Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

AP sorumluluk alsın

Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu (AP), dün 4. Dersim 38 konferansına evsahipliği yaptı. Konferansta, Türk devletine yüzleşme çağrısı yapılırken, konunun uluslararası mahkemelere taşınması için AP’nin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini belirtildi. „Dêrsim 38 Gerçeği ile Tarih, Siyaset ve Hukuk Üçgeninde Yüzleşme“ başlığında dün yapılan konferans, Avrupa Parlamentosu Sol Grubu, Demokratik Aleviler Federasyonu, Dêrsim’i Yeniden İnşa Cemiyeti ve Kurmeşliler Derneği tarafından organize edildi. Konferansın açılış konuşmalarını AP Sol Grup Başkanı Lothar Bisky, Kürdistan Aleviler Federasyonu (FEK) Başkanı Ali Köylüce ve Dêrsim Yeniden İnşa Cemiyeti Temsilcisi Haydar Işık yaptı. 

Haydar Işık, Dersim’deki soykırımı yaşadıklarından yola çıkarak anlattı ve soykırımın bugün de sürdüğünü belirtti. Ali Köylüce ise, „Bu konferanslar sayesinde soykırım ve inkarlar teşhir edildi. Bu uygulamanın tümü devlet arşivlerinde saklı ve açıklanmıyor. Umarız bu hatadan dönülür. Devlet yaptıkları ile yüzleşir ve barış noktasına ulaşılır“ diye konuştu. 

AP Sol Grup Başkanı Lothar Bisky de, Dersim soykırımını yaşatan zihniyetin bugün de sürdüğünü dile getirdi. Türk devletinin baskı politikalarına dikkat çeken Bisky, şunları söyledi: „Türk devleti, hala demokratik girişimlere şiddetle yanıt veriyor. Diplomasi olmadan çözüm olmaz. Ve Türk Devleti bugüne halen bu sorunu şiddetle çözmeye çalışıyor. Bizler Sol Parti AP Grubu olarak çözüme yönelik her türlü şiddeti kınıyoruz. Bizler Avrupa’da yaşayanlar da bu soykırımdan sorumluyuz. Bizler de savaş ortakları olarak Türkiye ile işbirliği yapmış ülkeleriz. Biz de bu konuda kendimizle yüzleşmek zorundayız.“ 

Tarih ekseninde Dersim 38

Açılış ardından Dersim soykırımı tanıklarının konuşma ve arşiv görüntülerinden oluşan sinevizyon gösterimi yapıldı. Daha sonra da gazeteci Olivier Piot’un moderatörlüğünü yaptığı „Tarihte Dêrsim ve 38 gerçeği“ başlıklı oturuma geçildi. Oturumun konukları tarihçiler Nurşen Gürboğa ve Ayşe Hür’dü. 

İlk olarak konuşan Nurşen Gürboğa, soykırımın gelişimini tarihsel olaylar bağlamında ele aldı. Soykırımın bölgeyi şekillendirmek için yapıldığını anımsatan Gürboğa, „Bilgilerin çoğu arşivlerde saklıdır. Birinci kaliam döneminde İnönü, ikinci katliam döneminde ise Celal Bayar, Dersim’de Alevileri Kürtlerden ayırdı. Aleviler, ne makbul ne de müstakbel vatandaş kategorisinde sayılmadılar. Alevilerin modern devletin arzu ettiği yurttaş tipine hiçbir açıdan uygun değillerdi. Bundan dolayı Alevilere, fayda sağlanamayacak bir toplum gözüyle bakıldı“ diye konuştu. 

Tarihçi ve gazeteci Ayşe Hür ise, Dersim’de yaşananların süreklilik içinde ele alınması gerektiğini söyledi. Birçok açıdan ayrıkçı olduğu için Dersim’e yüzlerce sefer yapıldığını belirten Hür, „Mustafa Kemal, sürecin her aşamasında yer aldı. Dersim’e yüzlerce sefer yapılmıştır fakat zafer yapılmamıştır“ dedi. 

Türkiye yüzleşmeli

İkinci oturum, gazeteci Edgar Auth moderatörlüğündeki „Politikada Dêrsim 38 ve Yüzleşme“ idi. Oturum konuşmacıları da gazeteci Oral Çalışlar, gazeteci-yazar Nuray Mert ve BDP PM Üyesi Hatice Çoban’dı. Oturumun açılışında konuşan gazeteci Edgar Auth, Türk devletinin katliamlarla yüzleşmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra söz alan gazeteci Oral Çalışlar, yeni bir ulus devlet, Türk-İslam-Sünni bir vatandaşlık yaratmak için İslamlaştırma ve Türkleştirme politikasının uygulandığını hatırlattı. „İkinci Dersim katliamı gerçekleşemez“ diyen Çalışlar, şöyle konuştu: „Çünkü yeni bir halk rüzgarı, yeni bir halk dalgası vardır, Kürt halkı ayakta. Fakat Türkiye’nin Batı’sı halen olayın farkında değil. Bütün bunlar aslında tümden bir yüzleşmeye bağlıdır. Farklı kimlikler ve Kürtler, bu konuda bir katkı yaratmıştır. Bu konuda bir teşekkür gerekirken, Kürtlere karşı her zaman bir öfke yansıtılmıştır. Toplumun siyasi güçlerin, her kesimim yüzleşmesi gerekiyor, sadece Türk devleti değil.“ 

