Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

GEÇMİSİN HEP ÖZGÜRDÜ


Her festivalde onbinleri kucaklayan Dersim, geçmişine uygun şekilde duruşuyla uygun ama ya bizler o geçmişe uygun duruş sergiliyormuyuz. Hayır, Dersim suyun altında bırakılmaya çalışılıyor ama  nedense  Dersim yalnız bırakılıyor. Festival heycanı yaşamak için Dersimi ziyaret edenlere teşekür etmek lazımmı diye kendi kendime sormaya başladım. Uzun Çayır barajı tutuldugunda nedense Dersim yalnızdı toplamı 20 kişiyi bulmayan bir insan toplulugunun bir pankart arkasında toplandıgı sadece basına yansıdı.  Ama festivalde  yirmi bin insan bu barajı engellemek için yürümüştü ne olduda yirmi kişiye kaldık. Her örgüte , her kuruma  kan veren Dersimliler  nerde, diye sormak istiyorum. İnternet sitelerinde yarış yaparcasına yazılar yayınlayanlar, destanlarını çocuklarına anlatan anneler babalar, ve her yıl yeni filim  projeleri üretenler, yazarlar , çizerler  neler oluyor.

Dersim bu kadarmı yalnız, bu kadarmı çaresiz. Bakın Munzur akmıyor, Munzur dertli.. Munzur çığlık çığlığa isyan ediyor. Munzur şimdiye kadar secdeye egilen yürekler, taşlarına sürülen eller isyanda, Dersim yeni bir şeye daha tanıklık ediyor korkunç bir kuşatmaya, Dersimi yüreginden vuruyorlar. Yıllardır dağlarına keskin nişancılar yerleştiren devlet insanlarını vurmakla yetinmiyor, şimdi top yekün Dersimi Dersim yapan dogasını, börtü böcegini, ters lalesini , kendi bagrında çıkan o içilmesine doyulmayan suyuyla Dersimi boguyor.  Her seçim zamanı geldiginde yarışa dönen ve her ağızda bizim Dersim dedigi Dersim bu kadarmı yalnızmış. Bu yıl da Dersimi ziyaret ettim, bir başka burukluk yaşadım. Elazıgdan çıkıp  Pertek güzergahında Dersime dogru yola koyulduk, ben, eşim Kıymet ve oglum Volkanla. İlk duragımız Uzun çayır barajının halini görünce başladı. Barajın su toplamış halini içimiz buruk bir şekilde seyrettik. Sarp kayalarıyla yüz yıllardır sahibini koruyan Dersim, hoyratça kullanılan teknoloji karşısında yenik düşüyordu. Yıllara ferman okuyan daglarını askeri karargahlarla işgal eden devlet bunuda yeterli bulmadı, ve yerlaşim yerlerini sular altında bırakmaya kararlı. Buyıl Munzurda yakılan mumlar bir başka yanıyordu, hüznü, çaresizligi sanki onlarda hissetmiş ve hüzünlü duruyorlardı sanki yanmıyorlar, ama göz yaşı gibi damlamaktaydılar kayanın üstüne.

Her bir köşesi cennet olan Dersimi Munzurumuzla parçalıyorlar tarihimizi, kültürümüzü, cografyamizi, dilimizi, bizi biz yapan her şeyimizi mahfediyorlar yok ediyorlar. Dersimliler bu yok oluşa bir dur demelidirler,  Dersim dostları bu gidişe dur diyen dersimlilerin yanında yer almalıdırlar, Dersim göl olmasın, Dersim yok olmasın  diye.

 

Bir sürü siteleri ve evlerde albümleri süsleyen fotograflarıyla Dersim,  yavaş yavaş yok oluyor ve bizler  nedense sadece o güzel manzaraların bir köşesinde de kendimizi görüntüleyip sevdiklerimize gösteriyoruz bir marifetmiş gibi. Bir kaç yıl sonra büyüyen çocuklarımız o poz  verdigimiz yerleri aramaya kalkarda bulmazlarsa, verecek cevabımız ne olacak diye düşünüyorum. Dag keçilerimiz artık özgür istedigi yere gidemeyecek, ters lalelerimiz boynu bükük kalacak belkide hiç olmayacak, belkide renkleri eski renginde olmayacak. Kışın kar az yagacagından dolayı su kaynaklarımız azalacak yada kuruyacak. Kardelenimiz artık karı yarıp  başını gök yüzüne dogru özgür uzatamayacak.  

 

Dag sarmısagımızın tadı bir başka olacak, kengerlerimiz belki yöremizi terk edecek. Yani Dersim eski Dersim olmayacak. Yazar derki “aynı su dereden bir kez akar“ aynı su bir daha akmaz, bir geçtigi yerden, insan ömrü misalidir. Yaşamınız boyunca sade bir sefer aynı yaş gününü kutlayabilirsiniz, aynı yaş gününüzü bir daha kutlayamazsınız. Bu gerçekleri görmeyenler, geceler üzerine geceler düzenleyen kurumlar nedense sidik yarışıyla ugraştılar, kendileri yapmadıgı halde bilimsel çalısmalar konusunda bir yönelime giden varsa önlerini hep kestiler ve yardımcı  olunmadı. Belge bilgi yerine isim savaşları başladı.

Dersim, isadamları tarafından da yalnız bırakılmıştı yalnızdı, işadamları da para kazanamam korkusuyla onlar da  sırtını Dersime çevirmişti. Paraları dışarılardan daha çok kazanç saglıyordu onlara ve kapitalizmin mantıgı hakimdi para sahiplerine dogası geregi.

1996 da başlayan baraj çalışmaları Dersim için bir yıkımdır bilince çıkarılmadıgı için bugün bu sonucu yaşiyoruz. Geriye kaldı yedi baraj Dersimliler Dersim kurumlarını yalnız bırakmazlarsa bu yıkımların önüne geçilebilinir diye düşünüyorum. Tüm dostları Baraja karşı çalısmalara destek vermeye çagırıyorum, çocuklarımıza anlattıgımız ve fotograf çektirdigimiz yerlerin çocuklarımıza miras kalmasını istiyorsak daha çok yapacak işimiz var demektır.

 

Hasan ASLAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.