Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Gelişmeler Endişe Verici- A.Haydar Gürbüz

Dicle Üniversitesi'nde Bilge Gençlik Kulübü önceki gün Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Peygamber Efendimiz' konulu konferansla ilgili bildiri ve afiş dağıtılması yüzünden iki ögrenci grubu arasında taşlı sopalı kavga çıktı ve o kavga 3 gündür devam etmektedir. Kavgayı başlatanların kendileri olmadığını karşı gruplardan aldıkları sopalarla kendilerini savunduklarını açikliyorlar, bizde bunlara inanacaktık. Rektörlügün bu gruplara seminer için izin verdigini yazıyorlar.Seminer düzenlemek her örgütün ve inancın en demokratik hakkıdır buna kimsenin karşı  çıkmayacagını düşünüyorum amma ve lakin yıllardır baskı altında kalan,ötekileştirilmeye çalışılan bir halkın kendi anadili için seminer verilmek istense onay çıkmaz,çıkmadığı  gibi bölücülükle suçlayıp yasaklar ve tutuklamalar başlar, devletin savcıları ve kolluk kuvetleri zaman kaybetmeksizin hemen harekete geçer. Hizbullah örgütünün yıllardır AKP ile işbirligi ve gözetimi dahilinde Kürt kentlerinde özellikle Amed ve Batman'da güçlü bir şekilde örgütlendiklerini biliyoruz. Dersim vb kentlerde de kurdukları  Üniversite ve kampüslerde de örgütlenmeye çalıştıklarını bu kentlerin sahip olduklari siyasi kimlik ve inançlarını parçalayarak bozmaya çalistiklarini gelişmelerdende anlıyoruz. Nitekim Dersim gibi bir coğrafyada Fetullah Gülen okullar açabiliyor ve evleride kurs bahanesiyle üs olarak kullanabiliyorsa hatta bu okullara Dersimin asi(!) babaları ve anneleri evlatlarını yollayabiliyorsa AKP nin politik anlamda yürüttügü çalışmaların bir ölçüde başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Dicle Üniversitesinde ögrenciler bu gelişmelerden rahatsız olmuşlar ve haklı olarak güçlü bir karşı duruş devrimci duruş sergilemislerdir. Ne varki bu duruş karşısında Kürt siyasetçilerinin tepkileri ve olaya yaklaşımları çokta alkışlanacak cinsten degildir. Sayin S.Demirtaş durmadan "Islamiyette katliam yoktur", "kuranda öldürmek kelimesi geçmiyor" hatta hatta saldıranları "seytanlar"olarak tanımlıyor. Ama işte o şeytanların korumaları ve liderleriylede bir barış türküsüdür tutturmuş gidiyorlar.

İslam dinini benimsemeyen ve kendilerini bunun dışında gören farklı inançlar bu söylemler karşısında tepkililer, tepkililer çünkü çözümün bu konuşmalar üzerinde yürütülmesi umut vermiyor. Saldıranların islamla bir ilgisi olamaz demek yerine hükümetin buna neden çanak tuttuğunu sorgulamak gerekmez mi? Simdi gerçekten bu söylemlere nasıl yaklaşmalı insan? Kürtlerin umut bağladığı ve benimde herzaman takdir ettiğim Demirtaş'a ne demeli? Islamiyetin kuruluşunda ve yayılışında akan kan hangi dönemlerde olmuştur?.Birçok katliam ve savaşların bizzat nedeni İslam dinini yayma ve zorla kabul ettirmek değil miydi? Dinler arasi savaşları çıkaranlar kim?  Alevi halkını katledenler kimler? Ermeniler en çokda inançlarından ötürü katledilip yurtlarında kovulmadılar mı?

Sayin Demirtaş son dönemlerde yeni süreçle birlikte islamiyeti sık sık konuşmaya ve gündemine almaya başladı bu yaklaşım ve üslup Kürt özgürlük hareketinin çözülmesine ve dinin güçlenmesine neden olacaktir nitekim bundan cesaret alan Hizbullahçılarda hemen meydana çıkıverdiler, yarın Müslümcüler vb.tarikatlarda meydanlara çıkacak kendi kirli emellerini açığa çıkaracak uygulayacaklardır.Tüm bunlardan kimler zarar görecek dersiniz? Hiç düşünmeden cevaplayayim farkli inançta olanlar ve özellikle Kürt Kızılbaş alevileri bu yeni süreçle birlikte büyük tehdit altındadırlar.Devrimci demokratik kitle örgütleride bu süreçte tehlike altında olan kesimlerdir.

