Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersim’de Savaklılar -Haydar Uc

Yillar önce Istanbul’da kurulu Pertekliler Dernegi’nin bünyesinde cikardigimiz Pertek Dergisi’ne Savaklilarla ilgili bir makale yazmistim. Savaklilari bir makalenein icerisine sigabilecek ölcüde dolayisiyla kisa ve dar bir sekilde anlatmaya calismistim. Yillar sonra Munzur Haber Gazetesine konu ile ilgili yazi yazmam istendiginde biraz daha detayli ve genis bir yazi yazma geregi duydum. Tabiiki yazinin genisligi ve detayi icerdigi bilgilerle ilgilidir. Buda Savaklilarla ilgili detayli bilgi ve belgelerin (varsa) incelenmesine baglidir. Bir Savakli olarak nereden geldigimizi, kim oldugumuzu, Dersim cografyasinda neden Zazaca degilde Kurmancki konustugumuzu vs. hep merak ederdim. Kendi tarihimizden habersiz ve hep baskasinin bize dayattigi yanlis, carpik tarih bilinciyle yasamak baskalarinin bize zorla giydirmeye calistigi elbiseyi giymeye benzer.

Hemen belirtmeliyim ki bu kisacik yazi bir tarih incelemesi degildir, böyle bir iddiasida yoktur. Okuyucunun bu noktayi dikkate alacagini ve bu yazidaki eksiklikleri ve olasi yanlisliklari anlayisla karsilayacagini ümit ediyorum.
Savaklilar konusunda cok az sayida bulunan kimi belge ve iddialarinda gercegi yansitmadigini söylemeliyim. Cünkü bu iddilarin bir cogu bilimsellikten uzak, devletin resmi tarih tezlerini yansitmakta, hatta bir cogu bizzat devletin kendi hazirladigi/hazirlattigi belgelerdir.
Savaklilari iyi tanimak icin kanimca su sorulara cevap aranmasi gerekir:
a) Savaklilar kimdir, nerede yasarlar?
b) Savaklilar ismi nereden geliyor, ne anlama geliyor?
c) Savaklilar Türkmü dür, Kürt müdür ?
d) Savaklilar asiret midir?
e) Savaklilar buranin yerlesik halki midir yoksa nereden ve ne zaman buraya gelmisler. Vb.
Bu sorulara dogru cevaplar bulunabilinirse bu yazida amacina ulasmis olacaktir.
Ancak bu sorulari yanitlamak icin ne yazik ki fazlaca yazili kaynak bulunmuyor, en azindan bizim bildigimiz kadariyla. Savaklilarla ilgili yayinlanmis iki kitap bulunuyor; ilki kendiside Savakli olan Sükürüklü Yusuf GÜL’ün „Tuncelide Savaklilar“ kitabi, ikincisi ise „Savakli Türkmenlerde Göcer Hayvancilik“ isimli Dr. M. Muhtar Kutlu’nun kitabidir. Ayrica A.R. Önder’in „Tunceli Bölgesinde Asiretler ve Kabile Adlari“ kitabinda kismen deginmektedir. Yine Kaynak yayinlari tarafindan devletin cok gizli damgasiyla yayinlanmis „Asiretler Raporu“nda Savaklilar „Asireti“ ile ilgili kisa bilgiler verilmektedir.

Yukarida siraladigimiz kaynaklar Türk Devletinin resmi ideolojisini yansitan kaynaklar oldugu icin dogal olarak „Türkiye’de yasayan herkes Türktür“ anlayisi üzerine bina edilmistir. Yusuf Gül’ün özgün calismasini dista tutmak gerekir. Ancak o da resmi ideolojinin görüs alaninin disina cikamamis. Bunda kendisinin konumunun payi büyük olsa gerekir. Yinede bu durum objektif davranmamanin bir gerekcesi olamaz.
Konuyla ilgili en kapsamli arastirmayi Dr. M. Muhtar Kutlu yapmistir. Kutlu’nun kitabi Kültür ve Turizm Bakanligi Milli Folklor Arastirma Dairesi Yayinlari, Gelenek-Görenek ve Inanclar Dizisi tarafindan yayinlanmis, Elazig Firat Üniversitesinde doktora tezi olarak kabul edilmistir. Yogun bir bilimsellik iddiasiyla kitabini haziladigini söyleyen Kutlu, nedense savaklilarla ilgili en önemli iki noktaya hic deginmemistir, deginmek istememistir. Buda Savaklilarin hangi mezhebe sahip olduklari ve hangi dili konustuklaridir. Unutmus mu dersiniz? Kesinlikle hayir. Savaklilarin yasami, yerlesim yerleri ve bicimleri,hayvancilikla ilgili en ince detaylari, yayla bicimleri, üretim teknikleri vb. Konular gercektende bilimsel bir tarzda incelenirken bahsettigimiz iki noktayi hic irdelememis olmasi tabiiki bilincli bir tercihin sonucudur. Kutlu, kitabinin arka bölümüne savaklilarin kullandigi kürtce terimlerle ilgili bir sözlük koymus.
Ancak basina sadece „sözlük“ demekle yetinmis, hangi dil oldugunu yazmamis. Tabii ki yazmak istememis. Buna ilerde tekrar deginecegiz.

