Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

‘Onlar da bizden’

Hayatın önünde, gidilen dönülen pek çok yol var. Biz doğru ve yanlışımızla alnımızın akıyla bu yollardan geçtik. Kimseye veremeyeceğimiz hesabımız, diyetimiz ve korkumuz yoktur. Ne kimseden emir aldık, ne verdik. Sadece Kürt halkına hizmeti şerefimizle üstlendik. Kirlilik, sahtelik bunca mide bulandırırken, uzak durduk. Üstelik Tertele çocuğu olarak önümüzde dönüşü olmayan yol giderek kısaldığı halde, asude bir hayata dönmeyi, üç maymunu oynamayı düşünmedik. Hatta dünya vatandaşlığına geçmeyi, Dersimli Kürt ve Alevilik gömleğini çıkarmayı aklımıza getirmedik. Mağdur ve mazlum Kürt halkının hizmetinde kaldık. 
Kendisi olmak, Kürt kalmak zordur. Dersim Kürt’tür dedik. Eğer Dersim Kürt değil, Akşehirli Türkmenlerdir, eğer Dersim Kürt değil Zaza’dır deseydik seçim alınır mıydı? Eğer aynı solukta „Kürtçe ve Zazaca“ veya „Kürt ve Zaza“ deseydik, Kürtçe ve Zazaca’yı farklı ulusların dili gösterseydik seçimi alır mıydık? Eğer Kürt değerlerine sahiplik yapılmasaydı, Dersim’de seçimi bizim aday mı kazanacaktı? Eğer Kürtlüğü vurgulamasaydık her şey yolunda mı gidecekti? Eğer „Khur“ dedikleri Şafii Kürtlere düşmanlık yapsaydık, küfredenlerimiz mi sevecekti? Sonuç olarak; ilkeli ve kararlı çizgimizi, Kürtlüğümüzü bıraksaydık, seçim alınacak mıydı? Dersim’de her yüz kişiden 77 kişi CHP ve AKP oy vermişse, bunun kusuru Kürt olmakta mıdır? Bu koşulda alınsa kaç yazar.
Hüseyin Aygün Emep’liydi. İşçinin bol olduğu Dersim’de sınıf savaşı hazırlığı yaparken, CHP’nin katliam yaptığını söylüyordu. Ama aynı kişi tükürdüğünü yaladı ve CHP adayı oldu. Sonra Seyit Rıza’ya hakaret etti, Şeyh Said’e karşı Dersim’in savaşa girdiğini anlattı. Hem Kemalist CHP’ye karşı durdu, hem Kemalist yemin yaptı. Oy dilo yaman, gel de bu karakteri, Munzur’a taş atıp su içen ve yemin edip evine dönünce unutan, sonra devlete hizmet eden Dersim beylerinin karekterini sürdüreni yazma. Hüseyin Aygün’e aydın dediler. Dersimli’nin Kürt olmadığını söyleyen mi aydındır? Şafii Kürt düşmanlığı yapan mı? Yoksa Dersim’in yüce Seyid’i, Seyid Rıza’ya hakaret eden mi aydındır? Öbür karanlık kişi „Türk oğlu Türk“ zaten Demirel’in, Çiller’in, Ağar’ın, Kemalist CHP’nin Tuncelilisidir. Onda insanlık sıfıra doğru yol almıştır. Doksanlı yılların başında gıda ambargosu vardı. Halk açlıkla terbiye edilirken, gönderdiğimiz yabancı heyete, Terörist bölücüler olmasa sorun olmaz, demişti. Velhasılı kelam, tarih tekerrür etmiştir, şimdi Hüseyin Aygün ve Kamer Genç elimizde kalan Dersimliyi düşürmeye çalışacaklardır. 
