Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Almanya'daki Türklerin yüzde 25'i ayrımcılık kurbanı

Der Spiegel’in haberine göre, Açık Toplum Enstitüsü tarafından hazırlanan “Avrupa’daki Müslümanlar: 11 AB Şehri Üzerine Bir Rapor”, (Muslims in Europe: A Report on 11 EU Cities) adlı çalışmada, Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki göçmenlerin yaşadıkları sıkıntılara değinildi.

 

Raporda, Almanya’da başörtüsü takan kadınların özellikle iş piyasasında zorluk yaşadığı ve Türk kökenli insanların dörtte birinin iş ararken ayrımcılıkla karşılaştığı vurgulandı.

 

Der Spiegel, Almanya’da bulunan Müslüman göçmenlerin sorunlarına değinirken, 20 yıl önce Almanya’ya göç eden bakkal Hedi Dashti’nin durumunu örnek gösterdi. Irak’tan kalkıp Berlin’in Türklerin de çoğunlukta olduğu Kreuzberg semtine göç eden Dashti, Müslüman kimliğini korumuş. Kendini Alman hissetmeyen ama Alman vatandaşlığı almayı da arzu eden Dashti, “Aslında Alman değiliz ama Almanya bizim ülkemiz” dedi.

 

Dergi, Almanya’da yaşayan yaklaşık 4 milyon Müslüman göçmenin, benzer bir ikilem içinde yaşadıklarını belirtirken, son araştırmanın Müslümanlar arasında yayılan “yaşadıkları yerden kopma hissini” yansıttığını ifade etti.

 

İŞ YERİNDE AYRIMCILIK

AB’de 15-20 milyon civarında Müslüman yaşıyor. Bu rakamın 2025’te iki katına çıkması bekleniyor. Aralarında Berlin ve Hamburg’un da bulunduğu 11 şehre odaklanan rapor, bu Müslümanların toplumla bütünleşmede yaşadığı engelleri ortaya koyuyor.

 

Dergiye göre, rapor Almanya’da yaşayan Türkler arasındaki işsizlik oranının ülke ortalamasının iki katı olduğuna, bunun yanı sıra Türklerin yüzde 28’inin iş ararken, yüzde 23’ünün ise çalıştığı iş yerinde ayrımcılığa uğradığına işaret ediyor.

 

Almanya’da belli görevlerdeki devlet memurlarının başörtüsü takmaları yasak. Raporda bu durum hatırlatılarak özellikle başörtülü kadınlar için “işlerin kötüye gittiği” belirtiliyor. Başörtülü kadınlar bu ayrımcılığın özel sektöre de sıçradığını ifade ediyor. Araştırmaya katılan kadınların bazıları başörtüsünün başvurdukları her iş alanında ve stajda kendilerini engellediğini savunuyor.

 

ÖĞRETMENLER AYRIMCILIK YAPIYOR

Göçmenlerin eğitim durumlarına da odaklanan rapor Almanya’nın bu konuda da eksikli olduğunu ortaya koyuyor. Okullardaki öğretmenlerin, öğrencilerin dinlerine ve kültürlerine yönelik varsayımları ve basmakalıp görüşleri yüzünden öğrencilerde isteksizlik ortaya çıkıyor.

 

Der Spiegel, raporun elde ettiği sonuçlarla geçmişte düzenlenen araştırmaların benzerlik gösterdiğini belirtti. Örneğin Ocak 2009’da Berlin Nüfus ve Gelişim Enstitüsü’nün hazırlattığı bir rapor yayımlanmış ve Türk göçmenlerin uyumluluk sorunu çektiklerini ortaya konmuştu. Aynı yıl Bertelsmann Vakfı tarafından yapılan bir araştırma, göçmenlerin yaşadığı uyumluluk sorununun Almanya’ya yılda 16 milyon Euro’ya mal olduğuna işaret etmişti. 

