Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Mahkeme, Mercan HES için soruşturma istedi!

Dersim´li Çevreci Avukat Barış Yıldırım, Munzur Vadisi Milli Parkı üzerinde kaçak yapıldığını ileri sürdüğü Mercan HES için herhangi bir işlem yapmayan İl Çevre ve Orman Müdür ile yardımcısının görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Tunceli Valiliği ilgililer hakkında soruşturma izni vermeyince Malatya Bölge İdare Mahkemesi’ne başvuran Avukat Yıldırım’ın bu talebi mahkemece yerinde bulundu. Mahkeme, İl Çevre ve Orman Müdürü Mehmet Ali Arguç ile Yardımcısı Ali Haydar Gürsönmez’in yargılanması gerektiğine hükmetti. 

Tuncelili Çevreci Avukat Barış Yıldırım, Valilik İl İdare Kurulu Müdürlüğü’ne başvurarak kaçak olduğunu ileri sürdüğü Mercan HES için herhangi bir işlem yapmayan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü yetkilileri hakkında soruşturma açılmasını talep etti. Bu talebine olumsuz cevap alan Yıldırım, 7 Mart 2011 tarihinde Malatya Bölge İdare Mahkemesi’ne verdiği dilekçede, Tunceli İl Çevre ve Orman Müdürü Mehmet Ali Arguç ile Yardımcısı Ali Haydar Gürsönmez’in, Milli Parklar Kanuna Muhalefet, Orman Kanununa Muhalefet ve Görevi Kötüye Kullandıkları gerekçesiyle soruşturmaları gerektiğini belirtti.

Malatya Bölge İdare Mahkemesi’ne yazdığı dilekçede, soruşturma izni verilmemesinin yürürlükteki mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu belirten Avukat Yıldırım, “Her ne kadar Soruşturma İzni Verilmemesi Kararı’nda “yetkililerin herhangi bir ihmal ve kusurunun bulunmadığı” belirtilmekte ise de aksine MERCAN HES konusunda yetkililerin ağır ihmal ve kusurları bulunmaktadır. Kaldı ki görevlendirilen muhakkik tarafından da şüpheliler hakkında Soruşturma İzni Verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Şöyle ki: Munzur Vadisi Millî Parkı içerisinde hukuka aykırı olarak kaçak şekilde inşa edildiğini tespit ettiğim MERCAN HES’in faaliyetlerinin durdurulması ve gerekli hukuksal işlemlerin icrası için görevli ve yetkili idarî makam olan Tunceli İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne 16 Mart 2010 tarihli yazılı başvuru yaptım. Ve fakat aradan geçen onca zamana rağmen bahsi geçen Müdürlük MERCAN HES’in faaliyetlerini durdurmamış ve gerekli işlemleri icra etmemiştir. Kaldı ki uzun yıllar inşaası devam etmiş ve 2003 yılından bu yana da enerji üreten MERCAN HES için idarenin re’sen harekete geçerek gerekli işlemleri icra etmesi gerekmekteydi. 08.08.2004 tarihli ve 25547 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevre ve Orman Bakanlığı Taşra Teşkilatının Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile ilgili mevzuat hükümleri gereğince Tunceli İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün MERCAN HES’in faaliyetlerini durdurması ve gerekli işlemleri icra etmesi gerekmekteydi.

 Çevre ve Orman Bakanlığı Taşra Teşkilatının Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinin [ğ] bendinde “Mahallinde çevreye olumsuz etkileri olan her türlü faaliyeti izlemek, denetlemek ve tehlikeli hallerde ya da gerekli durumlarda faaliyetleri durdurmak için gerekli işlemleri başlatmak, ayrıca mahallinde mevcut uygulayıcı kurum ve kuruluşların bu konudaki taleplerini Bakanlığa iletmek” Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nün görevleri arasında sayılmıştır. Kaldı ki bahsi geçen yönetmelikte doğa koruma bu kasamda millî parkları korumaya dair birçok görev açıkça belirtilmektedir” ifadelerine yer verdi.

