Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

İÇİMİZDE Kİ GERÇEĞİ ÖLDÜRÜRSEK!!!-HASAN ASLAN

Öldürmemiz gerekiyorsa, içimizdeki var olan kötülüğü öldürmek gerek. Öldürmemiz gerekiyorsa içimizdeki benlik anlayışını öldürmek gerek. Öldürmemiz gerekiyorsa insanı insandan ayıran içimizde bizimle savaş halinde olan anlayışı öldürmek gerek. Eger bir şeyler öldüreceksek senlik-benlik anlayışını kullanarak kendilerine taht kuranların anlayışına karşı durmayan yanımızı öldürmek gerek.

Kötülüge yenik düşenler hep kendi içindeki gerçegi öldürenler oluyor. Gerçek, kişinin kendisini de acıttığı için gerçeği savunmaktan kaçınır olur. Tabi bu gerçekten kaçış onu kötülüğe yenik düşmesini getirir ve '' nokta kadar çıkar için virgül kadar bükülür'' olur. Dünya kötülüğün raveşataya kalktığı bir dönem yaşıyor. Karanlık sokaklarda kaybolan insanlar, Mezarlıklardan kaybolan ölü cesetleri. Ölülerinin mezar yerlerini bilmeyen insanlar, yıllar önce birbirlerinden ayrı bıraktırılıp bir lütüfmuş gibi ölümlerine bir kaç gün kala buluşturulan insanlar. Bunlar neyin ürünü? içindeki gerçegi boğanlar kendi kötülüklerinden boğulmak zorundalar.

Devlet, Dersimi ve Dersim aleviliğini yok etmek istiyor, neden mi? Dersim aleviliği, baş kaldırı, zalime karşı durma ve haklının yanında olma anlayışını taşıdığı için, Dersimi her zaman hedef haline getirmiştir... Bundan dolayı da devlet, nerde başlamam gerek diyerek kendine sorunca cevap hemen hazır, Dersim'de. İt dalaşına dönen parti politıkalarında bile yine kurban Dersim seçilmiştir. Bilerek yada bilmeyerek öyle olmuştur. Devlet adına Dersimliden özür dileyen bir anlayış nedense hergün Dersimin daglarını bonbalıyor. Bu bonbalamalar ilk degil sonda olmayacak gibi. 1938 de mağaralara sığınan kadın-çocuk-yaşlı demeden gaz bonbakaıyla zehirlediler. Arada geçen yetmiş dörty yıllık bir dönemde yine aynı, şimdide kimyasal silahlar kullanılarak öldürüyorlar. Devlet adına özür dileyen bir anlayış nedense,1936-1938 dönemi arşivlerini açmıyor. Bu özür dileyen anlayış nedense Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerini söylemiyor. Her nedense katledilenlerin sayısını onüç-ondört bin diyeceğine arşivler böyle diyor demiyor. Özür dileyen bu anlayış nedense, Dersimde sürgüne gönderilenlerin listesini açıklamıyor. Dersim adının geri verilmesi için hazırlanan kanun teklifine hayır diyor. Ama bu samimiyetsiz anlayısın savunucuları karşılarında var olan partinin ne haltlar karıştırdığını bildiği için pervasızca atıp üfürüyor. Ama buna alet olan ve devletin bu hile ve dolaplarına çanak tutanlar, nedense kendilerini, Dede, Seyit, ve Pir sananlar o bağlı bulundukları Ocakların cezalandırmasıyla karşı karşıya kalacakları bir gün olacaktır. Kendi nefsine yenik düşüp, dünya nimetlerinin saltanatına aldananlar bunun cevabını vereceklerdir. Yanındaki komşusunun ne halde olduğunu, baba dede dostlarının kendisini niye terk ettiğini merak etmeyen bir anlayış bir hesaplaşma yaşayacaktır.

Ocaklar diyarı Dersime yapılan zulümleri anlatmaktan kacınıp, istenilenleri hergün vaz verenler, kendi cedlerinin, atalarının o topraklarda rahatsız olduğunu bir gün anlayacaklardır. Gerçekler; gerçekliğinde vaz geçince, parayı her şey bilince, paraya kille kesilince dergahlarımızda ''yürü denilince yürüyen cemlerimiz'' yürümez duruma gelecektir. Babasının dedesinin mirasını yiyenler, gün olaki, zalimle aynı kaba kaşık attığı için, o babasının dedesinin darında ola, o soy ona ne yaptığını, hâkkâ yürürken terazinin bir tarafında bulundura.

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.