Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

ANA DIL

‘’Ero biko biko zone ma zone Xızır’iyo.“ (Oğul oğul bizim dilimiz, Hızır’ın dilidir.)

Alman bilim adamı Humbolt: ‘’Bir halkın dili, o halkın ruhudur; bir halkın ruhu ise o halkın dilidir“ der. Bu konuda çocukluğuma damgasını vuran annemin bir sözü var ki, hafızamdan hiç silinmiyor. ‘’Ero biko biko zone ma zone Xızır’iyo.“ (Oğul oğul bizim dilimiz, Hızır’ın dilidir.) Bundan daha iyi anadile anlam yüklenemez. Kızılbaş Kürtlerde Xızır’a en büyük kutsallık yüklenir. Tanrısal değer verilen böyle bir kutsalın ağzından dökülen sözcükler kutsaldır. Alfabeden yoksun bir insan anadilin kutsallığına bunca inanmışken, acaba bizler aynı duyarlıkta davrandık mı? Bir ulusun ruhu olan anadile yeterli önem verilmedi. Sömürgeci sistem de zaten ruhumuzu almak için yasak ve baskıyla bunu teşvik edince, bir yandan devletin asimilatör önlemleri, diğer yandan yaşamak için sisteme entegre olabilmek, ister istemez insanımızı kolonyalist dile mahkum ederken, anayasal yasaklanan anadilimizin neredeyse kaybolmasına neden olmuştu. Tam tarihin çöplüğüne atılmak üzereyken, Kürt Özgürlük Hareketi sayesinde dilimiz konuşulmaya, yazılmaya ve direngen olmaya başladı. Eskiden yaptığımız toplantılarda birbirimizi anlamakta zorluk çekerdik. Güneyli Kürtler Saddam rejimine rağmen takır takır SORANÎ konuşurken, kuzey Kürtleri, barbar Kemalist sistem ve oto asimilasyon altında asimile olduklarından çoğunlukla anadiliyle kendini ifade edemiyordu. Ama gerek KNK gerekse PEN ve Kürtlerin diğer kurumlarında rüzgar anadil yönünde değişti. Anadilimizi konuşmak, zorunlu hale getirildi. Kısa sürede halkımızın ruhunu geri kazandık diyebilirim. Xızır’ın dili gömütten çıktı. Bu hafta Kürt çocukları asimilasyon fabrikaları olan, Türklüğün şırınga edildiği okulları boykot edip, evrensel hak görülen anadil hakkı istiyorlar. Çocuklarımızın bu tavrı, kaybettirilmek istenen ruhun geri kazanılmasıdır.

Öbür yandan Türkçe’de ‘’Bir dil bir insan; iki dil iki insan,“ diye bir söz vardır. Ama Türkiye, bırakın iki insan; insanları dilsiz yapıp insanlıktan çıkardı. Bu durum hala sürüyor. Kendi yurttaşı Kürtleri; ‘’Vatandaş Türkçe konuş!“ diye asimile ederken,, anayasasının 42. maddesiyle Kürtçe yasaklandı. Türkiye’nin dil düşmanlığını görmek için Luxemburg’a bakmak yeter. Luxemburglu çocuklar okullarda bütün komşu dilleri ve İngilizce öğreniyorlar. Türkiye ise Kürt insanını anadilden yoksun bırakırken, en büyük hakareti yapıp darbe vuruyor. Başbakan Erdoğan, Almanya’da ‘’Asimilasyon insanlık suçudur“ derken, Kürt çocuklarının anadil hakkını vermemekle insanlık suçu işliyor. Kürtler anadiliyle eğitim öğretim görseler, onu hayatın her dalında özgürce kullansalar, bundan ne Türke ve ne de Türkiye’ye zarar gelir. İşte Türkiye’nin bu ilkel politikası nedeniyle, Kürde kendisini ifade olanağı vermedikleri için on yıllardır savaş sürüyor. Gençlerin dağa çıkması işte bundandır. Verin Kürdün anadil hakkını, Kürtleri anayasal tanıyın, yan yana yaşayalım. Barışçı eylemle anadil hakkı isteyince de kızıyorlar. Hükümet yetkilileri ve Türk basını en doğal ve insani hak olan çocukların okul boykotuna; ‘’Çocukları alet etmeyin!“ diyor. Bu söylem, anadil yasağı sürsün demektir. Ama artık bizi Türk yapmanız geride kaldı.

