Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kurmesliler

Siz, Şavak peyniri yediniz mi? Siz, Dersim’in sert rüzgarına, ayazına, kavurucu sıcağına, tepesinde karları olan zozanlarına konup göçen Kürmeşli Şavaklıları tanır mısınız? Bakır yüzlü peynir yapan maharetli kadınlarını erkeklerini; Alevisi, Sunnisiyle anadillerini konuşan Dersim’in meşhur Şavaklılarını duymuşsunuzdur. Dersim yaylalarının her derde derman otlarının tad verdiği Şavak Peyniri Ortaokul Müdürü olarak çalıştığım altmışlı yılların başında Qisle(Nazimiye) kahvaltımın vazgeçilmez besiniydi. Şavak Peyniri yiyen, yalnız Şavaklılarla övünmez, aynı zamanda Dersim’in fevkalade doğasına hayranlığını da gösterir. Düşünün bir kez, Gole Boyere, Zaxge tepeleri, Hengirwan, Bağer’de otlayan koyunun verdiği süt her derde dermandır. Dersim Tertelesi ardındaki kırklı yıllarda, ilkbahara aç-sefil çıkmamızı bilirim. Kenger, sıng, murosıng, şir, helige, ışgın ve diğerlerini yiyerek hayatta kaldığımız bitkilerin bolca olduğu Dersim dağları tek kurtarıcımızdı. İşte Şavaklılar bu kutsal dağların sahibi, konuğu ve göçeridir.

Kürmeş Dernek Başkanı Haydar Arkadaş: “Şavaklılar, yurtsever ve ileri düşünceleri sahiplenen bir toplumdur. Mülteci olmaları, onları değerlerinden koparmamıştır. Belki eskisi gibi peynir yapamıyorlar, ama Dersim dağlarına bağlılıkları sürüyor. Oranın mantarını, sarmısağını, gunisin, kırkor otundan tutun da herşeyini, bağrımızda yaşatmaya çalışıyoruz. Her yaz köye gittiğimizde mutlaka o yaylalara gidiyoruz. Sitemizin albümler bölümünde bu sene Gole Boyere giden köylülerimizin resimleri var. Bakabilirsiniz. Albüm 18.“ Derneğin internet sitesine: HYPERLINK “http://www.kurmes.org/”http://www.kurmes.org/ üzerinden girebilirsiniz.

Şimdi dağlar onlarsız olsa da, çocukları dolaşır oralarda. Dağlar; katliamcı ordunun her günkü bombardımanı altında inliyor. Şavaklıların gölgesine girdikleri ormanlar yakılıyor. Dersim doğası korkunç bir ekolojik kırılma altında duruyor. Barajlar yapılıyor ki, doğasına hayran, ondan beslenen insanımız daha çabuk göçmek zorunda kalsın. En başta Şavaklılar bu durumdan müştekiler. Çünkü Dersim onlarındır. Herhangi bir Dersimlinin bir köyü var, ama Şavaklıların Dersim’i var. Şavaksız Dersim düşünülür mü, ya da Dersimsiz Şavak? Şavak ve Dersim bir sembiyozdur. Biri ötekisiz yapamaz. Ama Türk sistemi yaylaları engelledi, gıda ambargosu koydu, bombaladı, mayınladı, her bir kaç kilometreye karakollar yapıp Dersim insanının sayısını katlayan sayıda asker doldurdu. Bu durumda Şavaklılar ne yapsınlar? Almanya ve Avrupa yollarına düştüler. Başka yaşam hakkı verilmeyince, onlar da havası suyuyla, ayazı sıcağıyla Dersim’in kutsal dağlarını bırakmak zorunda kalmışlar.

Şavaklı soydaşlarım ve hemşehirlilerimle 20 Eylül akşamı Rüdesheim de karşılaştım. Daha doğrusu otuz senedir hasret olduğum Dersim’ime davul zurna karşılamasıyla gitmiş gibi oldum. Tepedeki gençlik evi Ren Nehrine bakıyor, manzara muhteşem. Şavaklılar yüksek yerlerin insanıdır. Burada üçüncü KÜRMEş şenliğini gerçekleştirmek için yüzlerce insan toplanmış. Dikkatimi çeken gördüğüm pek çok arabanın plaka numarasının 62 ile bitmesiydi. Konuk olarak Pertek Belediyesinin genç ve dinamik Başkanı Kenan Bey de Kürmeş köylülerinin şenliğine gelmişti.
Canlı bir toplum. Köklerine bağlı, gelenek göreneklerini yaşatmak isteyen Şavaklılar, bu suretle birbirleriyle ilişkilerini koparmak istemiyorlar. Paneller düzenliyor, eğlenceler yapıyorlar. Sanatçı Semi yöresel türküler seslendirdi. Klarinet, saz ve davul eşliğinde oynadılar. Kürtçe konuşmaları, kimliğine bağlılıkları hemen sezinleniyordu. Kürmeş Derneği, onları bir araya getiren kurum oluyor.

Benim maalesef ilişki kuramadığım yeni nesil nasıl? Anne babaları gibi diline kimliğine sahip mi, Kürtçe’yi konuşuyor mu, Kürt kimliğine yakın mı, öğrenemedim. Ama sosyal bir toplum olan Kürmeşlilerin, elma dalından uzağa düşmez kabilinden, kendilerine uzak düşmeyen, diline ve kimliğine sahip yeni nesilleri etkileyecekleri umudu taşıyarak ayrıldım.
Kürmeşliler onurlu Dersimlilerdir. Kürmeşli; Kurmancisiyle Kürmeşli ve Dersimlidir.

Yıllar sonra Dersim dağlarının konar göçer Şavaklılarını Rüdesheim’de görmek hem sevindirdi, hem hüzün verdi. Mertliği yanık yüzlerinden izlenen, canlı dost gözlerle karşılandığımız sosyal toplumun içine girince, kendimi Dersim’de sandım ve sevindim. Bunların kendi kültürünü sürdürmeleri de aşırı övünç kaynağımızdır. Ancak Şavaklıların Dersim zozanlarına çıkamamaları ve tadı damaktaki peyniri yapamamaları üzüntü veriyor. Mültecilik her insanın ruhunda bir kırılmaya neden olur. Kendi toprağında istediği tarz yaşama hakkı varken, devletin baskısı nedeniyle sürülmek, şüphesiz acı veriyor.

Dersim, Alevisi, Sünnisi, Hristiyanı, Kurmancisi (Kırdaşkî) Kırmancisi (Dimilkî-Kirdkî-Zazakî) ile bir mozayiktir. Şavaklılar bu mozaiğin en canlı renkleridir. Dernek Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinden tanıştıklarım, dağlarımızın temizliğinde, Gole Boyerin duruluğunda insanlardı. Kimliğine sahip insan daima saygındır. Bunların ayakları yere bastığı için, attıkları her adımı ve söyledikleri sözü bildiklerinden saygın olurlar. Hangi halka ait olduklarını gizlemezler. Ferhat Tunç gibi halkımızın bağrından çıkan bir sanatçıya hakaret eden; ruhu köleleşmiş, gözleri kör olmuş, yeni dünya düzencisi mi diyelim, yoksa düzenbazı mı diyelim, hani bu kendini Zazacı gösterenler, yürekleri yetse de bir kez Kürmeşlilere göz atıp örnek alsalardı!

www.haydar-isik.com