Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Alevi inancı ve Xızır

Xızır Alevi inancına göre dilenci veya fakir derviş kılığında olan, ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyar kılığında dolaşmaktadır. Xızır kimi söylemlere göre Bozat sırtında (Bozatlı Xızır), kimi söylemlere göre de yaya olarak insanların karşısına çıkmıştır. İnanca göre Xızır’ı kolay kolay tanımak mükün değildir. Ancak orta parmağıyla şehadet parmağının aynı boyda olduğu söylenmektedir. Hatta parmaklarından birinin kemiksiz olduğu da iddia edilmektedir. Alevi inancında bu gibi söylemlere itibar edilmezken Xızır kutsal görülür, eşitlikçi tutumu ve yardımseverliği ön planda tutulur. Halk arasında yola çıkanlara “Xızır yoldaşın ola” denilerek, Xızır’a elçilik, rehberlik ve kollama misyonları da yüklenmiştir.

Xızır efsanesi

Xızır insanların daraldığında yardımına koşan, çağrıldıği yerde hazır ve nazır olan karada ve deryalarda ölümsüz olan biri olarak efsaneleştirilir. Karada Xızır Nebi, deryalarda ise Xızır İlyas diye anılır. Bir gün Xızır Nebi ile Xızır İlyas bir sahilde buluşurlar. Xızır Nebi karadan gelir, Xızır İlyas deryadan. Bunlar üç gün boyunca yiyip içmeden sohbet ederler. Üç gün sonunda şu kararlar ortaya çıkar: Xızır Nebi karalara müsaade eder, bitkiler, hayvanlar, insanlarda bir değişim, topraktan bereket gelir. Gökten rahmet yağar. Xızır İlyas deryalara müsaade eder. Sularda, ırmaklarda, denizlerde bir canlılık başlar.

Xızır Orucu

Xızır efsanesinde anlatılan bu tarihi buluşma, Hicri takvime göre Ocak ayının 31’inci günü, Şubat ayının da 1 ve 2’inci günlerine denk gelirken, Miladi takvimine göre ise 13, 14, 15 Şubat’a, bazı yörelerde de 12, 13, 14 Şubat’a denk gelir. Bugünlerde Xızır efsanesine göre Xızır İlyas ve Xızır Nebi bereket ve saadet dağıtma öncesi yemek yememiş diye Alevi toplumu bugünlerde niyet tutarlar.

Xızır ve Alevi inancındaki yeri ve önemi

Alevi inancında Xızır’ın önemi ve değeri büyüktür. Kimileri için ümmetini gözetler, denetler, vicdani değerleri ölçer, gönüllere konuk olup, sevdalılara yardım eder. Kimileri için gittiği ve gezdiği yerlerde herkesin imdadına yetişmiş ve uğradığı yerlere bereket saçmıştır. Kimilerine göre Xızır “hazır” demektir, çağıranın yardımına koşan ve değişik formlarda görünen ölümsüz bir kurtarıcıdır. Kimi bölgelerde Alevi toplumu Allah’ın adından daha sık Xızır adını kullanır.

Kimilerine göre Xızır yeni dünyaya gelen bebeklerin, ölüm döşeğinde olan hastaların başında, darda olanların, yola çıkanların yanındandır. Alevi inancında bir komşusuna, bir dostuna bir şey emanet edilince “Bu Xızır Emanetidir” deyip onun değerini kutsal tutarlar. Emaneti alan da onun değerini kutsal bilir ve emanete sahip çıkar.

Hatta kimi bölgelerde Alevi toplumunda “Ocağın sönsün” gibi ağır bedduaların yanında “Xızır kökünü kazıya” gibi beddualar da duyulmaktadır. Dersim, Erzincan, Sivas, Bingöl, Varto gibi illerde Zazaca (Dımılki) konuşan Aleviler “Bizim dilimiz Xızır dilidir” derler.

Xızır Günleri

Alevi inacının yazılı bir tarihi, yazılı kuralları yoktur. Alevi toplumunda “telli kuran” denilen, çalınan bağlama ile, söylenen deyişler ve beyitler ile sözlü bir iletişim mekanizması vardır. Bundan dolayı Alevi inancında dilden dile dolaşan birçok bilgi kaynağı zaman zaman farklı boyut ve farklı düşüncelere açık olabiliyor. Xızır Günleri Alevi toplumu içerisinde kış mevsiminin Şubat ayının ilk haftasından başlar ve Şubat sonuna kadar sürer. Bu dört hafta içerisinde üç gün oruç tutulur. Bazı söylemlere göre de Xızır günleri Ocak ayının son ve Şubat ayının ilk haftasına denk düşer.

