Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Dersimli Kürdler

 Bir zamanlar meşhur Türk bilim adamları (!), Kürtlerin "kart-kurttan" gelme olduklarını söyleyip yazarken, önce hüzünlenir, öfkelenir, sonra da güneş balçıkla sıvanmaz der geçerdim. Ancak epeydir, Türk sol çevrelerinde umudunu yitirip bitenler, bunlar genelde Kürt ve Alevidir, o mahut profesörlere nanik yaparcasına, Kürt olmaktan çıkmak için "Zaza" oluverdiler.  Bunun üzerine bazı Dersimliler bilerek veya bilmeyerek akıntıya kürek çekip  etnik kökeni Kürtlüğü sorgulamaya başladılar. Yetmiş beş yaşında bir Dersimli olarak hiç duymadığım, oldukça sığ, kart-kurt benzeri saçma, kanıtsız, belli bir yerden sinyal verildiği için ileri sürülen bu iddiaları duyuyor, okuyorum. Netekim Paşa'nın darbesinden önce duymazdık bu sözleri. Şimdilerde ise, sanki Kürtler, Zazaları sömürgeci baskı altında tutuyormuş da dünya yardıma gelmiyor intibaı veriyorlar.

Seksenli yıllarda "Zaza büyüğümüz" başlıklı mektuplar alırdım. Aynı şekilde Güneyli akademisyen bir Kürt arkadaşım da alınca, anladık ki, Kavaklıdere'den postalanan bu mektupları MİT gönderiyor. "Zaza Büyüğümüz," diye başlayan ve Kürtlere atan-tutan mektuplar gelmeye başladıktan sonra Kürtlük ateşten palamut almak gibi bir konumda olduğundan, kaçış hızlandı. Amaç, Kürtleri Kirmanc ve Zaza; Alevi ve Sunni diye bölmekti, şüphesiz devlet destekli bir zorlamaydı.

Hemen arzetmek isterim ki, çağdaş demokrasilerde isteyen istediği tarzda yaşayabilir. Demokratik federasyonlarda Kirmanci (Zazaki) konuşan kendi, dili veya lehçesiyle eğitim öğretim görür, istediği inancı sürdürür. Kaldı ki, evrensel alanda anadil insanın en temel insan hakkıdır. Kirmanci (Zazaca). Kürtçe'nin bir lehçesidir, diyoruz. Kurmanci ile farklılıkları olmasına rağmen bu realite değişmez. Bugün Hewreman'dan Dersim'e uzayan çizgide bu lehçe hala varlığını sürdürüyor.  Lehçe farklılıkları yalnız Kürtlerde değil, Arap, Türk, Alman ve diğer halklarda da görülür. Eğer okul dili olmasa, güney Almanı ile kuzeybatı Almanı anlaşmada güçlük çeker.

Prof. Dr. İsmet Şerif Vanlı, Kirmanci konuşan Kürtlerin Moğol akınlarından önce güney kuzey hattında bağlı olduklarını; ancak akınlar nedeniyle bölündüklerini söyler.

http://www.haydar-isik.com/content/view/1017/48/  Şüphesiz incelenmeye değer bir araştırma konusudur. Dersim ile hiç komşuluk ilişkisi olmayan Hewreman bölgesinde Gorani denen Kirmanci konuşuluyor.

Pek çok Avrupalı gezginci Kurdistan'ı ziyaret ettikten sonra, bazıları objektif olmaktan uzak belirlemelerde bulunmuş. Örneğin konuk olarak ağırlandığı evden ayrılıp aşiret sınırları dışına çıkınca, donuna kadar soyulan Avrupalı, elbette önyargılı şeyler yazar. Bunun gibi Zazaca bağımsız başka bir dildir diyenler de, bu tür Avrupalıların temeli olmayan iddialarına dayandırıyorlar. Üstelik dilbilimci olmayan bu insanlardan bazıları, köklü araştırma yerine, yüzeysel belirlemelerde bulunmuşlardır.

Bu da yetmemiş gibi Türk profesörler benzeri, Erivan Üniversitesi öğretim üylerinden Garnik Asatrian, Piya dergisinin 14. sayısında şunları yazıyor:"Zaza halkını kesinlikle Ermeni halkından ayrı düşünemiyorum. Zazaistan ve Ermenistan bizim müşterek vatanımızdır." (Alıntı Munzur Çem'den)

Şimdi Dersimliler kart kurttan gelme Türk mü, Asatrian öğretisine göre Ermeni mi, Zaza mı yoksa Kürt mü? Dersim'de Kirmanci (Zazaca) konuşmayan ilçeler var. Bunlarla hangi sosyal, kültürel, ekonomik ve ruhsal şekillenme farklılığımız var? Eğer Kurmanci ve Kirmanci konuşan halkımızın genleri üzerinde araştırma yapılsa, farklı etnisite, yani Zaza ve Kürt mü çıkacak? Hayır.

