Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Aleviliğin İslam Öncesi Etkilendiği Din ve Düşünce Akımları - 1- Haydar Aslan

 

Alevilik sorunu 1300 yıllk sorun olarak günümüze dek süre gelmiştir.Emeviler ve osmanlı'dan günümüze hep asimilasyon;zulum, ve katliamlarla alevi halkı sindirilmeye çalışılmış, ama ne yazik ki hep başarısız kalınmıştır. Alevi toplumunun güçlü kültür geleneği bu baskı ve sindirme politikaları karşısında ayakta kalmayı başarmıştır.Alevi toplumu aydın,gelşeen çaga ayak uydurmada kendini yenileyen açık bir toplum olmakla birlikte kendi sorunlarını kendi içinde çözmeye çalışmıştır.Son donemlerde tekrarlanan oyunların tuzağına düşmeyecektir. Aleviler kendi sorunlarını kendi kurumları aracılığı ile en iyi şekilde çözecektir. 

 

Devlet Alevileri sunileştirmek için son dönemlerde özelikle Şii sunnileri , Caferileri pompalamaktadır.Sii sunnileri Alevilerin

temsilcisiymiş gibi, burjuva basının özel çabaları ile göresel basında özel bir ilgi odağı yaptılar.Şii gericiliğini,Anadolu Alevisiyle buluşturma ve aynılaştırma çabaları, boşuna alevi halkı bunun bilincindedir.Ileriki bölümlerde Şii gericiligi ile Anadolu alevisi arasındaki farklı düşüncelerine değineceğim.

 

Alevilik nedir, nerde gelmiştir eski dini neydi,hangi din ve düşüncelerden etkilendigi halen tartışılan konulardır. Özelikle 

alevilik islam mıdır veya islam dışı mıdır gibi sorular alevi toplumu açısında da tartışılan konular içerisindedir.Bu konuda alevi yazarlarda farklı yaklaşımlar içerisindedirler.Kimi yazarlar Alevilik islam'da etkilenmiştir.Kimi yazarlarda islamiyetin içerisidedir yorumunu yapmaktalar. Özellikle aleviliği İslam içi gören yazarlar eskiden beri devlet baskiısı karşısında kendini alevi olarak görmekten çekinen bende müslümanım diyen sırada halk gibi.Bu yazarlar zorlamalar sonucu alevilik muslumanliktir yorumunu yapmaktalar. Devletin üstüne basa basa aleviler müslümandır,camiye gitsinler cemevine ne gerek var düşüncesine yakınlar. Diger bir kesim ise, Aleviligin islam dışı gören ve islam'da etkilendigi kadar diger dinlerdenden de etkilenmiştir.Yorumunu yapan yazarlardır.En saglıklı araştırmalar da bu kesim tarafindan dile getirilmiştir. Aynı zamanda alevi sorununa en iyi sahip çıkan kesimdir.

 

Alevilik nedir? Alevilik bir yaşam biçimidir. Dünyayı doğayı ve toplumu yorumlama biçimidir.Alevilik dini yönü olmasına rağmen dinci degildir. Geleneksel tutucu, doğmatik ve gerici degildir. Arap hiç degildir.Alevilik Türk ve Kürttür. Alevilik evren-Tanrı-Insan birligini temel almıştır.Oteki dunyayı değil , bu dunyayı, milletleri değil,insani temel almıştır.Insan sevgisini ve hoşgörüyü esas almıştır. Alevilik ne kadar islamiyetten etkilenmişse biraz Şamanizmde ve bir o kadar da Hiristiyan'likta etkilenmiştir. Alevilik Ali sevgisinin dışında Şiilikte çok az etkilenmiştir.Alevilik Panteizm,Tanrı ile evreni özdeş gören kamu tanrıcı Vahdeti-i vücutcu bir öğretidir.

 

Çok tanrılı dönemde, dağ,tepe,su,güneş,ağaç ve doğa kültleri hepsi ayrı ayrı tapınılan tanımlardır.Bu tanımlara Şaman inancında rastlanılmakla birlikte,ŞAMANIZM,esas olarak BRAHMANIZM'in ilk biçimi olan Hindistan'in eski dini VEDALAR çağına dayanır. Alevilikte her ne kadar doğa kültlerine alakalı olsada esas olarak damgasını vuran Vahdet-i Vucut-çu kamu tanrıcılığıdır. Yani ENEL-HAK düşüncesidir.Görüldüğü gibi yaradanla yaratılan özdeştir,birdir. Yaratma yoktan var etme degildir.gizlilikten açığa görünüş alanına çıkmadır. Yoksa Islam'da yorumlanıldığı gibi peygamber ve düşünceleri degildir.Bu düşünceleri İslam öncesi savunan Yeni EFLATUNCULUK, OKHAYTLAR, POLICYANLAR, BOGOMILER'de izlerine rastlanılmaktadır.

 

Bir örnek vermek gerekirse OKHAYTLAR, sürekli dua ile günahtan arınılacağını ve muhkemellige varılacagını öne süren bir tarikattır.Asıl olarak SURIYE manastır sisteminde büyüyen Okhaytlar IV.yuzyilin ikinci yarısında VI.yüzyıla dek etkin oldular.Doktorini ve pratiklerini anlatan yazarlar, EPIHONIUS, THEODORET ve TIMETHEUS'dur.Bunların ana eseri ASCETICUS adını taşır.Okhaytlar öğretisi; Şeytanın insana daha doğmadan sahip olduğunu söyler.Tek cozum seytani vucuttan kovana dek araliksiz duadir.Okhayt kendisini bir parçası olarak görür.Bu fikir sık sık onun kendisini PANTEISTLIK tanrilastirmasi ile son bulur.Bir melegin , bir papazin , peygamberin yada ISA'nin adı geçtiginde okhayt hemen o benim diye yanıtlar.ALEVILER'de ise Hallac-i Mansur ENEL-HAK ki hatırlayalım. Aktaran R.YURUKOGLU TARIHTE VE GUNUMUZDE ALEVILIK eseri (say.193) Görüldüğü gibi aleviligin ortak yonlerini okhaytlarda da görebiliyorsunuz.