Xızır Günleri başladığında, ev halkı zevkli bir çalışmaya girer. Evin her tarafı temizlenir. Toprak evlerin tabanları ve duvarları beyaz toprakla şerbetlenerek sıvanır ve evin içini hoş bir koku kaplar. Yün yataklar havalandırılır, bütün çarşaflar yıkanır ve gelecek misafirlerin şahsında haneye Xızır’ın uğrayacağına inanılır. İlkbahar temizliğini andıran bu gelenek bir nevi yeni baharı selamlama anlamı taşır. Xızır Günleri’nde Çarşamba gecesi müsahip olanlar birbirini ziyaret eder. Bu ziyaretin anlamı ise, geçmiş bir senenin muhasebesi üzerine muhabet etmek ve karşılıklı lokma alıp vermektir.

Xızır Orucu’nun üçüncü günü (Xelyas Günü) mezarlıklar ziyaret edilir; Hak’a yürümüş insanların hayır duaları okunur ve ölenler bu şekilde bir kez daha anılırlar. Mezar başında çıla (mum) yakmak da bu geleneğin kutsal bir bölümüdür. Xızır ayında üç gün oruç tutulur, Xızır Cemleri yapılır, semahlar dönülür, kurbanlar kesilir, Xızır için niyaz-lokma pişirip çevreye dağıtılır.

Dersim’de Xızır

Xızır inancının oldukça yoğun olarak yaşatıldığı Dersim’de Xızır’ın adı oldukça sık kullanılır. Xızır Gölü (Golê Xızıri), Xızır Köprüsü (Pırde Xızıri), Xızır Kayası (Kemerê Xızır), Xızır Ayağı (Lınga Xızır), Xızır Nişangahı (Nişangê Xızır), Xızır Geçiti (Gavanê Xızıri) ve Xızır Evi veya mekAnı (Bone Xızıri) vardı. Bunun yanında kimi ilçelerde bile Xızır ismine bağlanır: Hozat Xızır’ı (Xızırê Xozati) veya Kırmızı Köprü Xızır’ı (Xızıre Pırdê Suri).

Diğer ülkelere Xızır

Dünya üzerinde var olan temel inançlara göre Xızır birçok ülkede kutsanır, adına ziyaretler açılır ve “Xızır Evi“, “Xızır Çeşmesi” isimli türbeler kurulur. Bu konuda örneğin İran’ın Şirvan bölgesinde Bacervan şehri yakınlarında Xızır evi bulunmaktadır.
Suriye’nin Şam şehrinde bulunan Ümeyye Camisi’nde Xızır makamı vardır.
Lübnan’nın Cebel eteklerinde “Hz. Xızır Aleyhisselâm” makamı vardır.
Kudüs’ün Mescit’i Aksâ’da bir Xızır kapısı vardır.
Fas’ın Fes şehrinde Sidi Harazem’de Xızriyye tarikatı bulunmaktadır. Burada da Xızır makamı vardır.
Cezayir’de, Hz. Musa ile birlikteliği yıkılmak üzereyken düzelttiği duvarın Telemsen’de olduğu anlatılmaktadır.
Irak’ın Bağdat kentinde ve Türkmenistan’ın Semerkand şehrinde Xızır makamı vardır.
Mısır’da bulunan İskenderiye kalesinin sahil kapısının adı Hızır kapısıdır.
Azerbaycan’da Şirvanlılar Xızır’ı Zinde adındaki bir türbeye bugün de ziyaretçiler akın etmektedir. Azerbaycan halkının inancına göre Xızır bu türbede yatmaktadır.

Evliya Çelebi Kudüs yakınlarında Xızır-İlyas makamı vardır. İnanca göre burda İlyas Peygamber bir kaya üzerinde ibadet etmiş olup başlarının ve dizlerinin izi çıkmıştır. Evliya Çelebi ayrıca çelik üzerinde Mührü İlyas adı ile bir mührün de bulunduğunu düşünmektedir.

NİHAL BAYRAM