 

Dergide yaşanan sorunların birçoğunun, Almanya’nın göçmenlerin en çok tercih ettiği ülkelerden biri olmaya uyum sağlayamamasından kaynaklandığı belirtildi. Raporda sosyal bütünleşme için vatandaşlık statüsü elde edilmesinin çok önemli olduğuna değinilirken, Almanya’daki birçok göçmenin Alman pasaportu olmadığı ifade ediliyor. Hatta ülkede doğan ikinci nesil göçmenlere bile doğrudan vatandaşlık verilmiyor.

 

VATANDAŞLIK DA ÇÖZÜM DEĞİL

Araştırmanın bulgularına göre vatandaşlık almış olan göçmenler bile kendilerini dışlanmış hissediyor.

 

Berlin’de yaşayan Türkler hakkında araştırmalar yapan Dr. Ruth Mandel, Almanya’nın ortaya koyduğu tavrın çok şaşırtıcı olmadığını savundu.

 

“Eğer Alman yasaları ülkede doğan göçmen çocukları için vatandaşlık başvurusu yapılmasına izin verse bile, Alman toplumu onları Alman olarak kabul etmeyecektir” diyen Mandel, Almanların göçmenleri kendilerinden biri olarak kabul etmelerinin uzun bir zaman alacağı görüşünde.

Diğer ülkelerde durum ne?

Fransa’da meclis komisyonunun peçe takan kadınların kamu hizmetlerinden faydalanmasının kısmen yasaklanması yönünde karar almasının ardından İngiltere kamuoyu aynı uygulamayı getirmeyi tartışıyor.

HOLLANDA: Hollanda hükümeti 2006 yılında Müslümanların taktığı örtülerin tamamen yasaklanması için bir yasa teklifini gündeme getirmiş ancak hukukçuların yasanın anayasaya aykırı olacağı yönünde yorum yapması üzerine teklifi geri çekmişti. Bunun yerine okullarda peçenin yasaklanması ve devlet memurlarının çalışırken bu örtüleri takmalarının yasaklanması gündeme gelmişti. Bu teklifler henüz yasalaşmadı.         

 

İTALYA: İtalya’da hükümetin yıllar önce terörle mücadele adına kabul ettiği “kamu içinde yüzün açık bırakılması” yasası hala geçerli. Ülkedeki Müslüman toplumu temsilcileri bu yasanın nadiren Müslüman kadınların peçe takmasının engellenmesi yönünde kullanıldığını belirtiyor.

 

BELÇİKA: Maaseik belediye başkanı 2004 yılında peçeleri yasakladı ancak ülke genelinde uygulanan bir yasaktan söz etmek mümkün değil.

 

ALMANYA: Müslüman göçmen nüfusunun ağırlıkta olduğu ülkede pek çok eyalette devlet okullarında çalışan öğretmenlerin başörtüsü takmaları yasak.

 

İSVİÇRE: İsviçre’nin Adalet Bakanı Eveline Widmer-Schlumpf, Kasım ayında yaptığı açıklamada eğer ülkede peçe takan kadın sayısında bir artış olursa hükümetin “yasak ihtimalini göz önünde bulundurabileceğini” söyledi. Widmer-Schlumpf peçeli kadınların kendisini rahatsız hissettirdiğini söyledi.

 

ABD: Massachusetts Eczacılık ve Tıp Fakültesi bu ay güvenlik sebepleriyle yüzü kapatan örtüleri yasakladı. Müslüman hakları grupları ABD İstihdam Eşitliği Komisyonu’na başvurarak olayın ayrımcılık olup olmadığının araştırılmasını istedi.

 

MISIR: Ekim ayında Mısır’ın en yetkili din adamı, Sünni İslam’ın öğretildiği en önemli kurum olan El Ezher Üniversitesi’nde sınıflarda ve yurtlarda peçe takılmasını yasakladı. Bu karar hükümetin radikal İslam’la mücadele için aldığı önlemlerin bir parçası.

 

TUNUS: Başörtüsü ve peçe kamu binalarında ve okullarda yasak.