 

Hallac-ı Mansur (857-922) Iran'in Beyza kasabasında doğmuş  Ene-l Hak ve varlığın birligi (vahdet-i vucut ) felsefesini benimsemiş ve islamla çeliştigi için en ağır bir şekilde vücudu parçalanarak Bagdat'ta yakılmıştır. Aynı düşünce izlerini daha sonra SEYH BEDREDIN tarafından da dile getirilmiştir. Şeyh BEDREDDIN (1358-1416) şöyle diyor, Oluşum, seref ve güzellik her bir görünüşte eşyanın niteligine göre açığa çıkar fakat asıl olarak hepsi birdir.Bu nedenle eşya veya bir kişi ENE-L HAK ben Hakk'im dese doğrudur çünkü varlık koşulsuz Hakk'tir. ( Seyh Bedredin ve varidat ) eseri say.184.

Gördügünüz gibi IV-VII- yuzyıllardaki bu düşünce 1300 lerde Bedredin ve Bektaşiler tarafinda da savunulmus ve halen 21'nci yuzyılda da aleviler tarafında savunulmaktadır.Halen ENE-L HAK diyebiliyorlar.Aleviligi islam olarak görenler acaba Kuran'da ENE-L HAKK teorisi var mıdır.ben Allah‘ım diyebiliyor mu?

 

Hacı Bektaşi Veli, XIII.yüzyılda tanrı adına düşünülen iyilikleri güzelikleri tüm insanlığın adına ortaya konulmuş düşüncelerdir.Tanrının insanın kendisinin içinde olduğunu tasavvuf düşüncesi de Hacı Bektaş düşüncesi ile birleşerek Anadoluya yerleşmiştir. Haci Bektas felsefesi, insan odakli,bariscil ve insancil olduğu şu sözlerini hatırlayalım. Incinirsen de incitme,nefsine ağır geleni kimseye tatbik etme, hicbir milleti ve insani asagilamayiniz. Bektasiligin bu yonlu düşüncelerini PLATINOS'ta göre biliyorsunuz.

 

Yeni EFLATUNCULUK; ( Neoplatonizm ) denilen felsefi akimin kurucu Plotinos 205'de Misir'da doğmuş ve akimini ROMA'da yaratmiştir. 270 yılında ölen plotinos'un fikirleri daha sonra Şiiligin ve Sii Mistizminin önemli kaynaklarindan biri olmustur.PLOTINOS'un görüşleri kısaca şöyle, bir tek vucudu mutlak vardir.

Güneş nasıl sıcaklığın kaynağı ise, bu tek varlık da çokluğun kaynağıdır.Vucud-u mutlak'tan ilk yaratılan akıl yada ruhtur.Akılda kendi kopyası olarak nefsi yaratır.Nefis

ruhani alemle cismani alem arasinda aracidir.Ahlakta zevk degil iyilik aranmalidir. Iyilik başka bir şey için aracı olarak degil, mutlak amaç olarak aranmalıdır. 

PLOTINOS'un bu ahlaki fikirleri sonunda dinsel bir mistisizme varir. R.YURUKOGLU Tarihte ve Gunumuzde Alevilik eseri (s.190 )

 

Alevi Bektaşi felsefesinin insan odaklı olduğunu,insan sevgisi ağırlıktadır.Bektaşi inancina göre Tanri od, yel,toprak ve suyu sevgi ile birlestirerek evreni yaratmistir.Sevgi bu nedenle bilestiricidir. Yeni eflatunculukla ilgili bir örnek daha vermek gerekirse,önemli alevi yazar I.Zeki EYUBOGLU şöyle diyor;“yeni eflatunculuk var oluş kaynagini tanridan fiskırma ( sudur) olarak gören, bütün varlık türleriyle tanrı arasında bir öz görünüş

bağlantısı bulunduğu inancına dayanan bir felsefe çığırıdır“.Kurucusu PLOTINOS ( 205-270 ) adli Iskenderiye' li bilgedir. EFLATUN'un varlik anlayisindan yola cikan, onun özelikle ( idea ) ögretisini yeni bir yorumdan geciren Plotinos'a göre gerçekte tek varlik vardir.Bütün öteki varliklar ondan o tek varliktan -bir-den fiskirmistir.Bu tek varlik

olan ( bir on sozdur ) sonsuzdur.( ezeli- ebedi ) yaratilmamistir.Salt isiktir ( nurdur ) salt ustur ( akildir )salt istemdir ( iradedir ) Bütün varlik türlerinin biricik kaynagidir. i.Zeki EYUBOGLU Bütün Yönleriyle Bektasilik eseri (s.409 ) Yukarida uzun uzun aktardigim alintilardan da anlasildigi gibi varlik teorisi goklerde aranilmiyor,gorunen, bilinen dogada fiskirma olarak goruyor.Yoksa islamcilarin ida ettikleri gibi yoktan var etme,bilinmiyenden tureme olarak gormuyor.Bu dusuncelere yakin olan,Brahmanizm,Tasavvuf,Siilik ve sii mistisizmi, Sufizm,ve Anadolu Aleviligiyle ilgili konulara deginecegim.