Savaklilar kimdir? Nerede yasarlar?

Savaklilar Dersimin Pertek ilcesi ile Cemisgezek ilcesi arasinda yer alan güneyde Keban baraj gölünü kendilerine sinir olarak kabul eden, Pertegin Abseker-Savak (Akdemir) bucagina bagli on köy ile Cemisgezek’in Vaskivan (Akcapinar) bucagina bagli bes köy ve bunlara bagli bir cok mezrada yasayan toplam onalti köyün ortak adidir. Savaklilarin temel karakteristik özelligi gecmisten bugüne yari göcebe tarzi bir yasam sürdürmeleri ve hayvancilikla ugrasmalaridir. Kürtcenin Kurmancki lehcesini konusurlar. Giyim tarzlari Kürdistanin diger bölgelerindeki giyim tarzi ile aynidir.
Devlet asimilasyon politikasinin bir sonucu olarak bu yöredeki köylerin isimlerini cumhuriyet sonrasi degistirerek türkce isimler vermistir. Ancak Savaklilar resmi daire ve islemler disinda kendi aralarinda kürtce isimleri bugüne kadar kullanagelmektedirler.


Savakljlar su köylerden olusmaktadur:

Pertek Ilçesine bagli olanlar;
Savak-Avseker Akdemir (Bucak)
Kurmes (Asagi) Asagi Gül Bahçe
Orcan (Yukari Kurmes) Yukari Gül Bahce
Celedor Bulgurtepe
Sokirik Balidut
Koxpinik Gövdeli
Taxsu Tuzbasi
Nisirtu Cukurca
Bahrav Ayazpinar
Titenik Konaklar

Cemisgezek ilcesine bagli olanlar
Vaskivan Akcapinar (Bucak)
Devdirej Yemisdere
Doxkan Dogan
Sinsor Payamdüzü
Komer Saribalta
Noronik Bölmebölen ve bu köylere bagli 6’dan fazla mezra bulunmaktadir.

Bunlarin disinda cevre il ve ilcelere göc etmis cogunlugunu savaklilarin olusturdugu köyler bulunmaktadir. Örnegin, Celedor, Titenik, Bahrav köy ve baraj gölü altinda kalan mezralardan göc eden, Elazig il sinirlari icerisinde yer alan Muratcik, Meseli, Yilangeciren ve Erzincan ili Ilic ilcesinde önemli bir savakli nüfus yasamaktadir. Ayrica yüz yila yakin bir süre önce Kurmesten Erzincana ve Sivasin Hafik ilcesine göc etmis insanlarin oldugu biliniyor ve bu insanlar hala birbirleriyle görüsüyorlar.
 Savaklilar ismi nereden geliyor, ne anlama geliyor?

Bu konudaki söylence ve yazili kaynaklar pek gercegi yansitmiyor. Özellikle isimlendirme ve tarihce konusundaki yazili kaynaklar ciddiyetten uzak, zorlama bir tarzda yazilmis, dönüp dolasip Savaklilarin Horasandan geldikleri ve türk oymagi olduklari tezinde bulusmuslardir.
„A:R: Önder „Tunceli Bölgesindeki Asiretler ve Kabile Adlari“ kitabinda eski adi Dersim olan bu bölgede yasayan asiretler, Seyh Ahmet Yeseviye bagli olanlar ve Dersimliler olmak üzere iki ayri zümreye ayrilmaktadirlar. Seyh Ahmet Yeseviye bagli olan asiretler Siranli ve Seyh Hasanliadinda iki büyük asiret ve kabileye bölünmüslerdir. Dersimli asireti iseBahtiyar ve Pilvenk asiretinden olusmaktadir. Bütün bu asiret ve bunlara bagli boy ve kabile adlari icerisinde Savak adinda bir asiretten söz edilmemektedir. Ayni makalede, Tunceli mektupcusu Salim Ilterin 27. 3. 1940’da Pertek Halkevinde verdigi konferansinda Tunceli halkinin aslinda Seyh Hasanli ve Dersimli olmak üzere iki büyük asiretten olustugu belitilmektedir. Bu siniflamada, Dersimli asiretler icerisinde, Pertek yöresinde yerlesik „savanli usagi“ adinda bir kabileden söz edilmektedir.“ Devamla „E. Yavuz, „Sev“ ve „Sav“ köküyle baslayan ve cok degisik anlamlara gelen Anadoludaki bir cok oymak, cemaat veköy adindan söz ettikten sonra, „iki tarafa sallanarak yürüyen anlamina gelen Savak adinda Pertek ilcesinde konar-göcer bir oymagin adidir“ denmektedir. (Aktaran, Dr. M. Muhtar Kutlu, Sy.40)