Kürtçe, Kürt halkının dilidir. Bu dilin lehçeleri var. KIRMANCÎ (Zazakî-Kirdkî-Dimilkî), KURMANCÎ (Dersim’de Kırmanci konuşanlar Kirdaşî diyor.) en yaygın konuşulan lehçedir, güneyde konuşulan SORANÎ Federal Kürdistan’ın resmi dilidir, yine güneyde konuşulan ve Zazakî’ye çok yakın olan GORANÎ (Hewremanî) başlıca lehçelerimizdir. Merkezi bir devletimiz olmadığı için anlaşmakta zorluklar vardır. Ama bilinmelidir ki, bu durum Türk, Arap ve yaşadığımız Almanya’da bile görülüyor. Anadil eğitim-öğretiminden yoksun olduğumuz için birbirimizle anlaşmakta zorlanıyoruz. Özelliği nedeniyle bir örnek vermek gerekirse; demokratik Türkiye’nin Özerk Kürdistan’ın Dersim bölgesinde anadil hem KIRMANCÎ, hem KURMANCÎ yapılır. Halkımız, yan yana yaşayan bu lehçeleri okullarda öğrenir. Bu suretle dil modernize ve standartize edilir. İşte o zaman rahat tarzda anlaşma mümkün olur. Her Kürt en az iki dil biliyor, ama nedense anadilini öne çıkarmıyor, ona yetim muamelesi yapıyor. Oysa Kürtler anadilde ısrar etmelidir. Anadil hakkı en temel insanlık hakkıdır. Asimilasyon fabrikalarını boykot eden çocuklarımıza arka çıkmalıyız. Onlara örnek çabalar içinde olmalıyız. Sistemi bu tarzda sarsmak gerekmektedir. Erdoğan’ın benim Kürdüm dediği AKP’liler anadil hakkı istediler mi? Hayır. Üstelik bunlar çocuklarımızı Kürdistan’da yaygın hale getirilen Fethullah okullarında Türkleştiriyor. Kürt, çocuğunu bu ırkçı-Türkçü-gerici okullara göndermemelidir.

Hükümet ve devletin tepesindekiler, Kürtleri katledin diyor. Dokuzar onar katledince de, bu işi PKK’nin üstüne atıyorlar ki, yeni askeri seferler yapıp daha çok Kürt öldürsünler. TC, kuruluşundan beri Kürde karşı bir ölüm makinesi haline dönüşmüştür. AKP Hükümeti, bir yandan TARAF’ın ‘’Balıkçı“sı üzerinden İmralı görüşmelerini kamuoyuna deklare ederken, diğer taraftan da ABD, AB, BM’de Kürt halkını ve hareketini nasıl bitireceği komploları hazırlıyor. Bu hükümetin bugüne dek yaptıklarına bakınca, önümüzdeki gün ve aylarda bu cami avlusundan çıkan takkiyeci irtikapçılardan barış ve anayasa değişikliği beklemek ne kadar gerçekçi olur? Tek millet, tek dil ırkçı-türkçü söyleminden çıkamayan, nasıl yanında Kürt milleti ve dilini kabul eder? Ama Kürtlerin baskısı dayanılmaz boyutlara varmış durumdadır. Dağların anahtarı Kürtlerdedir ve Xojive ma bo ke, (sevinelim ki) Xızır’ın dili olan kutsal dilimiz artık konuşuluyor.

Alevilere notum: Kürt çocukların anadil istemi için yaptıkları boykota Aleviler niye katılmadı? Nerede bu Alevi örgütleri? Yoksa Kürtler yapıyor diye mi uzak durdular? Fethullah; Hanefi-Türkçülük yaparken, Aleviler de Kemalist Türkçülük yapmış olmuyor mu?

www.haydar-isik.com