Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

DERSİM VE KADIN BAŞKANLAR-ERĞİN DOĞRU

İki dönemdir kadınların yönettiği Dersim Belediyesi demokrasi açısından örnek teşkil ediyor. Kadının toplum içerisindeki statüsü ve onlara biçilen rol göz önüne alındığında Dersim’de kadınların bu başarısı takdire şayandır.

Dersim Belediyesi elindeki çok kısıtlı imkânlarla hizmet üretmeye çalışıyor. İktidarların muhalif belediyelere dönük kısıtlama ve engelleme anlayışı biliniyor. Merkezi hükümetlerin Dersim’e dönük özel tavırları dikkate alındığında Dersim’de belediyeciliğin zorluğu daha anlaşılır olur.

İki dönemdir Dersim Belediyesi’ni yöneten kadın başkanlar kimi eksiklerinin yanında önemli icraatlar da gerçekleştirdiler. Onların kentin geleceğini ve siluetini değiştirmeye dönük çabaları biliniyor.

Dersim halkı arasında gezildiğinde belediyeye dönük eleştiriler olsa da( ki eleştiri de politikada anlaşılır bir yaklaşımdır) var olan durumu ve engellemeleri anlama, bu durumun aşılması için belediyeye destek sunma anlayışını görebilirsiniz. Halkın bu yaklaşımına karşın Dersim Belediyesi’ne dönük çok haksız, manipülatif, karşı propagandaya dayalı karalamalar da söz konusu. Altında politik hesapların yattığı akla ve mantığa aykırı bu propagandalara ise halk itibar etmiyor.

Belli çevreler tarafından belediyenin BDP’li olmasından kaynaklı olarak öne sürülen bu propaganda Dersim kimliğine yakışmıyor. Hizmet ve icraatlara dönük eleştiri yerine, mezhepçiliği kaşıyan, etnik kimlik düşmanlığı ve ırkçılıkla BDP’li belediye karalanmaya çalışılıyor.

Sanal âlemde de karşılaştığımız dedikodu yöntemi ile belediyeyi yıpratmaya dönük bu haksız ithamların gerçekle ilgisi yok. Dersim Belediyesine saldıran bu kesimler belediye ile ilgili yolsuzluk mu iddia ediyor, hizmet eksikliğini mi işliyor, ayrımcılığı mı eleştiriyorlar deseniz; hiç biri değil, zira bu zat-ı muhteremlerin derdi Dersim Belediyesi de değil aslında. Dersimliyi temsil etmeyen bu klik düşüncesinin temelinde, sistem tarafından beslenen “derin bir bölücülüğün” farklı versiyonu yatıyor.

Neymiş efendim! “Seyid Rıza heykeli Seyid Rıza’ya benzemiyormuş, başını bağlama şekli Şeyh Said gibiymiş, dolayısıyla asıl amaç Dersim’i Şafileştirme politikasıymış. Ya da belediye başkanın özel bir günde giydiği Urfa kıyafeti, Şafileştirme politikasının başka bir örneğiymiş. Festivalde çıkarılan sanatçılar ve uygulanan program ile Dersim, Diyarbakırlılaştırılıyormuş vb.” Gülümsediğinizin farkındayım, ama eleştiri diye ortaya konulan iddialar bu. Ciddiyetten uzak, tamamen dedikodu ve kara propaganda amaçlı olan bu fikirler, buram buram şovenizm ve ırkçılık kokuyor. Bu düşüncelerin belediye ile alakası yoktur. Hedef Dersim Belediyesi’nden öte, Kürt karşıtlığı ve Kürt hareketidir.