„Sev“ kelimesi kütcede gece anlamina gelir. Söylendigi gibi Dersimli asiretleri icerisinde Savaklilar diye bir asiret yoktur. Zaten savaklilarin kendileri bile asiret olduklarini iddia etmiyorlar ve kendilerine asiret demiyorlar. “Savalanli” asireti ile de pek bir ilgisinin oldugunu sanmiyoruz. Savalanli adinda bir asiretin Pülümürde yasadigini “Asiretler Raporu” adli kitapta rastliyoruz:
“Asiretin Adi: Savalanli, Nüfusu: 2520, Dili: Kürtce(Zaza), Mezhebi: Caferi-Alevi, Oturduklari yer: Pülümür Ilcesi; Saribudak, Balpayam, Kayirlar Köy ve Mezralari” denmektedir.
Hemen yaninda Savak asiretini ele almaktadir. Dolayisiyla Savalanli ile Savak asiretinin ayni olmadiklarini söyleyebiliriz. Bu sadece yasadiklari yerlerin farkli olmasindan dolayi degil, ayni zamanda konustuklari dil, giyim-kusam bakimindan da farkliliklar tasiyor, savaklar kürtcenin kurmancki lehcesini konusurlar Savalanlar ise zazaca konusurlar.

Savak ismine iliskin bir baska söylence ise söyledir: “Uzun yillar önce Güneyden Dersimdeki yaylalara giderken kabaran Murat Nehrine kapilip kaybolan sürü ve asiret ileri gelenleri üzerine yakilan agitlarda “Sah” “Vah” Sahima sözleri giderek Savak adini almistir. Bu felaketten sonra ilk yerlestikleri yerede “bunada sükür” anlaminda “Sükürük” adini vermislerdir. Bugün bu yer yeni ismiyle Ballidut köyünün bulundugu yerdir” (M.Muhtar Kutlu, Savakli Türkmenlerde Göcer Hayvancilik)

Savak ismine iliskin diger bir yaygin söylence ise, gecenin karanliginda safakta hep kalkip hayvancilikla ugrasildigi icin bu ismin verildigi söylenir. Esasen Savaklilar kendilerine Savakli demezler, bu isim disaridan Savaklilara empoze edilmis, daha cok bölgeye verilen bir isimdir.

Savaklilar Asiret midir?
 Savaklilarin asiret oldugu tezi de pek gercekci degil. Bunu hem bir Savakli olarak söyleyebilirim, hemde savaklilar kendilerinin asiret oldugunu söylemiyorlar. Yazili kaynaklarin bir cogunda savaklilar asiret olarak tanimlaniyor. Ancak asiret tanimlamasi savaklilarin bir bölümü icin yapilabilinir. Yinede Sekakanlilarin bugünkü yasam tarzlari ve birbirleriyle olan ilskileri bir asiret tarzi yasamla pek örtusmüyor. Cünkü Savaklilarin icinde kendisine Sekakanlilar diyen bir kesim var; bunlar esas olarak sunni savaklilardir. Bunlar Celedor, Titenik, Behrav, Nisirtu, Konaklar ve cevresidir. Alevi Savaklilarda bunlara Sekakanlilar demektedirler. Mezhep farkliligi disindaki yasamlari hemen hemen ortaktir savaklilarin. Sekakanlilar kendilerinin birkac yüz yil önce Urfa ve Diyarbakir yöresinden bugünkü bölgeye geldiklerini söylerler. Kimileride padisah fermaniyla sürgün edildiklerini bu nedenden ötürü buraya gelip yerlestiklerini söylerler.

