Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

11 Yıl Sonra Kürmeşteyim

11 yıl Türkiye ye gitmedim. Sabıkam siyasi idi. 1987 Kasım ayında Kurmeş e gittim. Yasaklı yıllarda Kurmeş e gitmek için hep can atardım. Şimdi yasaklar kalkmış iki üç yılda bir köyüme gidiyorum. Yasaklar insanı hep aksini yapmaya teşfik eder. Yasakların doğru bir metod olmadığı, genel toplum bilimcilerin ortak görüşüdür.11 yıl sonra baba evindeyim. Akşam tek başima bir odada yatıyorum. Sabah saat 04.00. Zeynel Ber in evinin bulunduğu alanda bir eşek sesini duydum. Ammanım amaan, 11 yıl sonra çocuklugumda her gün duyduğum o sesi, 11 yıl sonra tekrar duyuyorum. Canı gönülde o sese kulak verdim. Kendimi Frankfurt opera salonunun ön sıralarında oturmuş, sahnedeki meşhur as solisti dinlermiş gibi bir duygu yaşadım. Zeynel Ber in eşeği son nakaratını bitirmeden, Veysel Top un evinin yanında kazığa bağlı İmam Aslan ın eşeği anırmaya başladı. Bu ses bana haha yakındı. O kadar hoş ve sade bir sesle bağırıyordi ki, of sesine hayranım demek elden değildi. O da son nakaratını halen bitirmeden, İso Banguş un eşeği anırmaya başladı. İlk önceleri tek sololu anırmaya başlıyan eşeklere, sonra ikişer ve üçlü sololu şeklinde senfonilerini 4 . 5 dakika sürdürdüler.Doğrusu, bana göre her ses bir diğer sesten daha üstündü.Kolay mı 11 yılın özlemi. Özlemde her şey güzeldir. Bunu özlem çekenler daha iyi bilir.Arada kısa bir zaman biriminden sonra, Ali Top ve Musa Öz ün evleri yakınında, köpek, kedi, horoz, inek ve öküz sesleri gelmeye başladı.Eşeklerin gür sesleri uyumakta olan diğer hayvanları uyarmıştı. Uyarılan bu hayvanların çikardigi ses, çok müzikli bir orkestrayı andırıyordu. Küçükken annemin bize anlattığı bir masalı bana anımsattı. Annem derdi ki, ‘akşamları köyde cin periler geziyorlar. Birlikte davul zurna saz çaliyorlar.’ Annemin anlattıkları o massalı, ben kulaklarım la duydum. Annem CERG derdi. Pek uzun sürmedi. Tekrar uyumaya çalistimsa da uyuyamadım. Arada yarım saat geçmeden, insanlar evlerinin önüne çikmis, bir birleri ile selamlaşiyor ve nahırlarını sürüye katmaya çalisiyorlardi. İkinci gün aynı senaryoyu yaşadım. Birinci günde his ettiğim sıcak duygu ve ilgiyi ikinci günde de yaşadım. Üçüncü günkü seneryo bana sıkıcı geldi. Sabahın o güzel uykusundan, eşek seslerinden uyanmam beni rahatsız etti. Belkide Avrupa bencilliğimden kaynaklanıyor. Güzel sonbahar havasında Ali Ber in dükkanının önünde bir hayli köylülerimizle birlikte sohbet ediyorduk.Kahraman Aslan, köyümüzü nasıl gördüğümü sordu. Bende, köyümüzde eskide fazla eşek yoktu, ker kesin kapısında bir eşek olduğunu söyledim. Eşeklerin bağırtısının çok rahatsızlık yarattığını söyledim. Kahraman her zamanki gibi, şu ironi ile cevap verdi. Dört ayaklılara çok şükür, köy iki ayaklı eşeklerle doldu. Haşa haşa dedim. Yusuf Özçelik Kahraman ı onayladı. Köylüler birbirlerine bakışıp hep birlikte güldüler.Buna bir çare bulmak lazım. Bir sürü öneri ve teklifler geldi. Hıdır Öz ve Hasan Irmak eşeklerin ‘sünnet ‘ edilmesini önerdiler.Sonrada duyduğum kadarı ile, Köy Heyetinde, bir alehte, iki çekimser olmak kaydıyla çogunluk ‘ sünnet ‘ kararını almışlar. Köyde bir çok konuda muhalif olan Hasan Güneri karara uymamış. Hasan Güneri dışındaki erkek eşek sahipleri eşeklerini ‘ sünnet’ ettirmişler.Köyde tek antik geleneği yaşaten erkek eşek Hasan Güneri nin eşeğimiş. Köy hasreti yanıp, köye gidip Hasan Hüneri nin evine yakın oturanlara ne muttlu. Aşağı mahalleden oturan sakinler o antik sesi zor duyacaklar. 11.05.07Bu yazımda alınan olursa şimdiden özür dilerim.