Sanal alemde eleştiri yapan bu insanlar kolay olanı seçerek mezhepsel farklılıklar üzerinde ayrıştırmaya çalışıyorlar. Seyid Rıza heykelini dün hayal bile edemeyenler, açılışına katılma zahmetine bile katılmayanlar heykel üzerinden belediyeye ve Kürt hareketine saldırıyor. Seyid Rıza heykeli üzerinden asimilasyonu sadece bu “cin arkadaşlar” fark ediyor! Heykel, estetik boyutuyla veya sanatsal değeri vb. konularda eleştirilse anlaşılabilir, ama heykelle asimilasyon iddiası komik oluyor. Heykeltıraş, bu heykeli elindeki fotoğraf ile yapar, baş bağlama şeklinin nasıl olduğu da fotoğraftan anlaşılır. Yine örneğin belediye başkanının kıyafeti nasıl bir asimilasyondur? Sayın başkanın giydiği elbise ile asimilasyon arasında zorunlu olarak ilişki kuranların da giydikleri günlük kıyafetler üzerinde onlarınkine benzer bir akıl yürütmeyle, “kendilerinin de çoktan asimile olduğunu” pek ala ileri sürülebiliriz ki, bu bizim işimiz değildir. Son olarak çok gündemleştirilen festival konusuna gelince hemen belirtilmeliyiz ki bizim de içeriğine dönük eleştirilerimiz var. Lakin festival programına baktığımızda belediyeye yapılan ciddi bir haksızlık söz konusu. Öncelikle festival programı sadece belediyeye ait değil. Festival programı, Türkiye’de yapılan diğer festivaller göz önüne alındığında en geniş kesimlerle ortaklaştırılarak yapılıyor. Festival toplantıları derneklerin ve Dersim’deki siyasi yapıların tümünün katılımı ve ortaklaşması ile yapılıyor. Yani festival üzerinden Kürtleştirme iddiası ayakları havada bir yorumdur. Programın kendisine baktığınızda “Kürt hareketini” temsil edebilecek kaç tane grup ve sanatçının olduğu görülür. Yine merkez festivaline eleştiri yapanlar nedense ilçe festivallerindeki tercihleri hiç konuşmuyorlar.

Bu tartışma oldukça uzatılabilir. Dersim Belediyesi elbette eleştirilmelidir, eleştiri dostça ve yapıcı tarzda yapılırsa geliştiricidir ve Dersim Belediyesi’nin de dost eleştirilerine ihtiyacı vardır. Bu anlamda ortaya çıkan tabloya baktığımızda kara propaganda ve art niyetli dedikoduları bir yana bırakırsak Dersim Belediyesi’nin en önemli sorunu iletişimdir. Dersim Belediyesi halka kendini, hizmetlerini anlatamıyor. Yapılan önemli işler ve kendisine dönük bürokratik ve idari engellemeleri halka götüremiyor. Belediye icraatları anlatılamayınca da dedikoduculara ve kara propagandacılara gün doğuyor.

Son olarak bir örnekle iletişim gerçeğini bir örnekle anlatmak isterim. İstanbul’da Dersim gazetesi düzenlediği yemekli bir toplantıyla Dersimliler ve Dersim Belediye başkanı Edibe Hanım buluşturuldu. Toplantıya katılanlar çeşitli siyasal görüşlere mensup Dersimlilerdi. Yemekte Sayın Edibe Şahin Dersim’in sorunlarına, belediyenin kaynaklarına, yaptığı işlere, hedeflere ve sıkıntılarına dönük bir sunum yaptı. Sunumun ardında BDP’li olmayan birçok Dersimli samimi olarak şunu ifade etmişlerdi: “Biz belediyemizin bu kısıtlı imkânlar ve engellemelerle iş yaptığını bilmiyorduk, bize anlatılanlar böyle değildi. Sunumdan sonra belediye başkanını çok takdir ettik. Böyle bir bütçeyle bu kadar hizmet tüm engellemelere karşın büyük başarıdır.”

Evet, çağımız iletişim çağıdır. İş ,icraat yapmak önemlidir, ama halka, yapılan hizmetlerin ve varolan sorunların anlatılması da çok önemlidir, eğer bu yapılmazsa bu boşluğu dedikoducu ve art niyetli kara propagandacılar dolduruyor. O yüzden Dersim Belediye Başkanı Edibe Hanım’ın bu sorunu gidermesini bekliyoruz, gidereceğine de inanıyoruz.