“Öte yandan Osmanli asiretlerinde Sakak, Sakaki, Sekakyan adindaki bir asiretin ve ayni sekilde Sakak,Sakagi, Sakaki( Sakakli, Sakaklu) adindaki bir cemaatin adi gecmektedir.(C. Türkay-Basbakanlik Arsivi Belgelerine göre; Osmanli Imparatorlugunda Oymak, Asiret ve Cemaatler) “Konar-göcer ekrat tarifesinden” olduklari belirtilen bu asiretin yerlesim yerleri, “Kilis, Diyarbakir, Erzurum, Musul, Halep, Cildir, Hisn-i Keyf(Bugünkü Hasankeyf) Sancagi, Kars, Van Eyaleti, Hakkari Sancagi, Mardin, Rakka, Ergani,olarak gösterilmektedir.”( Ayni yerden) bu asiretin bir bölümü Van dolaylarinda büyük bir kismida Iran topraklarindadir. (E. Yavuz Islam Ansiklopedisi, Cilt Xi Sy.399) Ayrica bu asiretin Tuncelinin Pertek ve Cemisgezek ilcelerinde “Sekakan” adiyla anilan bir kolunun bulundugu söylenmektedir. ( H. Basbug, Iki Türk Boyu Zaza ve Kurmanclar Sy. 10) Aktaran M. Muhtar Kutlu, SY. 10”

Bu bilgiler Sekakanlarin söylemleri ile uyusmaktadir. Ancak Horasandan geldikleri resmi tezi ilede celismektedir. Son yillarda Horasan tezi sikca islenmeye baslandi; neredeyse bütün Kürtlerin oradan geldigi iddia ediliyor. Bazi kaynaklarda Horasanin sinirlarinin Iranin kuzeyinden baslayarak güneyde Irak, Doguda Anadoluya dayanan, bütün bir Mezopotamyayi icine alan bir bölge olarak tarif ediliyor. Eger buralar Horasan ise söyleyecek bir sey yok. Zaten Kürtler oldum olasi burada yasarlar. Yine Cemisgezek bölgesinde yerlesik olan Seyh Hesenan asiretinin Horasana savasa gönderildiklerini ve sonra bu asiretin önemli bir bölümünün geri Dersime döndüklerini ve “Horasandan gelmisiz” iddiasininda bundan kaynaklandigini söyleyebiliriz. Ancak biz biliyoruz ki bu iddianin asil amaci Savaklilari ve dolayisiyla Dersimlileri Türk olduklarini kanitlamak icindir.

Savaklilar Türkmen midir?

Savaklilar söylendigi gibi Türkmen degil, Kürttürler. Sadece konar-göcer yasam sürdürüyorlar diye böyle bir tanimlama yapmak anti-bilimseldir somut gercekliklede bagdasmiyor. Savaklilarin konustuklari dil, yasam tarzlari, gelenek ve görenekleri, giyim-kusamlari kürttür. Hic bir savakli eger bilincli bir asimilasyon taraftari degilse kendilerinin türk olduklarini söylememektedirler. Mezhepsel karsitligin ve politik mücadelenin yogunlastigi 1970’leri sonunda Sekakanlilar devletin ve gerici-fasist partilerin etkisi altina girdiler. Bunlar bilincli bir tarzda türk olduklarini söyleyebilirler. Tabiiki hepsi degil. Ancak bunlar “neden türkce degilde kürtce konusuyorsunuz” sorusuna cevap verememektedirler. Ancak ilginc olani Sekakanlilarin bir dönem PKK’yi gizli bir tarzda desteklediklerini biliyoruz. Destekleme gerekcelerinin kendilerininde kürt oldugu ve PKK’nin inanclarina yaklasimda daha esnek davrandiklaridir.

Devletin “Türkiyede yasayan herkes Türktür, kürtler oguz boylarindan ve dolayisiyla Horasandan gelmis Türklerdir” tezi ne kadar dogru ve gercegi yansitiyorsa, Savaklilarinda türk oldugu o kadar gercegi yansitiyor. Bu tezlerin tarihin cöp sepetine coktan atildigini görüyor ve izliyoruz. Kürt yokturdan “Kürt Realitesine”, “Kürt Sorununa” gelen devlet kendi tezlerini kendisi cürüttü.

M. Muhtar Kutlu, kitabinin arkasina Savaklilarin kullandiklari kürtce deyimleri iceren bir sözlük koymus. Ancak kürtce-türkce sözluk demekten israrla kacinmis. Eger kürt ve kürtceyi telaffuz etmis olsaydi kurdugu bütün kurgular bosa gidecekti. Türkiyede yillarca Devlet Güvenlik Mahkemelerinde (DGM) kürtce savunma yapan kürtlerin konusmalarini mahkemeler “bilinmiyen ve anlasilmayan bir dilde savunma yapti” diyerek israrla kürtceyi telafuz etmediler. Inkar politikasi yillarca sürdürüldü. Ancak takke düstü kel göründü artik.

