Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

NEDEN BİZ---AYFER BER

14 yıl sonra doğup büyüdüğüm şehre doğru yola koyuluyorum.İçimde anlayamadığım tuhaf bir his var.Kendi kendime ağlamıyacağım diyorum. Havaalanında iniyorum.Annem bekliyor beni.Oysaki sakın gelme bir taksi yolla ben kendim gelmek istiyorum desemde o ordaydı.

Gecenin geç saatinde gittiğim için son feribotla devam edecektik yola.Feribota geldiğimizde biraz zamanımız olduğu için  Keban´ın kıyısındaki çay bahçesinde aldık ilk soluğu.Herkes tanıdık sarılıyoruz birbirimize.Yeğenimiz gelmiş diyen Kazım amca ve diğerleri.

Feribota binerken gökyüzüne bakıyorum.Gece yıldızlarla dolu.Uçuşan Martılar kıyıya vuran dalgalarla sanki Akdenizi anımsatıyor Pertek iskelesi bana.

Eve vardığımızda bayağı geç olmuştu.Bir gün evimizde buluşacağımız hiç aklıma gelmemişti.İçeri giresim gelmedi uzun bir süre.

Evimizin önünde suyu buz gibi akan havuzun başına gittim.Soğuk sudan içtim.Yüzümü yıkayıp gökyüzüne yıldızlara tekrar baktım.Hiç bir ülkede yıldızlar bu kadar parlak ve güzel değildi.

Evden içeri girdim.Evin bazı kapılarını açamadım uzun bir süre.O kapıların arkasında saklı ve yarım kalan hayatlarımız vardı.

Sabah erkenden kalkıp baçeye daldım.Meyveleri dalında koparmak diasporada yaşayan birileri için lükstü.Onun için kopardığım meyveleri,sebzeleri koklayıp toplamaya başladım.

Kahvaltıya oturmadan evimiz doldu.Ben 14 yıl sonra gelsemde abem 21 yıl sonra gelmişti.İlk bir kaç gün içimizi derin bir sesizlik ve hüzün sardı.

İlk işimiz sabah kahvaltıdan sonra köye mezarları ziyaret etmek oldu.Mumlarımızı ve eşyalarımızı alıp annemle birlikte köye gidiyoruz.Köy meydanında insanlarımız karşılıyor bizi.

Kendi kendime verdiğim sözü tutamıyorum köye gelince.Biz gelmiştik ama bazı anaların çocukları geri gelmemişlerdi.Özgür´ün annesi ile genç yaşta kaybettiğimiz Abbas Öz´ün annesini görünce sarılıyoruz birbirimize.Anaların ağıtları yüreğimi derinden etkiliyor ve gözyaşlarım sel gibi akıyor.

Mezarları tek tek ziyaret ederek mum yakıyorum.Özgür´ün, Nuran´ımızın önünde saygıyla eğiliyorum.Nuran´ın çok sevdiği "Şu Dersim´in Dağları" parçasını mırıldandım sessizce.Sonra babamın mezarını,amcalarımı, teyzemi, Abbas´ı biz geldıkten  sonra kaybettiğimiz insanların mezarlarını tek tek ziyaret ediyorum uzunca bir süre.Biz geldikten sonra en çok bizi kaybedenlerimiz bağlamışlardı o köye.

Mezarlığımız tam bir avrupa mezarlığını andırıyor.Mermerlerle yapılmış tüm mezarlıklar.Ağbaba turbesiyle mezar ziyaretine son veriyorum.

Köyü gezmeye başlıyorum.Eskiden ne çok büyük gelirdi bu köy diye söyleniyorum.Şimde heryer küçülmüş.Hangi yana baksam elimi nereye atsam hatıralarla dolu.Bu Ede´nin evi bu Sırma´nın bu Ebe´nin bu Niyazi´nin derken bir çoğunu yitirmemiz insana ne kadar çok acı veriyor.Kendime verdiğim sözü yerine getiremedim köyde yürüdüğüm yollarda.Kimse görmesin diye güneş gözlüklerimi çıkartmıyorum.Gözlerim yaş dolu.İnsanın bağırası geliyor...........

