Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Gezi Parkında Olmak!-Hasan Aslan

İstanbul’ da olmak 18 yaşında ki insanın içine giren gençlik iksiri gibi bir şey. Direnişin yedinci günüydü, Metrobüsten inip Metro’ ya gitmek için eniştemle yürümeye başlamıştık. Saat 20:00 sıralarıydı güneş kendine ait zamanın dolduğunu bildiğinden yavaş, yavaş inzivaya çekiliyor ve yerini yavaş, yavaş şehrin ışıklarına teslim ediyordu. Şehir ışıkları o kadar parlaktı ki gökteki yıldızları yutmuştu. 

Metrobüsle yolculuğumuz devam ediyordu, Gezi Parkına doğru. Gencecik güler yüzlü gençlerin ellerinde Gaz Maskeleri vardı. Sohbetleri çok tatlıydı sanki eğlenceye gidiyorlardı. Bir ülkenin değişimini sağlamaya çalışmak insanı mutlu ve güler yüzlü yapıyordu. Birkaç şak, şak el çırpma sesinden sonra Metro slogan seline boğuldu. O an 53 yaşında olmamı unutup, sesim o genç seslerin içine karışıp bir anda beni gençliğime götürdü. 

Gezi Parkı’na varmıştık, insan seli akmaya devam ediyordu. Bizi bekleyen arkadaşla buluşmamız bir saati geçmişti ancak buluşa bildik. Direnen yüzleri, geleceğin parlak yüzlerini bir araya gelişini seyretmeye başlamıştım. Direnişe destek sunan ilahiyatçı, İhsan Eliaçık’la kısa bir söyleşi gerçekleştirdim. Özetle şöyle diyordu ”Gezi parkındayız, işte demokrasi budur, Sosyalisti, Alevi’si, Sünni’si, dinlisi-dinsizi yan yanayız, bu durumu içimize sindirirsek demokrasiyi yaşarız.” Ve sonra, yapılması düşünülen ve 50 milyara ihaleye verilen Üçüncü Boğaz köprüsüne verilmesi düşünülen isim için ne düşünüyorsunuz sorusuna; İhsan Eliaçık şöyle dedi; ”Ben Yavuz Sultan Selim isminin konulmasını iki açıdan yanlış buluyorum.

1-Köprülere, yollara, meydanlara halka ait önemli yerlere içki fâni, insanların ismi verilmemelidir, doğa isimleri verilmelidir, çağlayan, yeşil köy, şelale gibi. 

2- Eğer öyle bir isim verme zarureti hasıl olsa bile, Yavuz Sultan Selim verilmemelidir, bu ismin verilmesini düşünen bir başbakan, bu ülkenin başbakanı gibi düşünmüyor demektir. Alevilere söylemde saygı dese de Alevileri yok sayan bir zihniyet içindedir, bu isimden vaz geçmelidir.  Bu ülkede aleviler de var rahatsız olurlar diye düşünmesi lazım. Gezi Parkı olaylarını düşünmediği gibi Alevileri de düşünmüyor, ismin geri alınması gerekiyor, çünkü Sultan Selim bir Osmanlı Padişah’ıdır, bir Osmanlı egemenidir, Alevileri katletmiştir, Suriye’yi, Mısırı fet etmiştir. Tam da İslam dünyasın da Şii-Sünni savaşının çıkarılmak istendiği bu zaman da Şii dünyanın tepki duyacağı, hafızalarında iyi yer etmeyen bu ismi bir köprüye vermek bu açıdan basiretsiz olmuştur düşünmeden davranılmıştır, bunun geri alınması gerekiyor”. Sayın İhsan Eliaçık’tan ayrılıp, üç saati o direnen ve geleceğe aday insanları ziyaret ederek geçirdim. Devrim Müzesini, kütüphaneyi ve komün yaşamın hayat bulduğu birçok alanı gezdik ve gece yarısı, galiba yaşlılığın da verdiği yorgunlukla oradan ayrılmamın zamanı geldiğini anladım ve bir saatlik yol bizi bekliyordu.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.