Evliya Çelebi, 17. Yüzyılın en ünlü seyyahıdır. Yazdığına göre, İran'dan Hollanda'ya; Abhazya'dan Hicaz'a dünyayı gezmiş ve altı cilt kitap bırakmıştır. Nimet bulduğu kapıya kulluk eden, bindiği arabanın türküsünü söyleyen biri olmakla ünlüdür. Evliya, Dersim ve Palu'ya vergi toplamak üzere gelir ve oradaki halkı "Zaza Ekrad" olarak yazar. Ekrad, Arapça Kürtler anlamında kullanıldığına göre, Zaza Kürtleri anlamı çıkıyor. Benden yaşlı insanlarımız; "Ma Kirmanc me" (Biz Kırmancız) "Zone ma zone Kirmanciyo" (Dilimiz Kırmancların dilidir) derlerdi.

Kendisini hiç bir yerde kanıtlayamamış  Türk solundan eski devrimciler, Tunceliler (Dersimli değil), Kürt olmamak için, Zazacı olmakla insanlığa katkı sunuyormuş havası veriyorlar. İyi bilinsin ki, Kürt halkını bölüp parçalayan bu kolonyalist politikayı mahküm etmek görevimizdir. Ulusal kurtuluş mücadelesi veren Kürdü hücrelerine kadar dağıtmak sömürgeciliğin başlıca amacıdır. Kürtler bir halktır farklılıkları elbette olacaktır. Biz demiyoruz, her Kürt sezaryansız asker doğsun. Dindar ve kindar cami avlusunda yetişsin. Kemalist-Tayyibist kalıptan kesilmiş bireyler olsunlar.

Biz Kürdün her türlü özgürlüğe layık bir halk olduğunu söyler dururuz. Zazaca konuşan, Kurmanci konuşan özgürce dilini geliştirmelidir. İster dil, ister lehçe görülsün, Kürdün zenginliğidir. "Teklik" pisliktir. "Teklik" anti demokratiktir. "Teklik" bir halka yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bunları yazıp söylediğimiz için Dersim'de seçimi kaybetmenin günahı bize yıkıldı. Böylesi haksız ithamın sorumluları, kanımca İdris Naim'in IQ'sundan geri olsalar gerek.

"Dersimliler Horasan'dan gelen öz be öz Türktür."

"Dersim Alevi olduğu için katledildi."

"Dersimliler ayrı bir halktır, dili Zazaca, inancı Alevidir."

Bu saçmaları söyleseydik Kürt aday seçimi kazanacak mıydı? İyi bilinsin ki, Dersim'de kurt mentalitesi sürüyor. Suyun kaynağını bulandıran Devlet kurumları, sol, CHP ve Alevicilik yapan kesimlerdir. Kürt değerlerine amansız saldıranlar bunlardır. Dünyada mesanesi okunmayan solun hala Dersim'de varlığını sürdürmesi sizleri düşündürmüyor mu? Kürt hareketi, seçimi kaybettirenlerle birlikte eylem yolu açıp entegrasyonu sağlanmaya çalışıyor. Sola yönelik bu yeni siyaset tutar mı bilemeyiz. Ama umarız halkımızın hayrına olur. On yıllardır Kürt hareketine karşı kemikleşmiş karşıtlık kalkar ve marjinal sol Kürt halkının Özgürlük Mücadelesinde yerini alırsa, herkesten çok sevinirim.

Kaldı ki, Kürt halkının dili yalnız Dersim'de yasak değil. Diliyle eğitim öğretim görmeyen halk, etnik olarak soykırımla karşı karşıyadır. Dersim Alevi olduğu için soykırım görmedi. Yapılan bir Kürt soykırımıydı. Dersim'de 37/38 de halkımıza uygulanan büyük soykırımı enternasyonal alanlara çıkarıp sorgulayan yine biz Kürtleriz. Şüphesiz öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değildir.  Bu soykırım Kürt halkının tepesinde Demokles kılıcı gibi asılıysa, aklı olan ister Dersimli, Botanlı, Serhatlı, ister Alevi, Sunni veya solcu olsun soykırıma karşı durmalıdır. Bu yıl Avrupa Birliği salonlarında Yeşiller ve Sol Grupların ortaklaşa ev sahipliğinde beşinci Dersim 37/38 konferansı yapılıyor. Konferansı destekleyen kurumlar ise, Gesellschaft gegen Genozid Dersim 37/38, Kürmeşliler Derneği, Demokratik Aleviler, Dersim'i Yeniden İnşa Cemiyeti.

Brüksel Avrupa Birliği salonunda yapılacak konferansa katılmak ancak ön kayıtla mümkündür. Katılmak isteyen adını soyadını, doğum yeri ve yılı, adresi ve pasaport numarası  aşağıdaki mail adresine göndersin:  Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.