‘Avrupa samimi olmalı’

Gazeteci Nuray Mert ise, „Silinmiş bir kimliğin geri çağrılması, onurlandırılması, ikinci bir olgu ise yüzleşme“ dedi. Türkiye’nin kendi tarihi ile yüzleşmekte isteksiz olduğuna dikkat çeken Mert, „Türkiye’nin tarih ile yüzleşmesi gerekiyor. Tarihin ortaya çıkması, unutulmuş, yitirilmişlerin tekrar gün ışığına getirilmesi, gelecek için çok önemlidir. Bu insanlığı ilgilendiren bir konu. Avrupa ülkeleri de bu konuda biraz daha samimi davranmalı. Örneğin KCK davası konusunda daha büyük bir ses çıkarmaları gerekiyordu“ diye konuştu. 

Kürtler üzerindeki baskı politikalarına dikkat çeken Mert, konuşmasına şöyle devam etti: „Dün nasıl zor ile halka baskı uygulanmış ise, yol yapımları ve askeri ablukalar gündemde yoğun şekilde tutulmuşsa; bugün de bir tarafdan siyasetçiler tutuklanıyor, diğer tarafta askeri operasyonlar sürüyor. Dersim konusunda sadece Mustafa Kemal değil, Fevzi Çakmak da korunmuştur. Bu konuda CHP’nin kemalist düşüncesini daha derinden analiz etmek gerekiyor.“ Oturumun son konuşmacısı BDP PM Üyesi Hatice Çoban da, Dersim soykırımında yaşananlar ile yüzleşmenin önemine vurgu yaptı. Kürdistan’daki inkar ve imha politikalarına dikkat çeken Çoban, „Burada herkesin bir öyküsü ve acısı vardır“ dedi. 

‘AP Dersim’i gündeme almalı’

„Dêrsim 38, Uluslararası Hukuk ve Deneyimler“ başlıklı üçüncü oturumun mederatörlüğünü ise milletvekili Jürgen Klute yaptı. Konuşmacılar ABD’li avukat Barry Fischer, Prof. Mithat Sancar ve Av. Erdal Doğan’dı. İlk olarak konuşan Barry A. Fischer, Dersim soykırımını diğer farklı coğrafyalarda yaşanan katliamlarla karşılaştırdı. „Dersim bölgesinde bir uzun tarih katliamıdır“ diyen Fischer, „Türkiye’de inan hakları milyonları ilgilendiren bir konudur. Türkiye’de azınlıklara yönelik baskılar Avrupa tarafından da izlenmiştir. Dersim duyulan geçmiştir. Fakat 2011’in de tarihidir ve bugün yaşadığımızdır. İsim değiştirilmiş, barajlar yapılıyor. Avrpu Parlamentosu’nun yapması gereken, Dersim katliamını gündeme almak ve uluslararası mahkemeler taşımasıdır“ diye konuştu. Fischer, Türk devletinin katliamlarla yüzleşerek, hesap vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Prof. Mithat Sancar ise, yüzleşme konusuna değindi: „Geçmişi unutmak değildir yüzleşme, tam tersi geçmişi tekrar hayata geçirmek. Yüzleşme, sadece tarihsel kayıtları ortaya çıkarmak ve bir yerlerde arşivlemek değildir. 

Yüzleşme sadece günah keçilerini bulup, intikam duygularını geliştirmek için değildir. Yüzleşme adalet ile yapılır. Adalet iki yönlüdür: Birincisi hukuksal cazelandırma. Burada failler aranır ve cezalandırılır. Diğeri ise, onurlandırıcı adalet. Bu adalette faillere değil, mağdurlara yoğunlaşırsınız. Toplumsal bazda sorunları gidermeye çalışırsınız. Yüzleşmek bir daha yaşanmaması için yapılan bir dönemdir.“ 

38 süreci devam ediyor

Son olarak söz alan Av. Erdal Doğan da, İslamlaştırma ve Türkleştirme porjesinin, Abdülhamit’ten günümüze kadar uzanan bir soykırım tarihi olduğunu dile getirdi. „Süreci yargılarken failleri tespit etmek gerekiyor“ diyen Doğan, şöyle devam etti: „Geçmişin faillerinden hesap soramayız. Fakat olayın arka planı halen devam ediyor. Bugün de Dersim’e gittiğinizde her yerde mobese kameraları, kontroller, barajlar ile bölgeyi insansızlaştırma, dili küçümseme, yatılı okullarda bunun aşırısını yaparak çocukları kandırmak ve kimliklerini eritmek şeklinde sürüyor. Yani bir soykırım ve asimilasyon devam ediyor. Dersim konusu seçim malzemesi haline getirliyor. Dersim, uluslararası ceza mahkemelerine taşınabilir. Fakat bunun için mahkeme yetkililerinin, daha da samimi olması gerekiyor.“

RIZA AYDOĞDU/BRÜKSEL



YENİ ÖZGÜR POLİTİKA