Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Avrupa’da Roj TV, KNK ve Kürtlere yönelimi kınıyorum

 Türkiye’de zorluklara maruz kalarak yurtlarını terk etmek zorunda kalan Kürtler, Avrupa’da mülteci topluluklarının yaşadığı süreçten farklı bir muameleyle karşı karşıya kalmaktadırlar.

Oysa gördükleri baskılardan dolayı mazlum olan mülteci topluluklar AB’de ve batı dünyasının çeşitli ülkelerinde kültürel, toplumsal, ekonomik ve de en önemlisi olarak politik cephede desteklenmişlerdir. Günümüz uygarlığının öznesi, yaşadığı tarihsel tecrübelerle insani vicdanın demokrasi ve insan haklarıyla kurumsal düzene ulaşmasını sağlamış Avrupa’nın yapısına da uygun olanı budur.

Nevarki aynı şey Kürtler olunca yadırganıyor. Müdahale ediliyor, istemleri, organizasyonları kabul edilmiyor. Her toplum kendi değer yargılarıyla var olup buna göre saygı görürken, Kürtlere başka bir davranış biçimi, başka bir anlayış biçimi dayatılıyor. Olmazsa baskıya maruz kalıyor.

Bu toplum gelenekleriyle, değerleriyle bunun kamusal alana yansıyan kurumlarıyla, siyasal organizasyonlarıyla, basın ve medya kuruluşlarıyla kendini çok aleni bir biçimde dışa vurmaktadır.  Bu dışa vurumun da kendine özgü bir devinimi vardır ki, son 30 yıllık tarih incelensin, Asya’da, Ortadoğu’da, Latin Amerika’da, Kuzey ve Batı Avrupa’da yaşayan dünya toplulukları içerisinde Kürtlerin değişime, dönüşüme, kendini geliştirmeye ne kadar açık oldukları ve nasıl bir dinamizmle bunu gerçekleştirdikleri açıkça görülecektir. Elbette bunun da kendi içinde sancılı boyutları olacaktır ve bunu da yaşıyor.

Bütün bu dinamizmin görmezlikten gelinmesi, toplumsal değerlerinin, kültürel haklarının, kimlik ve dil haklarının, örgütlenme ihtiyacı ve biçiminin yok sayılması Avrupa aklı ve tecrübesi için şaşırtıcıdır.

Roj TV hakkında Almanya’da verilen son karar hala bu uygarlığın vicdani yanının var olduğu hatırlatmasını yaparken, İtalya’dan başlayan, Fransa ve Belçika’ya yansıyan operasyonlar ise politik aklın çıkara dayalı ve güvenden yoksun ruh halini ortaya koyuyor.

Gözaltına alınan Politikacılar on yıllardır Avrupa’dalar, çalışmalarını aktif bir biçimde sürdürmektedirler. Bu medya kuruluşları on yıllardır Avrupa’da çalışmaktadırlar. Sistemleri, mekanizmaları, anlayışları temelde aynı. Ne oldu da böyle birden bire saldırıya maruz kaldılar, terörize edildiler.

 

Bu olayın politik akılla açıklanacak bir birçok gerekçesi olabilir. Ama sorun Kürtler cephesinde bakıldığında artık basit bir politik çıkar ilişkileri ile ele alınamaycak kadar önem arz etmektedir.  

 

 

AB’nin kurumsal olarak, Avrupa’daki ülkelerin yönetsel olarak, BM gibi uluslararası kuruluşların, ABD gibi küresel güçlerin Kürt toplum gerçeğini kabul etmeleri buna göre hak ettiği yeri teslim etmeleri gerekirken, yapılanlar inanılır gibi değil.  

 

Eğer var ise bir sorun ki, olması doğaldır, bunun çözümündede kendi yöntemlerini Kürtlere reva görsünler. Yani diyalog, anlama ve birlikte çözüm arama..

Elbetteki zor ve operasyonlarda söz konusu olacaktır. Ama bunun çerçevesi bellidir. Eğer bir şiddet uygulanmışsa, eğer ahlakı, kamuyu, toplumun can güvenliğini tehdit eden bir durum var ise bu konuda uygulanan prosedürler bellidir.

İçeriği beğenilsede beğenilmese de bir basın kuruluşunun tek aygıtı haber ise, hangi projeyi sunarsa sunsun bir siyasetçinin tek aygıtı politika yapmak ise bunun karşılığı şiddet değildir Olmamalıdır.

 

Bundan dolayı hem Roj TV, hem KNK’ye hem de çeşitli ülkelerde yaşayan Kürtlere yönelik hiçbir yönelim kabul edilemez. Reva görülemez.Sonuna kadar protesto edilmeyi gerektirmektedir.

 

Ehmed Pelda