Neden biz yaşadık onca şeyi?

Hiç hakketmedikki bunca şeyi?

Neden bu evler bu dağlar bu kadar acıyla bakıyor bize?Neden?..neden?...neden?

Bu kadar acıyı biz çeksekte en çok neden biz bağırdık barış ve kardeşlik olsun diye.Gerçekten kardeşmiyiz diye içim içimi yiyor.

Çünkü çok şey kaybetmiştik.Yarım kalan hayatlarımız,sevdalarımız ,yaşayamadığımız birbirimize doyamadığımız ailelerimiz, kaybettiklerimizle yaşamımız hep yarım kalmıştı...............

.......................................................................................................................

Pertek´te, Dersim´de, Hozat´ta hem geziyor hemde insanlarla sohbet etme olanağı buluyorum.Belediyeler evimiz gibi.Başkanlar tek tek gelen insanlarla ilğileniyorlar.Ama olanakları fazla olmadığı için herşeye yetişmeye güçleri olmuyor.Hozat´taki çarşı boyunca çerçeveyle özenle sergilenmiş aydın,sanatçı,devrimci resimler.Pertekte 20 dilde açılışı yapılan Barış heykeli.Dersim´deki Seyit Rıza anıtı takdire değer.

Ama herkesin rahatsız olduğu bir yan varki herkesi derinden etkilemekte.Yüzlerce insan parkları doldurmuş sabahtan akşama kadar kağıt oynamaları insanın canını dahada sıkıyor.Bazı kahvelerde ve birahanelerde kadınlar çalıştırılarak evlerine bir ekmek dahi götüremeyen insanlar oralara teşvik edilerek resmen soyulmaktadırlar.Defalarca kez kapatılmış bu tür yerler ama ne hikmetse halen bazı yerlerde kapatılmaması ilğinç.

İlğinç hikayeler mevcut biri anlatıyor ev yaptırmak için para yolladık.Buraya geldikki evin borcu ödenmemiş.Restorant´a gidip o kadınlara içirtmişler parasının hepsini bir gecede biraneye bırakıp gitmiş.Birileri ise eve getireceği ekmek parasını o biranelere veriyor.Yani hal fakir fukaraya vuruyor.

Genç insanların çoğu alkolik."Bırakamıyorum diyor genç bir çocuk.15 yaşında başladım.İçince biliyorum başkalarınada zarar veriyorum.Herğün kavga ediyoruz.Ama bizim yaptıklarımıza göz yumuluyor.Böyle olmamıza izin verildi.İş açmak istedim hep ama ailem açamadı maddi durumu kötü diye.Bende başka iş yapamam.Ama iyi olmak istiyorum.Tedavi olup alkolden kurtulmak istiyorum diyor".

Yani sistem gençliğe tüm kapılarını açmış.Kahve kültürü alkol vs´ye yöneltmiş yeni kuşakları.Fetfullah´ın okullarıda eklenmiş son yıllarda.Devrimci,ilerici olacaklarına gerici,dinci olsunlar diye Dersimde tüm herkesi kuşatmaya almışlar.

Büyük bir asimilasyon söz konusu Dersim halkı üzerinde.Buna karşı tek duruş elbetteki ortak mücadele daha fazla yüzümüzü Dersime çevirmekten geçiyor.Belediyelerin çabaları takdire değer.Fakat güçleri daha fazla bir şey yapacak durumda değil.

Diasporada yaşayan bir çok işverenimiz mevcut.Batıya yatırım yapan dünya kadar insanımız var.Elele verilince insanın aşamıyacağı dağ bile yok.Dersim için seferber olma zamanı.Yatırımlarınızı tatillerinizi memleketinizde yaparak ordaki insanlara moral ve güç verin.Her bir genci kazanmak bizim görevimiz olmalı.En yakınımızdakiyle başlayarak bu asimilasyon ve yok etmeye karşı koyabiliriz.Bizde bu potansiyel ve güç var.

"Tedavi olmak, insan gibi yaşamak istiyorum" diyen bu çığlıklar bizim çocuklarımız.........

ayfer ber 12-08-2012

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.