Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kadın Cinayetleri!.. Haydar UC

Her şey erkeğin topluma egemen olmasıyla başladı. Ve insan önce tanrıları yarattı, bu tanrıların sırrına erince bundan vazgeçti,  sonra tek tanrıda karar kıldı!...ve bu tanrının erkek olduğu ilan edildi. Erkek tanrı, kadının güçsüz olduğuna,  kapanması gerektiğine, erkeğe kul köle olması ve evinde oturmasına karar verdi!..

 

Daha sonra kadına ilişkin sureler  peş peşe  inmeye başladı. "Kadınlar sizin tarlalarınızdır, onları dilediğiniz şekilde sürün"le başlayan "nasıl ve hangi şartlarda dövülmesi gerektiği" şeklinde devam eden "tanrı kelamları" icat edildi.

 

Kadına yönelik yaptırımlar, cezalandırmalar, yazılı hale getirildi. Erkeğin birden fazla kadın alabileceği söylendi. Bütün bunlar kutsal kitaplara sureler şeklinde yerleştirildi!.... Kadının şeytan olduğu ve yakılması gerektigi/yakıldığı ortaçağ cinayetleri filmlere konu oldu. Bütün bu zalimlikler  insanlık tarihinin en karanlık sayfalarına yazıldı!..

 

Iste kadına yönelik şiddetin, baskının ve köleleştirmenin tarihi yaklaşık böyle başladı.

 

Batı Avrupa baçta olmak üzere sanayi devrimlerini yapmış ve büyük demokratik mücadelelere sahne olmuş ülkelerde önemli ilerlemeler  kaydedilmekle beraber kadın kapitalist sistemde de hala ikinci sınıf muamelesi görmekten, cinsel obje olarak kullanılmaktan ve erkek egemen düşüncenin baskısından kurtulmuş değildir.

 

Kadına yönelik şiddete daha çok geri bıraktırılmış, geri kalmış islam ülkelerinde rastlanıyor. Kadın dövme, kadın sünneti, recm (taşlayarak öldürme) idam edilmeden önce  genç  kızlara tecavüz, berdel olarak zorla evlendirme, görücü usulü evlendirme vb vb . Iran, Irak, Suriye, Pakistan, Afganistan, Türkiye, Senegal, Mısır ve bir çok Arap ülkesinde bunlara sıklıkla rastlamak mümkündür.

 

Bu ülkelerde feodal toplumun namus anlayışı sadece kadına yüklenerek, kadın baskı ve şiddete maruz bırakılmaktadır.

 

Kadın cinayetleri bu feodal, gerici, çağdışı inanç, mantık  ve yasaların ürünüdür. Bu sorun kadınların ve demokrasi mücadelesinin en önemli sorunudur.

 

Kadına yönelik şiddeti ve cinayeti şiddetle ve nefretle kınamak yetmez, buna karşı mücadele etmek insanım diyen herkesin vazgeçilmez sorumluluğudur.