Dilekçesinde Munzur Vadisi Milli Parkının uzun devreli gelişme planının Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanmadığını; bu nedenle milli park sınırları içerisinde yapı ve tesis yapımına izin verilemeyeceğini kaydeden Avukat Barış Yıldırım, “Fakat Mercan HES Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları dahilinde bulunuyor olmasına rağmen Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı onaylanıp kesinleşmeden bahsi geçen santral inşa edilmiş ve elektrik üretimine başlanmıştır. Ve ilgililerce bu duruma müdahale edilmemiştir.

Kaldı ki Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde yapımı kararlaştırılan Konaktepe Barajı ve Konaktepe HES I - Konaktepe HES II için açtığım davada Danıştay 13. Dairesi Millî Park Uzun Devreli Gelişme Planı onaylanmadığından ve Millî Parklar Mevzuatı hükümlerine riayet edilmediğinden 2010/995 Esas sayılı dava dosyasında Yürütmeyi Durdurma kararı vermiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Mercan HES ile ilgili olarak Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü’nce Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yaptığım başvuru üzerine tarafıma verilen yanıtta Mercan HES ile ilgili olarak her hangi bir izin verilmediği tarafıma yazılı olarak beyan edilmiştir. İzah edilen sebeplerle Millî Parklar Kanunu’na Muhalefet, Orman Kanunu’na Muhalefet ve Görevi Kötüye Kullanma suçları meydana gelmiştir” ifadelerine yer verdi.

Avukat Yıldırım, dilekçesinin sonuç bölümünde Tunceli Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’nün soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına talep etti.

Dosyanın incelenmesinden Tunceli İl Çevre ve Orman Müdürü ve Müdür Yardımcısı olan suçlananların Munzur Vadisi ve Milli Parkı sınırları içerisinde mevzuat gereği bu sınırlar içerisinde hiçbir yapı ve tesisin inşa edilemeyeceği düzenlemesi bulunmasına rağmen Munzur Milli Parkı sınırları içerisinde Mercan HES inşaatının yapımının tamamlanarak faaliyete geçmesi nedeniyle daha buranın inşaat halindeyken müştekinin bu faaliyetin durdurulması yönünde dilekçe verdiği öte yandan aynı yerde Konaktepe Barajı, Konaktepe 1 Konaktepe 2 HES inşaatları hakkında Danıştay 13. Dairesinin yürütmenin durdurulması kararı verilmesine rağmen İl Müdürü ile Müdür Yardımcısının sadece verilen dilekçeyi Ankara’ya Bakanlığa iletmekten başka bir şey yapmamaları üzerine, müştekinin şikayette bulunduğu yapılan ön inceleme sonucunda muhakikçe hazırlanan ön inceleme raporunda suçlananlar hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği yolunda görüş beyan edilmesine rağmen Tunceli Valisince soruşturma izni verilmediği görülmüştür.

Bu nedenle suçlananların yapımı yasak olan yerde HES inşaatının yapımının ve daha sonra faaliyetinin durdurulması konularında müşteki tarafından verilen dilekçeden sonra hiçbir faaliyette ve çaba içerisinde olmadıkları, sadece verilen dilekçenin Bakanlığa iletilmesini sağladıkları, Danıştay 13. Dairesinin verdiği kararın da örnek olarak alınmadığı görülmekte olup bu nedenle belirtilen fiillerin suçlananlarla ilgili olan iddiaların sübuta ermesi ve suçlananlarla illiyetinin kurulması halinde önemli suçlar olduğu sonucuna varılmıştır.

Dolayısıyla anılan fiillerin sübuta erip ermediği suçlananlarla illiyeti ve ceza gerektirip gerekmeyeceği ceza yargısının konusu olup 4483 sayılı yasa bağlamında soruşturma açılması için yeterli emare olduğu düşünülmektedir.