “AİHM’e yapılan başvuruların ciddi oranda artması karşısında idarenin aldığı tedbirler olabileceği sonucu çıkmaktadır. Ancak, bu alandaki ihlal iddiaları yine de oldukça fazladır. TBMM’de görüşülmeyi bekleyen kanunla ihtilafa düşen çocuklarla ilgili yasa tasarısında İnfaz Hakimliği ile ilgili yasada değişiklik yapılarak, disiplin cezalarının itirazının duruşmalı yapılacak olması ve İnfaz Hakiminin Cezaevine gidebilecek olması önemli bir gelişme olarak kaydedilmelidir.”

KÜRTÇE KONUŞMA YASAĞI

Raporda, Kürtçe konuşma yasağı ve engellemeleri konusunda bir önceki yıla göre azalma yaşandı. Raporda, bunda da ilgili Tüzüğün değiştirilerek, Kürtçenin kullanılabilmesine sınırlı da olsa izin verildiğine dikkat çekildi.

Rapora göre 2009’da yaşanan cezaevi ihlal bilançosu şöyle:

İşkence ve Kötü Muamele: 397 kişi

Sağlık Hakkı İhlali ve Tedavisi Yapılmayanlar: 554 kişi

Disiplin Cezaları ve Görüş Yasağı: 586

Beslenme, Isınma ve Fiziki Koşullardan Doğan İhlaller: 236

Kürtçe Konuşma Yasağı ve Haberleşme İhlalleri: 173

Sevk Uygulamaları İhlalleri (Sürgün ve Sevk İstemleri Reddedilenler Dahil): 105

Kitap – Mektup Yasaklamaları: 201 doküman (107 kişi)

45/1 No'lu Genelge İle İlgili İhlaller: 162

Üst Arama Ve Ziyaret Engelleri: 98

Diğer (Sınav, Kurs, İnfaz Yakma, Mahkemeye Çıkarılmama vb.): 128

TOPLAM

2.640 ihlal başvurusu

Raporda, en fazla sorun yaşanan cezaevlerine de yer verildi. Buna göre en fazla ihlal Ankara Sincan Kadın Cezaevi, Sincan 1 ve 2 Nolu F tipi, Bolu F tipi, Kırıkkale F tipi, rapor hazırlanırken kapatılan İstanbul Bayrampaşa Cezaevi Tekirdağ 1 ve 2.Nolu F tipi, Kandıra F tipi, Gebze M tipi, Adana Kürkçüler F tipi Cezaevi, İzmir Kırıklar 1 ve 2.Nolu F Tipi cezaevi, Buca Cezaevi, Bergama M Tipi, Aydın E Tipi, Adıyaman E Tipi, Batman M tipi Bingöl Özel Tip, Bitlis E tipi, Diyarbakır E ve D Tipi, Erzurum H Tipi, Gaziantep H Tipi, Malatya E Tipi, Hakkari Kapalı Cezaevi, Şanlıurfa E Tipi, Siirt E Tipi, Van F Tipi, Bakırköy Cezaevi, Metris Cezaevi, Trabzon cezaevi, Oltu cezaevi Bayburt cezaevi, Bandırma Cezaevi, Midyat M Tipi, Mardin Cezaevi, Kocaeli F tipi Cezaevi, Konya Ermenek Cezaevi, Kastamonu Cezaevi, Rize L Tipi Cezaevi, Bandırma M Tipi Cezaevi, Denizli Bozkurt Açık Cezaevi,Maltepe Cezaevi, Kırıkkale F Tipi, Elbistan Cezaevi, Adana Karataş Cezaevi ve Manisa Turgutlu Cezaevi’nde yaşandı.

Türkdoğan, kazanılmış hakların gasp edilmesi, kötü muamele ve işkence, keyfi yasaklamalar, görüş, mektup gibi iletişim olanakları ile sohbet hakkının engellenmesi, anadilin kullanılamaması gibi nedenlerle ciddi ihlallerin yaşandığı bu cezaevlerinin derhal masaya yatırılarak sorunların kimden ve neden kaynaklandığının belirlenmesi ve acilen çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.

