Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

KÜRMEŞ'TE TOPLUMSAL YAŞAM - 1990/2000 ÖNCESİ (II)

Bu dönemde Kürmeşte manevi yaşam da yine hareketliydi. Dedeler sonbahardan itibaren köyü toplu halde ya da bireysel olarak ziyaret ederlerdi. Dedeler köyün önemli bir kesimi tarafından evlerinde bir kaç günlüğüne misafir edilirdi. Kimisi gönüllü kimisi zorunlu(çevre dolaysiyle) davet ederdi. Bu davetlerin bazılarında cemler bağlanır, inanca olan ilgi tazelenirdi. Bu ziyaretler kışın sonuna kadar sürerdi. Dedelere çıralık adı altında para verilirdi. Bu daha çok zorunlu gibi oluyordu. Bazen de köylüler kendi sorunlarını dedeye anlatıp, çözüm isterlerdi. Bu yöntemlerle bir çok sorun, bilerek/bilmeyerek haklı ya da haksız çözülmüştür. Köylülerde, dedelerin kendileriyle daha çok ilişkili olduğu kişileri daha çok kayırdığı algısı vardı. 


Her perşembe köyün nerdeyse tamamı mezarları mutlaka ziyaret eder ve lokma dağıtırdı. Bu lokma dağıtımında zaman zaman kargaşa yaşanırdı. Yine 12 imam orucu ve hızır orucu daha çok tutulurdu. Ancak kim tutuyor kim tutmuyor tartışması hiç rastlanır bir durum değildi. 12 imam orucu döneminde aşure ile birlikte kimi aileler kurban kesip-pişirip dağıtırlardı. Bu dağıtımda yoksul aileler daha çok gözetilirdi. Yine hızır orucunda kavut yapılıp, komşular davet edililerek birlikte yenirdi. Kurban bayramı da kutlanır ancak çok çok değer biçilmezdi. Zaman zaman kimi aileler kurban keserdi. Ramazan bayramı hiç gündem olmazdı. Ayrıca DERSIM'in genelinde olduğu gibi, Kürmeş'te de kutsal olarak bilinen  kimi yerler (Kuncık dahil) ziyaret edilir, mum(peltık) yakılır ve lokma dağıtılırdı. 

Kürmeş'te siyasal yaşam TÜRKİYE'deki ile paraleldi. 1968 ile birlikte Kürmeş'te de farklı şeyler konuşulmaya başlandı. 1968'den önce siyasal yaşam daha çok inancın bir alt katmanı olarak ele alınır, tamamıyla laiklik( ya da alevilik) penceresinde değerlendirilirdi. Ancak 70'li yıllarda devrimci mücadeleyle birlikte artık farklı kavramlar duyulmaya başlandı. Devrimci mücadele kendini daha çok inanç ve feodal değerler karşıtı olarak konumlandırdığı için, ilk once bu değerler gençlik arasında sorgulanır oldu. Hatta dedelerin pozisyonu bırakın gençleri, dönemin kimi yaşlıları tarafında bile sorgulanır oldu. Siyasal yapı kendini tümüyle sistem dışına konumlandırdı. Bu dönemde gençliğin hızla siyasallaşması ve örgütlenmesi, Kürmeş’te yaşamı doğrudan etkilemeye başladı. Kimi feodal değerler yıkılmaya başladı. Özellikle köyde kurulmuş olan dernekler aracılığıyla, yapılan siyasal (burda kadın sorunu seminerlerine özel vurgu yapmak gerekir) çalışmalar, tartışmalar insanları önemli ölçüde etkiledi ve değiştirdi. Kürmeşin belki en büyük hastalıklarından biri olan ezbetçilik bu dönemde çok net sorgulandı ve sarsıldı. Devrimcilerin köyün her sorununa el atması(yayla, peynir, vb) büyük bir sempatiye neden olmuştu. Siyasal yaşamda söz ederken  1983 yılındaki Zeynel Aslaner ve Kenan Top'un aday olduğu seçimi unutmamak gerekir. Her iki aday da çok yoğun bir çalışma yapmıştı ve köy tam anlamıyla ikiye bölünmüştü. Süreç gerilimli ancak, kavgasız ilerledi. Seçim günü, O dönemdeki ORCAN köy muhtarının anlattımıyla:" Biz Orcan ileri gelenleri olarak erkende oy kullanıp, Kürmeş'e gittik. Amacımız propoganda döneminde çok yüksek olan gerilimin bir patlamaya dönüşmesini engellemekti. Ancak seçimin büyük bir olgunluk içinde geçtiğini gördük. Korktuğumuz gibi patlamaya dönüşecek ortam yoktu. Bu bizi hem çok mutlu etti hem de bu gerilimin kısa zamanda yerini  sükünete bırakması çok şaşırtmıştı". Yine Orcan Muhtarının deyimiyle, büyük bir olgunluk içinde sonuçlanan seçimin kaybeden adayı Kenan Top, kazanan aday Zeynel Aslaner'i kutlar. Tabi bu dönemde 12 Eylül devrimciler üzerinde silindir gibi geçtiği için, bu seçimde onların pek bir dahili olmadı. Tamamıyla köy halkının kendi insiyatifi ile gelişen bir seçim atmosferiydi.

Kürmeş'in dış ilişkileri diyebileceğimiz şehir ve çevre köylerle olan ilişkileri her dönemde olduğu gibi bu dönemde de çok yoğundu. Elazığ ve Pertek'e her sabah bir kaç minibüs/otobüs dolusu insanın gidip gelmesi; hatta gün içinde giden gelen arabaların olması, ilişkilerin yoğunluğunu gösterir. Çevre köylerle çoğunlukla iyi ilişkiler içinde olmuştur. Bu dönemde çevre köylere karşısında feodal bir toplumun özelliği olan toplu hareket etme pek görülmez. Kendi içindeki sorunları mümkün olduğunca kavgasız çözmeye çalıştığı gibi, bu özelliğini dış ilişkilerinde de kullanmıştır. Öte yanda çevreye karşı nadiren de olsa bir Kürmeş'lilik ruhu görülmüştür. Bu duruma özellikle kız kaçırmalarda tanık olunmuştur. Ancak sözkonusu davranış denilebilir ki hiç şiddet üretmemiştir.

Kürmeş’te sanırım köy yaşamının bir gereği olarak, kız isteme, nişan ve düğünler sonbaharda yapılırdı. İş yaşamından dolayı öteki mevsimler bu tür olaylara uygun değildi. 
Aziz Öz