Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Sosyalistler birlik olmalı!

 Türkiye sosyalist hareketi bugünlere ,büyük bedeller ödeyerek geldiler. Sosyalistlerin ödediği bedelle, siyasetteki etki güçlerine baktığımızda doğru bir orantı yok. Bugünkü gerçekliğimize baktığımızda sosyalistler büyük bedeller ödemesine, önemli bir emek vermesine rağmen halen yeterli teveccühü görmüyorlar. Halkın sosyalistlere yeterli destek vermemesinde sosyalistlerin eksiklikleri olduğu kadar, egemenlerin manipülasyonları ve yürüttükleri toplum mühendisliğininde ciddi etkisi olduğu aşikârdır.

Bugün ,seçime kısa bir süre kaldı. Sosyalistler açısından bir fırsat olarak algılanması gereken seçimlere yaklaşım önemli fırsatlar sunuyor. Sosyalistler açısından parlamento idealler açısından bir araç olsa da önemi küçümsenemez. Kürt hareketinin parlamento deneyimi bu anlamda öğreticidir. Doğru kullanılırsa mücadeleye katkı sunacağı ispatlanmıştır. Kürt hareketi ,bir grupla politikalarını dillendirme, Türkiye’ nin sorunlarına müdahale etme ve adına hareket ettikleri Kürt halkının talep ve istemlerini dile getirme konusunda parlamentoyu araç olarak kullanılabilmiştir. Parlamanterist sisteme esir olma yerine, kendilerini duruşlarıyla var edebilmişlerdir. Dolaysıyla Türkiye yeni bir seçime giderken sosyalistlerin kendilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekiyor.

Seçimlere gidilirken sosyalistler ve Kürt hareketi eksikleri olsa da birlik oluşturmuş, sürece müdahale etme anlamında önemli bir inisiyatif almıştır. Oluşturulan Emek Demokrasi Özgürlük Bloku istenilen kapsayıcılıkta olmasa da, inisiyatif üstlenme anlamında önemli bir adımdır. Blok yürüttüğü seçim çalışmalarında, halkla temasında eksikleri olsa da birliğin ne kadar önemli olduğunu bizzat yaşamın içinde tercüme etmişlerdir. Türkiye halkalarına ulaşma, politikalarını anlatma ve örgütleme anlamında önemli bir gelişme sağlanmıştır.

Türkiye’de siyasetin tıkanmışlığı ve çözümsüzlüğü göz önünde alındığında blok halklarımıza önemli bir soluk, nefes borusu olmayı şimdiden başarmıştır.

Emek Demokrasi Özgürlük Bloku Türkiye siyasetinde AKP gericiliği ve karşısında yer alan CHP-MHP gericiliğine karşı bir alternatiftir. Türkiye toplumunun ezilenleri, emekçileri, ötekileştirilenleri ve yok sayılanlarının umudu olmayı başarmıştır. Blok adaylarının zenginliğine bakıldığında tüm Türkiye toplumunu kucaklamaya adaydır. Bloka gösterilen halk teveccühüde doğru siyaset, doğru taktik anlayışının halkta karşılık bulabileceğini bizlere göstermiştir. Egemenlerin ,Bloka dönük saldırılarını buradan okumak gerekiyor.

Blok halk arasında karşılık bulsa da halen eksik olduğunu belirtmiştik. Kısa süreden ve genel hastalıklarımızdan kaynaklı henüz istenilen çoğulculuk ve kapsayıcılıkta olmayabilir ama unutulmamalı ki önemli bir adım atılmıştır, bu adım sonrasında da büyütülebilir ve genişletile bilinir.

Blok dışarısında kalan sosyalistler ve ilerici güçler, eksikliklerden değil olumluluklardan yola çıkarak durum değerlendirmesi yapmalıdır. Ortada ki eksiklerine rağmen büyüme ve gelişme işaretleri güçlü olan Türkiye’ nin ilerici güçlerini temsil edebilecek bir güç vardır.

Devrimci, durumu değerlendirebilen, koşullara göre taktik geliştirebilen ve devrim cephesine yeni bir mevzi kazandırma arayışında olandır. Dolaysıyla devrimcilik iddiasında olanların realiteyi doğru değerlendirme gibi bir görevi vardır. Türkiye’ li demokrasi ve özgürlük güçleriyle demokratik Kürt hareketinin yıllardır özlemini duyduğumuz ama hep eksik kalmış birlik arayışı bugün daha önceki deneyimlerin bir adım ötesine geçebilmiştir.

Şimdi birliği sandıkta ve çalışmalarda daha da büyütme zamanıdır, her kesim eleştiri hakkını saklı tutarak bu sürece omuz verirse kazanan Türkiye halkları olacaktır. İdeolojik ayrılıklar, geçmişte yaşanan sıkıntılar, duygusal kırılmalar bir yana bırakarak özgürlük mücadelesini bir adım öteye taşımanın hesabı yapılmalıdır. Kaldı ki eğer var olan nesnelikten yola çıkarsak ta yıllarını mücadeleye adamış, bedeller ödemiş, alanlarda siper yoldaşlığı yürüttüğümüz Levent Tüzel, Kürkçü, Önder, Tuncel ve ismini sıralayamadığımız bir çok yoldaşımız varken tutumsuz kalmak, yok saymak devrimci bir duruş olarak algılanır mı? Yada doğru olur mu? Herkes vicdanında sorgulamalıdır.

Seçimlere artık günler kaldı ya seçimleri ve parlamentoyu bir araç olarak görüp, uzun süre sonra ilk kez Türkiye sosyalistlerinin siyasete etki edebildiği ve inisiyatif üstlendiği bir noktada üstümüze düşeni yapacağız yada her zamanki gibi seçimden sonra oturup bol bol niye kaybettik tahlilleri yapacağız.

Şimdi sonradan özelleştireler yapmak değil, kazanma zamanı. Seçimler bittikten sonra kaybetmenin kritiğini yapmak yerine zaferden sonra daha büyütmenin tartışmasını yapalım.