Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kitaplar Ve İnternet-Ayfer Ber

Yıllar önce Ankara´da İlhan Erdost Kitap evine gitmistik.Ben o aralar Dünya klasiklerine merak salmıs, neredeyse tüm dünya klasiklerini kuaför dükkanımda okumustum.

Kitapçıda iceri girdikten sonra biri sürekli bizim baktıgımız kitaplara ve bize bakıyordu.Adam bize bakışlarında rahatsız oldugumuzu anladıki, bize yanaşıp nereli oldugumuzu ve nerde okudugumuzu sordu.Biz ona bakarken kendini bize tanıttı.Ben yazarım.İsmim Mahmut Makal dedi.Onu aslında tanıyorduk.Köy Enstitüleri kuruyucularındandı.

Ama kendisiyle öyle bir anda karşılaşınca biraz şaşırdık.Abem ben ögrenciyim,kardesimde kuaför diyince Mahmut Makal hayretle bana baktı.Orda çalısanlara gelin gelin vallahi dünya degisecek. Bir kuaförün kitap okuyacagı hic aklıma gelmezdi deyişi hep aklımın bir ucunda kaldı.

Güzel hos bir sohbet ve bize armagan ettigi kitabını alıp orda neşeli ayrılışımızı hiç unutmam.

Bir kaç yıl Ankara´da yasadıktan sonra Almanya´ya geldim.

Aslında yeni hayatlar beraberinde zorluklar demekti.Ama bu benim icin çok yabancı bir sözcüktü.

Zaten herseyin bize yasak oldugu bir ülkeden buralara gelmemismiydik?

Gelecegimizi,anne,babalarımızı,memleketimizi,sevdalarımızı,daglarımızı,evlerimizi,cocuklarımızı,okullarımızı kısacası herseyimizi bırakmaya alışmıştık.

Kendi yaşadıgımız Ülkede dahi anadilimizin yasak oldugu,düsüncelerimizin suç oldugu, bir yerden buralara gelince hayat biraz daha farklı oldu bizim icin.Kendi ülkesinde yabancı  gibi yaşayan bir halkın cocukları daha uzaklarda yaşasalarda ne farkederki?

Bunun icin biraz daha caba ve azim lazım.En iyisini yapmak en iyi bir yerde olmaktan baska bir şansımız yok yasadıgımız her yerde.

Bunun icin herkesten daha çok çalıştık ve basarılı olmaya çalıştık .Bulundugumuz,çalıştıgımız her yerin çalışanı sadece degil, işin yürütücüleride  olduk.

Son 10 yıldır bir kitap Firmasının Internet üzeri kitap satış bölümünde çalışmaktayım.

Devlesen İnternet sektörünü yakında takip etme olanagım var. Avrupa´nın kitap sektörü hakkında epey bir bilgi sahibi oldum son 10 yılda.

Herşey çok degişik.Ankaradaki o zevkli kitap secip alma yerine Dünya artık kitaplarını Internet üzerinde sipariş ediyor.

Bir internet sayfasına giriyorsunuz, sıparişlerinizi yapıyorsunuz, bir gün sonra sıparişleriniz einizde.

O kadar cok olanak varki.Diyelimki kitap hosunuza gitmedi, basım hatası var,sıpariş ettiniz ama vazgectiniz almaya,yada iş olsun diye sıpariş ettiniz ama canınız almak istemiyor, geri yolluyor ve ödediginiz para hesabınıza direk yatırılıyor.

Daha saymadıgım bir cok nedenden dolayı dahi geri yollayıp posta ücreti dahi ödemek zorunda degilsiniz.

Dev sistem o kadar cok olanak tanıyorki satışlarında.Artık insanların gidip zamanlarını bir kitapçıda gecirecekleri, elleyip sevecenle aldıkları devirler neredeyse kapanmak üzere Avrupada.

Günde 100lerce kitap elimde geçiyor.Sagım,solum masamın üzeri kitap dolu.Tek tek inceliyorum kitapları.

En cok satılan kitaplar elbetteki iyi reklam yapan ünlü yayın evlerinin basımını yaptıkları kitaplar oluyor.

İçerigine cokta bakmıyor insanlar.En cok fantazi aşk romanları,bilim kurgu romanları,yemek,tatil,diyet,tıp ve ünlülerin hayatlarını anlatan kitaplar, okuyor insanlar.

Son bir yıldır ekonomi krizden kaynaklı olsa gerek ekonomi kitaplarının satışları çok fazla.

Bazen Nazım Hikmet,Orhan Pamuk ve Ahmet Arif kitapları sıparişleri görünce çok seviniyorum.

Ama çok az yabancı kitapların satışları.

Aslında Almanya´daki bir yasaya göre kitaplar tek bir fiyata satılmakta.Yani serbest rekabet yok.

Serbest rekabet sadece yabancı kitaplarda var.Yabancı kitap fiyatları satış yapan sirketlerde aynı degil.İstedikleri fiyata satış yapabiliyorlar.

Bu sene internet üzeri kitap satışlarında rekor kırıldı.

Ekonomik Kriz kitap sektörünü hiç etkilemedi.Ama nedense bizim yazarlarımızın büyük emeklerle çıkardıkları kitapların emeklerinin karsılıgını almamaları ne kadarda üzücü.

Bırakın emeklerini almamalarını.Birde üzerine kitapları yasaklanarak yayından kaldırılmaları bence utanç verici.

Oysaki 21 Yüzyılda yaşamaktayız.Kitapları ve düsünceleri  yüzünden insanlara verilen cezalar haksız cezalar.

Daha gecen ay Azadiya Welat gazetesi eski yazı isleri müdürü Emine Demir´e 138 yıl ceza verildi.Kimin ömrü yeterki 138 yıla.

Yüzlerce insanın katili Hizbullahçılar serbest bırakılırken, diger tarafta ise Barış ve kardeşlik sesleri yükselten insanlara cezalar verilmekte.

Sosyolog,Feminist aktivist Pınar Selek´in yargıtay tarafında ömür boyu hapis cezasına carptırılmak istenmesi ise yargının ne kadar bagımsız oldugunu göstermekte.

Suçlular dışarda ,Suçsuzlar icerde...Ne kadar  büyük bir çeliski degilmi????

Ayfer Ber

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.