Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Yarım Kalan Şarkılar-Ayfer Ber

Başı dik gülen yüzüyle karşımda duran resmine dikkatlice bakıyorum.Genc kadın sisteme meydan okurcasına zafer işaretiyle meydan okuyor gözaltına alınıp cezaevine gönderilmesini.Gözlerinde gördügüm en önemli şeyin ise vız gelir sizin bu gözaltı furyanız dediği.Profilindeki resimlerine bakıyorum çılğınmı çılgın bir kadın,özğürmü özğür Zeynep Kuray.Onun yazılarını büyük bir zevkle okuyorum.Hazırladığı  röportajların kalitesi belliki birilerini korkutmuş.Tutuklansada onun yüreğindeki özğürlüğe kelepçenin vuruldugunu hiç zannetmiyorum.Yüreğinde Özgürlük tutkusu olanların yüreğine kelepçeler vurulsada teslim alınırmı insanların Özğürlük tutkusu.

Yakın tarihteki halklara karşı işlenen diktatörlüklere bakıyorum.1973 yılında general Pnochet yönetiminde Şili´de askeri darbesi sırasında binlerce insanla birlikte gözaltına alınıp bir daha Gitar çalmasın diye kesilen parmakları ve işkenceyle katedilen ünlü halk sanatçısı Viktor Jara geliyor aklıma .Bir yandanda onun ezgilerini dinliyorum.Che Guevera ve halkının özğürlüğü için söylediği şarkılar.Onun ölümünden sonra "yarım kalan şarkılar" diye onun yaşamını anlatan kitap ve eşi Joan Jara´nın O şarkı bitmedi bitmeyecek........diyerek onun gitarı zenginler için değildi,şarkıları Devrimci´ydi,halk içindi.Onun icin katledildi demesi ise herşeyi ortaya koymakta.

Halk olmak,insan olmak,insan hak ve özgürleri icin mücadele etmek ve SUÇLU OLMAK.Aslında bu çalışmaların karşılığı ödüller olmalıyken ne yazıkki geri kalmış insan hak ve özgürlüklerin olmadığı ülkelerde ise bunun karşılığı ölüm,gözyaşı,işkence ve katledilen binlerce insan oluyor.

Zeynep Kuray ve 35 gazetecinin bugünkü trajedik durumu bir ülkenin düşünce özgürlügünde ne kadar yol kattettiğini göstermekte.Yazı yazan kalemlerin kırılması gerçek haberciliği halka sunananlara karşı bu gözaltı furyası gülünç bir durum.Postal seslerinin yerine yumusak bahar rüzgarı esiyormus gibi gösterilen bu durum 12 eylül askeri faşist darbesinden,Maraş,Sivas,Gazi,Cezaevleri katliamından,38 deki Dersim soykırımdan farklı bir durum değildir.Kendini bu rüzğara kaptıran ve sanki hiç birşey olmamış gibi davranan dev medya guruplarının görmemezlikten geldikleri aslında kendi geleceklerinden duydukları endişeden başka hiçbir şey değildir.Aslında susma sustukca yavas yavas sıra sana geliyoru duymaları,görmeleri ve ortak karşı bir duruş segilemeleri gerekir.

Daha bir ay önce Literatürde yeri varsa gerekirse Dersim halkından özür diliyorum diyen bir hükümet acaba kendi iktidardaki bu katliamlarin hesabını ne zaman verecek.Toplumun büyük kısmını kendi himayesi altına almak isteyen kendisi gibi değilse susturun ama dünkü gibi öldürerek değil ükenin hertarafını cezaevlerine döndürün,yakında yerde kalmıyacak tıpkı 12 eylüldeki gibi okulları,hastaneleride ekleriz zaten bizim cocukların hepsi dışarda diyen bu zihniyeti kınamak ben insanım diyen herkesin görevi olmalı.Toplumumuzun üzerindeki bu şiddetli bahar rüzgarı,inaninki diğer diktatörlüklerden daha tehlikelidir.Bir an önce tutuklanan insanların serbest bırakılması ve özğürlüklerine kavuşmaları .........Yarım kalan şarkıların tamamlanması dileğiyle............ayfer ber-25.12.2011