İyi bilinsin ki, „Biz Kürt mürt değiliz, Türk oğlu Türküz.“ diyene ve Seyid Rıza’ya hakaret edene oy veren, cemevlerine Kemal Atatürk posteri asan, Aleviliği, Türkleştiren de Kemal Atatürk’ü peygamberleştiren de Tuncelilidir. Zaten bunlar kendisini Dersimli değil, Tuncelili olarak ifade ederler. Bu Kürtlükten kaçanların konuk odasını gördüm. Atatürk posteri asılmış, altına „Atamız“, sağına soluna altına „Amcamız, dayımız vs“ yazıldığını. Bir söz var: „Şare Dersim je biza dirvetin, verge xo dima şono.“ (Dersim halkı yaralı keçi gibi kurdunun peşinden gidiyor.) İsterlerse, ben öldükten sonra her gün gelip mezarımı tekmelesinler, ama gördüğüm bu gerçekliği anlatmak zorundayım. Tuncelili ile müthiş oynanmış, düşürülmüştür. Tuncelili, çıkarını düşünür. Köşeyi dönmek için her taklayı atar. Dersim değerleri bunların yanında bitmiştir. Kürt olmamak, devlet katında ayrıcalık görüldüğünden hemen Türk olur, Akşehir’den gelir. Hatta adı Hıdır ise, onu değiştirip Kemal yapar. Biz, Tunceli’yi de Dersim’i de tanırız. Dersim’in ahlak anlayışı Tuncelilikle tanınmaz hale getirilmiştir. Vicdanı olan düşünsün. Seyid Rıza’ya hakaret eden birine oy verende, Dersimlilik kalmış mı? Dersim uğruna hayatını veren vicdan sahibi şerefli Seyid Rıza’ya laf söyleyen Dersimli olabilir mi? CHP, 38’de soykırım yaptı. AKP, barajlarla soykırımı sürdürüyor. Anadil yasağı ile sürdürüyor. Yüz kişiden on altısı AKP’ye oy veriyor. Gerisini siz düşünün. Bizzat gördüm, bir paket sigaraya yalancı şahitlik yapanı, yoksulun çıplak onuru çabucak pazarlığa sürülür. Dersimlilik bitirilmiştir. Dersim’de Türk Aleviciliği yapan Hüseyin gibi sözde pirler, üç kuruş için atamayacakları takla kalmamışken ve Aleviliği Türklüğe ve Kürt düşmanlığına bağlamışken, „onlar da bizdendir“ deyip seyrettik. Kıblesi insan olan Alevilik, paraya secde edip gericileşirken, Şafii Kürt düşmanlığı yaparken onu eleştirmedik. Dersimlinin bunda günahı var.
Neden? İzninizle o zaman söyleyelim. Sen kararlı olmazsan, ilkesiz duruş sergilersen, „onlar da bizdendir“ gibi feodal gerici söylemde kalırsan, Kürtçe-Zazaca; Kürt-Zaza söylemlerine çanak tutarsan, gazeteci diye ne idüğü belirsizi halkın karşısına çıkarıp Hüseyin Aygün’e övgüler yağdırırsan, onu Kürt medyasında översen, halk seviyor, bizim adamımızdır, aydındır, dedirtirsen, dünyanın çivisi çıkmış, kimin eli kimin cebinde anlaşılmıyor. Kürtlüğe, Dersimliliğe tam sahip çıkılmadığı, ilkesiz tavırlar sergilendiğinden kaybedildi. Dersim, gerillaya ekmek veriyor. Dersim’li pek çok gerilla komutanı ve gerilla olduğu da biliniyor. Peki ne oldu? Eski Emep’li, şimdi CHP’li Hüseyin Aygün’e Dersim vekili diyebilir miyiz? Kaldı ki, Dersim’deki düşürülüş yeni değildir. Bizim yüzde 23 oyumuz var demektir. Demek ki bu kadar Dersimlimiz kalmış. Bunu nasıl çoğaltabiliriz şimdi onu düşünmek varken, „Onlar da bizden“ deyip ilkesizlik yapılmamalıdır. Katilin sofrasındaki Kamer Genç, ne de Hüseyin Aygün bizdendir. Gerçek neyse açık şekilde söylemek en doğru olanıdır. Kürtlükten kaçmak çare değildir.