Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kurmeş Derneği 4. Kongresinden izlenimler!-Haydar UC

Kurmeşler Dernegi 2 Ekim 2011 tarihinde 4. Genel Kurulunu yaptı. Kongre programına bağlı kalınarak, başkan Ayfer Ber'in açılış konuşmasının ardından divan seçimi yapıldı.

Divan arkadaşımız yazar Ahmed Pelda, Zabit Aslan ve Hayri Imaktan oluştu. Insan Hakları, demokrasi ve devrimci mücadelede yitirdiklerimiz anısına yapılan saygı duruşunun ardından faaliyet raporu ve mali rapor okunarak buna ilişkin görüş ve öneriler, eleştiriler yapılarak yönetim ve denetim kurulunun seçimine geçildi.

Bu arada Istanbuldaki köylülerimizin görüş ve önerilerini içeren mesajı, YEK-KOM adına başkan Yüksel Koç'un mesajı, Istabuldan BDP Parti Meclisi Üyesi Hülya Yer'in mesajı, Dersimden köylümüz degerli arkadasımız Haydar Ber'in mesajı ve rahatsızlığı nedeniyle kongreye gelemeyen ve Yönetim Kurulu Üyeligine seçilen değerli dostumuz, arkadaşımız Ismail Dadaşutun mesajları okundu.

Yönetim ve denetim kurulunun seçiminde göze çarpan bir nokta vardı: o da yönetime yoğun bir ilginin oluşuydu. Öyleki 14 kişilik yönetim için 25 den fazla kişi kedisini önermişti. Bu sorumluluk alma isteği bakımından dikkate değerdi. Fakat yönetimdeki görev dağılımının yine aynı insalarda olması, "yenilik yapıyoruz, gençlere yer verecegiz" düşüncelerine pek de uygun düşmedi.

Bu Kongrede bir öncekine oranla katılım dahada azdı. Bu gerek yönetim ve gerekse katılımcılar tarafından dile getirildi. Gerek Kongre gerekse yeni yönetim bunun üzerinde özellikle durulması gerektigi, neden ve niçinleri araştırılarak, köylülerle dahada sıkı iletişim kurularak bu durumun giderilmesi yönünde görüş bildirdiler.

Kurmes Dernegi bir köy derneği olarak kuruluş gerekçelerine uygun bu güne kadar faaliyet göstermiş hatta kapasitesinin üstünde etkinliklere imza atmış bir dernek olarak çevresinde haklı bir övgüyüde almıştır.

Bunda Kurmeşlilerin politik olmasının birincil derecede payı vardır. Politik tecrübe, anlayış ve meselelere yaklaşımın etkili olduğunu söylemek gerekir. Eğer buradan bakılırsa aslında daha nitelikli, geniı katılımlı etkinliklere imza atmak mümküdür. Bunlardan bir kaçını söylemek gerekirse; Her yıl Almanyada yapılan genellikle iki yada üç gün süren Kurmeş Şenlikleri, Kurmeşte yapılan üç günlük Şenlik, Dersim Festivallerine aktif katılım ( çadır açma, bölgeyi tanıtan yiyeceklerin tanıtımı, Festival misafirlerinin ağırlaması), Dersim Soykırım Davasının Avrupa Insan Hakları Mahkemesine götürmede asli unsur olarak katılması aktif olarak desteklemesi, düğünlerde, cenazelerde aktif yardımlaşma vb bir çok konuda önemli dayanışma ve etkinlikler yapmıştır.

Yine Dernek sitesi içeriği ve yayınıyla demokratik bir sitedir ve çok geniş bir yelpazede izlenmektedir.

Kongreye katılanlar derneğin bu olumlu gidişatını onaylarken, özellikle dernek yönetiminde olan ve epeyce emek sarfeden bir yönetici arkadaşımız ise bu gidişatın hayra alamet olmadığını, fazla politikleşmenin bizi "yoldan çıkaracağını" söyleyerek itirazlarını sürdürdü.

Bir başka nokta ise son zamanlarda köylülerimiz arasında (özellikle köyde) kavgaya varan ve sikayet noktasına gelen olayların bizlere yakışmadığı, sorunlarımızı kendi aramızda halledebileceğimizi, kesinlikle devletin mahkemelerine başvurmanın doğru olmadığı, bunda ısrar edenlerin teşhir edilmesi ve kadın dövmenin kesinlikle yasaklaması gerektiği konusunda görüşler dile getirildi.

Köy derneği olmasına rağmen ufkumuzun köyle sınırlı olmadığı, çevremizde, bölgemizde cereyan eden haksız, kirli savaşın ve bu savaşın doğurduğu soruların bizimde sorunumuz olduğu bilinciyle dahada duyarlı davranılması yönünde görüşlerle konuşmalar devam etti.

Derneğin gençlerimizi özellikle ihmal ettiği bu nedenle gençlerin önünün açılması gerektigi şeklinde görüşlerin ardından derneğe bağlı bir gençlik kolunun oluşturulması ve kendilerine sorumluluk verilerek gençlerin kendi aktivitelerinin kendileri tarafından yapılması yönünde karar alındı ve gençlik komisyonu oluşturuldu.

Fazla abartıya yer vermeden köy derneği olduğunuda unutmadan yapılabileceginin en iyisini yapabilme ve tabiiki geri anlayışlarada bu derneği hapsetmemek ve "en kötü örgütlenme örgütsüzlükten iyidir" düsüncesinden hareketle bu dönem bende önemli miktarda dost ve arkadaşın önerisiyle yönetimde yer aldım.

Bir çok arkadaşımız, köylümüz köy dernegidir deyerek burada olmayı küçümsüyor ve uzak duruyorlar. Sanki köy derneğinde yer almak daha büyük siyasi-kültürel faliyetlere engelmiş gibi. Kaldıki bu arkadaşların büyük bölümü söylendigi gibi siyasal-kültürel faaliyet içerisindede değiller, keşke olsalar. Öyleyse kendi toplumumuzdan neden uzak duruyoruz? Tabiiki bütün meselelerin çözüm adresi köy derneği oldugunu kimse söylemiyor. Kendi ailemizi, akrabamızı, köyümüzü, toplumumuzu örgütlemeden dünyayı nasıl örgütleyecegiz sorusu haklı bir sorudur burada.

Tamda buradan son seçimlerde Dersimin aldığı tutum ve seçim sonuçlarç hepimize bunun sorumluluğunu yüklemiyor mu? Cezaevinden çıkmış ve Dersimdeki seçimlerde karşılaştığımız bir yoldaşımın-dostumun söyledigi şu söz çok önemlidir: "Biz kendi toplumumuzdan kopmuşuz ve buraları boş bırakmışız", neden insanlara kızıyoruz ki?".

Toplumumuz içerisinde bulunarak toplumla iyi ilişkiler kurmada,onların sorunlarına ilgi göstermede tolumla ilişki kurmak mümkün değildir. Bu toplumun geri alışkanlıklarına, değer yargılarına, düşüncelerine hapsolmak alamına gelmediği gibi aksine toplumu ileriye doğru çekmek demokrasi, insan hakları ve ilerici düşüncelerle buluşturmak, toplumu dar köylücülüge hapsetmek yerine dış dünyayla, çevresindeki sorunlara duyarlı hale getirme aslı görevdir.

Kongre bu düsünceleri dile getirmede epeyce eksik davrandı. Bana göre insanlarımız "raydan çıkma" psikolojisi altındaydılar. Derneğin şimdiye kadar devam ettiği "raydan" devam edecegi umuduyla yeni yönetime başarılı çalışmalar dilerim.

 

Haydar UC/05.10.2011