İHD’NİN ÖNERİLERİ

Dernek, yaşanan sorunlar ve hak ihlallerinin önlenmesi için raporunda bazı önerilerde de bulundu:

-Tecride dayalı infaz rejimi, uygulayanların inisiyatifine bırakılamaz derhal kaldırılmalıdır,

-Cezaevinin fiziki yapısı, maddi koşulları ve uygulanan muameleler bir bütün olarak insan onuruna yakışır nitelikte olmalıdır,

-Cezaevlerindeki yaşam koşullarının, cezaevi dışındaki yaşam koşulları ile mümkün olduğunca uyumlu olmasına özen gösterilmelidir,

-Adalet Bakanlığı'nın 45/1 sayılı Genelgesi’nin özellikle F tipi cezaevlerinde hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Mahpusların bir araya gelmeleri sağlanmalı, faaliyetler konusunda kendilerine farklı seçenekler sunulmalıdır,

-Mahpusların, mesleki hüner ve yeteneklerini geliştirmesine yönelik uygun ortamlar oluşturulmalıdır,

-Uluslararası standartlar ile yasaklanan zincir, demir gibi kısıtlama araçlarının kullanılması önlenmeli, kısıtlama araçları cezalandırma amacıyla kullanılmamalıdır,

-Özellikle işkence iddialarında olmak üzere, mahpusların muayeneleri İstanbul Protokolü uyarınca standart adli muayene formu kullanılarak kapsamlı biçimde yapılmalıdır,

-Mahpusların muayeneleri mahremiyete uygun şekilde, yalnız yada en azından kimsenin duyamayacağı bir ortamda yapılmalıdır. Bu ortamın sağlanamadığı durumlarda, muayene sırasında bulunan kişilerin kimlik bilgileri rapora mutlaka yazılmalıdır,

-Cezaevi hekimi ve tıbbi personelinin İstanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır,

-Cezaevinde sağlanan tıbbi bakım hizmeti, cezaevi dışındaki olanaklarla eşit hale getirilmelidir,

-Mahpusların yeterli düzeyde sağlıklı yaşam koşullarına ve tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı; sağlık hizmetleri ve mahpusların hekimle görüşme talepleri gereksiz gecikme olmaksızın karşılanmalıdır,

-Disiplin suç ve cezalarında, insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı ve pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir,

-Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalıdır,

-Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikâyetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidirler,

-Avukatlarla görüşmenin ve yazışmaların mahremiyeti sağlanmalıdır,

-Resmi kurumlar ve avukatlarla yapılan yazışmaların denetime tabi tutulması engellenmelidir,

-Aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemeli, mahpusun yararı gözetilerek dışarı ile ilişkilerinin güçlendirilmesi sağlanmalıdır,

-Mahpusların anadilde görüşme ve yazışma hakları yasal güvence altına alınmalı, mevzuat ve uygulamadan kaynaklanan engellemeler kaldırılmalıdır,

-Mekân ve üst aramaları sırasında, aramaya maruz kalan kişilere onur kırıcı muamelede bulunulmamasına özen gösterilmelidir. Arama prosedürü insan onuruna aykırı olmamalıdır,

-Yemekler, yeterli ölçüde besin değerine sahip ve makul çeşitlilikte olmalıdır. Sağlık sorunu olan mahpuslara hekim kontrolünde özel diyet yemeği verilmelidir,

-Kantinde satılan ürünler yeterli çeşitlilikte ve cezaevi dışındaki fiyatlarla, hatta daha da düşük düzeyde olmalıdır,

-Cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalıdır,

-İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne uygun şekilde, “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması sağlanmalıdır.

ANF NEWS AGENCY