Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Cejna Newroz Pîroz Be !.. Haydar Uç

21 Mart Newroz Bayramıdır. Geçmişten bugüne, Mezopotamya`da yaşayan bütün halklar, Newroz`a farklı anlamlar yükleyerek kutlarlar. Newroz genellikle baharın başlangıcı  ya da yeni bir günün baslangıcı  olarak anılıp, kutlansa da Kürtler, Newroz`u sömürgeciliğe, zulme ve zorbalığa karşı, mücadele ve esaretten kurtulmanın  bir günü olarak kutlarlar.

Bu nedenle Kürdistan`ın dört parcasındaki Kürtler başta olmak üzere, Kafkasyadaki, Ortadoğu ve Avrupanın degişik ülkelerinde Kürtler Newroza büyük bir önem atfeder ve coşkuyla kutlarlar.
Kutlamalar, Mart ayının 20`sini  21`ine bağlayan gece ateşler yakılarak başlatılır. Ateş  bilindigi gibi isyan ve zaferi simgeler. Ateş aynı  zamanda Newroz mitolojisinde anlatıldığı gibi,  Demirci Kawa`nin zorba hükümdar, Kral Dehaq`in kellesini balyozuyla parçaladıktan sonra dağda yakığı zafer  işaretidir.
Kürtler tarihten bu güne, sömürgecilige karşı bağımsızlık düşlerinin önemli bir ulusal sembolü olarak Newroza önem verir ve ulusal-demokratik haklarını  dillendirirler.
Kürdistan`ın Güney parçasında Newroz resmi bayram olarak kutlanır. Kuzey Kürdistan`da da Newroz bütün yasaklama ve TC`nin şiddetine rağmen görkemli kitlesel kutlamalara sahne olur. Amed`de 500 bini aşkın kitleyle ve diğer Kürt illerinde yüzbinlere varan kitlesel-coşkulu kutlamalarla Newroz kutlanır.
Kürtlerin bunca katliam, şiddet ve asimilasyon çabalarına karşın hala bu düzeyde kitlesel bir tarzda Newroza sahip çıkmalarının anlamı apaçık ortada iken, egemenlerin, kürtlerin ulusal-demokratik hakları karşısında kör ve sağırları oynamaları  inkarcı politikanın bir devamıdır.
Ancak, Türk Devletinin Kürt Sorunundaki ezberi, kürtlerin mücadelesi sonucu bozulmuştur. Kürt yoktur, kartır, kurttur yalanlarına kimse artık inanmamaktadır. Ezberletilmiş  yalan-dolan politikası  iflas edince,  şimdi de islam sosuna bandırılmış, yeni Amerikancı-Fetuhlahçı  Türk-islam setnezli politikalarla kürtler yeniden sistem içine hapsedilmeye çalışılıyor.
Sömürgeciler baskı-şiddet ve asimilasyonla bitiremedikleri Kürtleri, yeni (aslında eski) katekulle politikalarla kandırmaya çalışmaktadırlar. Dik duran, kendi değerlerine sahip çıkan, bunun için ölümüne mücadele eden Kürde sopa politikası, kendisine uşaklık eden, onların dümen suyunda giden, dolayısıyla kendini inkar eden, düşmüş-düşürülmüş, teberra edilmis kürde ise bir parmak bal politikası güdülmektedir.
Bunun son örnegi TRT 6`tir. Direnen onurlu Kürde Kürtçe konusmak, türkü söylemek yasak, ama kendi Kürdüne tv kanalları  serbest. Ajda Pekkan`a  kürtçe (kêça kurdan) söylemek serbest, aynı türküyü  çalan Radyocuya soruşturma!....
Güneyli Kürtle (mecburiyetten) iyi ilişkiler, Kuzeyli direnen Kürtlere her gün bomba!.. Yani tasfiye edemiyorsan, Kürtleri birbirine düşürme, kırdırma gibi Osmanlı politikaları!.. Nafile tabii!..
Son günlerde ABD`nin PKK`yi tasfiye planlarından çokça söz edilmeye başlandı. Bu planları ilk defa duyuyor değiliz. Güney Kürdistan`da yapılacak olan Kürt Konferansı sonrası PKK`nin ABD-Türkiye ve Güney üçlüsü işbirliği ile „sıkıştırılacağı“  ve tasfiye edileceği söylentileri sıkça duyulmaya başlandı.
Kürtler tarafından biliniyor, kürtlerin taleplerinin  kabul edilmediği, bunun anayasal güvenceye alınmadığı  hiç bir çözüm kalıcı bir çözüm değildir. Kürtler tarihten bu güne yaşadıkları trajediyi bir tv kanalı ve ufak tefek kırıntılara heba etmeyecek kadar politik-siyasal bilinc ve tecrübeye  sahiptirler.
Diyelim ki bir kaç yasal düzenlemeyle PKK dağdan indirildi. Bu sorunun çözümü anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır.  Kürt Sorunu Ulusal bir sorundur. Bu sorunun gercek çözümü de Kürtlerin kendi topraklarında kendi egemeni oldukları, söz, yetki ve karar sahibi  oldukları, Kürtlerin nasıl yaşayacaklarına TC devletinin  değil, kürtlerin özgürce karar vermesi anlamına gelir.
Özgürlük bütün halkların-ulusların olduğu gibi,  Kürtlerin de en dogal  hakkı  hem de hayalidir. Bu düş belki bugün konjokturel olarak mümkün gibi görünmese de, bunun ilelebet  böyle olacağı anlamına da gelmez. Özgürlük, uğruna mücadele edenlerin hiç de uzağında değildir. Tarihsel deneylerden de biliyoruz ki özgürlük ancak mücadele ile kazanılır.
2009 Newroz`unu  bu duygu ve düşüncelerle kutlarken, barış, kardeşlik ve dostluğun egemen olduğu, herkesin dilini, dinini ve kültürünü özgürce yaşayabildigi, sınıfsız-sömürüsüz bir dünya özlemiyle, Newroz Bayramınızı kutlarım.