Peki bu sürecin hassasiyetlerini BDP yöneticileri bilmiyorlar mı? Elbetteki biliyorlar, en çokta onlar farkında ama nedense gereğini yapmakta en çokta onlar zorlanmaktadırlar. Çünkü yeni dönemin ortaya çıkardığı ortak payda „İslam“ projesi Abdullah Öcalan tarafından da benimsenen bir projedir. Hatta bir mesajında da Gülen’e ait umut ve övgü dolu sözler BDP li vekillerin(hepsinin değil tabi) elini kolunu bağlamış durumdadır.

Bir yandan Altan Tan gibi Diyanet geleneği olanlar öte yandan Sırrı Süreyya Önder gibi kemalist sınırlara haps olanların Kürt sorununu çözmede umut olmaları ve öne çıkmaları verilen mücadelenin devletin istediği çizgiye indirgemesine ve elde edilen kazanımların erimesine neden olacaktır.Burada açık ve net sorunu tartışmakta yarar vardır.Yoksa 40 yıl sonra tekrar ortaya çıkacak çcuklarımıza haksızlık etmiş olacağız yoksa bugün Kürt hareketi içerisinde bağımsız Kürdistan şiarı için şehit olmuş binlerce rojavalı kürde haksızlık yapmış olacağız.İslam dinini ortak payda yaparsanız birçok bedel ödemiş farklı inançlardaki Kürtlere haksızlık etmiş oluruz. PKK nin sınırdışına çıkması için o kadar acele ediliyorki herşeyi oldu bittiye getirmek isteyenlerin emellerini iyi okumak gerek. Hizbullahın Amed ve çevresinde bu denli güçlü olması Kürt hareketi açısındanda düşündürücüdür, bugün yapılacak olası bir barışta bir şu anki gidişat ve görüntüye göre bir Kürt Alevisi olarak ben kendi hayatımda endişe ederim.Çünkü bu söylem ve gelişmeler hiçbir şekilde lehimize gelişmeler değildir,bugün at gözlüğüyle  olaylara bakıp barışa hemen evet deyip arka taraftaki gelişmelere göz yummak körlüğün ta kendisidir. Barış projesi için toplumu kapsayan inanç ve farklı kimlikleri tanımlayan tam bir açıklama yapılmalıki herkes neyin ne olacağını nasıl bir ülke oluşacağını bilebilsin,şayet işin başında benim kaygılarımı giderecek adımlar ve açıklamalar yoksa olasılıklar üzerinde de kendi geleceğimizi tehlikeye atmamalıyız. Çağ herşeyi en başında düşünme, planlama ve uygulama çağıdır,hiçbir renk görünmemezlikten gelinemez ve sonradanda ayrı kefelere konulamaz.

Olaylara bakarken Hizbullah örgütü içerisinde olan Kürt gençlerinede bakmak gerek, neden bu gençler Amed ve Batman'da bu denli bu örgütlerin içinde yer almaktadirlar? Islam dininin gerici ve diger inaçlara karsi düsmanca tutumunu yeni süreçten ötürü görmemezlikten nasil gelinebilir? AKP ile bu seklide bir baris neye hizmet edecek? Tarihinde bunca katliami olan bir ülkede hiçbir hesap sorulmamisken yeni süreçten dolayi bu tarihsel haksizliklarin üstünü örtebilir gündemde çikarabilir miyiz?..S.Halis'in istifa gerekçelerini görmemezlikten gelebilir miyiz?  Dijle Üniversitesi gelecekte olabileceklerin iyi bir işaretidir, 1983-84 de Van’da okurken inancımdan dolayı bana alınan tavırlar ve yaptırımlar aklıma geldi,onları düşünürken ve bugünkü gelişmeleri  izlerken endişeye kapılmamak mümkün değildir. Kürt hareketinin öncüleri bir İslamda bir Alevilikte dem  vurup durmasınlar süreçte izlenecek Kürdistan politikası herkes için önemli olmalı ve öne çıkmalıdır.