Savaklilarda Yasam

Savaklilarin en temel özelliklerinden birisi yari göcebe (konar-göcer) bir yasam tarzi sürdürmeleridir. Ikinci önemli özellikleri ise hayvancilikla ugrasmalaridir. Gecim kaynaklari kücükbas hayvancilik; tulum peyniri, yag, cökelek, yün ve hali-kilim dokumasidir. Savaklilar, yilin yarisini kendi köylerinde diger yarisini ise Munzur yaylalarinda gecirirler. Kendi yaptiklari kil cadirlarda barinirlar. Savaklilarda tarimsal ekim cok azdir. Buna uygun hem arazileri yoktur hemde zamanlari yoktur. Savaklilar yazin sürülerinden elde ettikleri gelirin yarisiyla gecimlerini saglarlar diger yarisini ise hayvanlarinin kislik yiyecek ve bakimina ayirirlar.

Toplumdaki ekonomik ve siyasal gelismelerin sonucunda Savaklilarda da önemli oranda bir cözülme ve nüfus kaybi yasandi. Genc kusagin okumasi ve giderek kentlilesmesi Savaklilarin eski yasamlarini sürdürememesine ve giderek göcüne sebep oldu. Savaklilarin alevi kesimi Türkiye’nin metropol kentlerine ve daha cok da Avrupa’ya göc ederken, Sekakanlilar ise Erzincan ve Elaziga yerlestiler. Savaklilarin göc etmesinde ekonomideki kapitalist gelismenin rolü olsa da daha cok siyasal gelismelerin neden oldugunu söyleyebiliriz. Devlet, sözüm ona “terörü” bahane ederek Savaklilarin yillarca yaylalara gitmesini yasakladi. Savaklilarin ürünlerini pazarlamasini engelleyerek savaklilarin yasam alanlarini daraltti. Bütün bu baski ve yasaklamalar savaklilarin sürülerini satmalarina ve göc etmelerine yol acti.
Pertek Ilcesi Akdemir (Avseker) bucagina bagli köylerin 1960 – 1980 yillari arasindaki genel nüfus sayimlarina göre toplam nüfuslari asgida gösterilmistir.

Akdemir/Pertek 1960 1965 1970 1975 1980 Pertek’e uzakligi
Akdemir (Buc. Merk) 222 238 239 310 353 27 Km
Bulgurtepe (Celedor) 511 632 476 735 516 30 Km
Y. Gülbahce (Y.Kurmes) 390 379 318 429 435 22 Km
A. Gülbahce (A.Kurmes) 428 517 500 658 626 20 Km
Ballidut (Sokirik 303 350 362 227 225 25 Km
Gövdeli (Taxsu) 84 81 93 92 81 27 Km
Tuzbasi (Nisirtu) 226 232 155 --- --- 30 Km
Cukurca(Barav) 407 497 407 478 344 30 Km
Ayazpinar (Titenik) 503 586 409 500 386 32 Km
Konaklar 97 136 120 228 228 34 Km
TOPLAM 3171 3648 3079 3657 3194
Devletin Savaklilara yaklasimi diger bütün Kürt asiretlerinkinden farkli degildir. “Asiretler Raporu” adli kitapta zaten Savaklilara güvenmedigini acikca belirtmistir. Kitapta asiretin adi, yeri, mezhebi belirtildikten sonra asiretle ilgili düsünceler bölümünde söyle denmektedir:
“Isyana katilmislardir. Kendilerine güvenilmez. Yari göcebedir..............Yazin Havacor, Melan ve Kalan yaylalarina cikarlar. Yayla sorunlari ile yaylaya gidis ve dönüsleri yol üzerindeki köyler ve vilayet icin cesitli problemler dogurur.”(Asiretler Raporu Sy:303 Kaynak Yayinlari)
Devlet ve resmi ideologlari bir yandan Kürtleri ve dolayisiylada Savaklilari “Horasandan gelmis Oguz boylarindan, Türk Oymaklari” olarak degerlendirmekte, öte yandan ise “bunlara güvenilmez” diyerek raporlar hazirlamaktadir. Kendi soyuna güvenmeyen bir devlet!.. Bu da gösteriyor ki devlet bizleri kendinden görmemektedir. Son günlerde Türk Genel Kurmay Baskaninin Kürtler icin “sözde vatandas” nitelemesi de bunu acikca gösteriyor.

 Haydar Uç            14 Aralik 2005