Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘Kızıl Müdür’ün yirmi iki yılı

Alman dostlarının kendisine ‘Kızıl Müdür’ adını verdikleri Dersimli Hayri İmak, 20 yıldan fazla bir süreden beri dernekçilik alanında emek ve çaba sarfediyor. İmak, bu emek ve çabasından dolayı YEK-KOM tarafından ödüle layık görüldü.

Yirmi yılı aşkın süredir halkına verdiği hizmetlerden dolayı YEK-KOM tarafından ödüllendirilen İmak, aynı zamanda kendisi gibi halkına hizmet eden, emek veren, bedel ödeyen, bu anlamda onurlandırılan yüzlerce ve hatta binlerce Kürt insanından biri. Bugün ellibeş yaşında olan Hayri İmak, 1972 yılında Almanya’ya öğrenci olarak geldi.

1980’li yıllarda Kürt Özgürlük Mücadelesiyle tanışan İmak, Avrupa’da ilk olarak Duisburg kentinde kurulan Kürt derneğinin tam 17 yıl yöneticiliğini yürüttü. On yılı aşkındır Almanya-Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) Dış İlişkiler Komisyonu’nda çalışma yürüten Hayri İmak, Avrupa’daki ilk derneğin başkanlığını yürütmekten dolayı çok gururlu olduğunu söylüyor. İmak, aldığı ödülün kendisine yaşattığı duyguları gazetemizle paylaştı.

‘Benim için onur verici’

Ödülü aldığı anki duygularının sözle anlatılamayacağını belirten ve o anı yeniden yaşar gibi gözleri dolan İmak, “Ben, o anda şehidimi, onun nezdinde şehit olan ve bir çoğunu tanıdığım yoldaşlarımı hatırladım ve bende iz bırakan bu acıları o anda unuttum. Kendi kendime, ‘ben bu ödülü hak ettim mi’ diye sordum. Ama sağolsun arkadaşlar beni layık görmüşler; bu benim için bir onur, bir şeref oldu” diyor. 1969 yılında Türkiye İşçi Partisi, daha sonra TKP-ML içinde yer alan İmak, 1982’lerde Kürt Özgürlük Mücadelesi ile tanışıyor. İmak, kendisi ile tanıştığı ancak daha sonra Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nde yaşamını yitiren Nazif Aktaş’ı özellikle vurguluyor. İmak, O’nun için “Adeta beni adam etti, bu mücadeleye kazandırdı” diyor.

“Mücadele içerisinde bütün hevalleri çocuğum gibi sevdim, kucak açtım” diyen İmak, “Gelen bana kızdı, giden bana kızdı, ama sonraki seçimlerde yine beni önerip başkan seçiyorlardı” diyor. Hala Duisburg Derneği’nin başkanlığını yürüten Hayri İmak artık Duisburg çevresinde insanların ve yabancı dostların kendisine ‘Kızıl Müdür’ dediklerini söylüyor.

‘Başını kaldır ve dik yürü’

1996 yılında Almanya ile Kürtlerin deyim yerindeyse en büyük restleşmesini yaşadıkları o gergin günlerde tutuklanır ve yirmibir ay hapis yatar Hayri İmak. Yaşantısının büyük bölümünü dernek çalışmalarında geçiren İmak, “Boş kaldığı zaman o gün mutlaka ya derneğe, ya da başka bir kuruma gitmeden yapamadığını, adeta kendinde boşluk, eksiklik hissettiğini” söylüyor. “Halkın içinde olduğum için yaşam kaynağım yine halkımızın yanı” diyen İmak, geçen yirmi iki yıl içinde yaşadığı acı yada tatlı anılardan unutamadığı bir tanesini şöyle anlatıyor: “1996 yılında Dortmund Cezaevi’ndeyken beni ilk havalandırmaya çıkardıklarında, kıştı, soğuktu ve yağmur yağıyordu. Ben üzerimdeki parkanın şapkasını kafama çekmiş, başımı önüme eğmiş iki gardiyan nezaretinde havalandırmada dolaşıyordum. Birden yukarıdan ömürboyu hapse mahkum olmuş bir Alman bana Almanca bağırdı; “heyyy” dedi. Adam beni tanımıyor ama olaylardan dolayı tutuklandığımı, Kürt olduğumu biliyor: “Seni maymun, başını kaldır, başını kaldır, unutma sen bir Kürtsün. Başını kaldır ve dik yürü, bunların gözünün içine baka baka” dedi. Ben başımı kaldırdım, adama gülerek bir alkış çaldım. Ondan sonra da orada kaldığım dört ay boyunca ve diğer cezaevlerinde o Almanın sözünü hiç unutmadım. Yağmur da yağsa, kar da yağsa, o Almanın bana layık gördüğü ‘Kopf hoch, kopf hoch’ (başını kaldır, başını kaldır) dediği şekilde hep başımı kaldırarak dik yürüdüm.”

İmak, Kürdistan Demokratik Konfederalizm (KCK) Önderi Abdullah Öcalan’ın ve Özgürlük Mücadelesi’ni yürütenlerin emekleri ve bedelleri ile Kürt halkının bu günlere geldiğini, Kürtlerin dünya üzerinde saygınlık kazandığını belirtiyor. Bunun onur verici olduğunu vurgulayan İmak, “Özgürlük Mücadelesi insana değer katıyor, yüceltiyor, saygınlık kazandırıyor, insanı genç tutuyor. Bak o kadar etkinliklerde şahit oluyorsunuz. Almanlar, polis şefleri gelip beni muhatap alıyorlar. Beni, bu 1.65’lik boyumla Hayri İmak olarak muhatap almıyorlar; benim temsil etmeye çalıştığım değerlerden dolayı beni muhatap alıyorlar. Yüzlerce, binlerce insan gördüğü zaman ‘Merhaba heval, nasılsın’ diye halimi hatırımı soruyor. Bu değeri, bizlere Özgürlük Mücadelesi verdi” şeklinde duygularını dile getirdi.

MURAT ALPAVUT (Özgür Politika)