Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Turan

Turan Dersimden Almanya’ya gelmiş ve iltica talebinde bulunmuş yoksul bir vatandaştır, geçmiş yaşamı yoksul olduğu kadar devrimci bir çizgiylede örtüşmüş ve bu uğurda ağır bedeller ödemiştir. Turan Almanya’ya geldikten sonra yaşamını sürdürme ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir yandan döner dükkanlarında çalışmış öte yandan işçi ve emekçilerin kavgasına omuz vermeye devam etmiştir. Aşağıda kaleme alınan manzum.şiir karışımı yapıt Turan’ın yaşamından esinlenerek yazılmıştır.

 

Turan

35’inde henüz bir delikanlı sayılırdı bekardı

neşeliydi konuşkandı, çalışkandı

döner dükkanında çalışırken

neşeyle yapardı işini

titizdi Turan herzamanki gibi

başladı hazırlıklarına, hamuru yoğurdu, salataları yaptı

sonra bir çay demledi,ardında sıcak bir çorba yaptı,

memleket tadında olsun istedi, yufka , lahmacun derken döneri taktı

yavaş yavaş başladı dönmeye, kokusu sardı hertarafı dönerin

demleyen çayından aldı bir yudum, ağız tadıyla içermi Turan bilemem

çokça çayı yarım kalmıştır tezgahta

 

Turan bir türkü mırıldanır

“yansın hozat yansın” derdi

derince bir iç çekerdi

memleketi düşlerdi Turan

gelene gidene anlatırdı Turan

hal hatır sormayı ihmal etmezdi,

çocuklara harçlık verirdi Turan

eli açık merttir Turan

ince ruhlu bir devrimcidir Turan

 

Gençliğini dağlara vermişti Turan

Ekin dermiş, sürü gütmüştü Turan

Yalçın kayalarda türküler söylemiştir,

Dersimin soğuk kış günlerinde

Çokça üşümüştür Turan

Aldırmamıştır dondurucu soğuğa

Sömürüsüz bir yarının umuduyla

Bu dağlarda koynunda tüfeğiyle

çokça uyumuştur Turan

 

Şimdi Turan döner keser

Yufka açar pizza yapar

15 saat aralıksız çalışır Turan

az buçuk almancasıyla

gözlerinde uykusuzluk, dizlerinde dermansızlık bitmez Turan’ın

bu nasıl yaşamdır der Turan

isyanlardadır kim icat etti buraları

bu ne halim der

dinine yanarım der Turan

yanarda yanar Turan

kafamı duvara vurayım ne işim var benim buralarda der ah ulan ahh der

hayıflanır,dertlenir Turan

 

neşesi kaçar, konuşmaz Turan

sosyal yaşamdan kopmuş,siyaset yapamaz oldu Turan

gülüyor haline Turan

bittim ben diyordu

buralar benide bitirdi

çulumu alıp memleketi terkettiğim gün ben bitmiştim der Turan

ben yanmışım der

uykusuz ve yorgundur Turan

memleket hasreti sarmıştı Turan’ı

dayanılmaz bir hal almıştı Turan’ı

yıllardı gidemiyordu

yakınlarını,yoldaşlarını göremiyordu Turan

buralar sahtekar dolu diyordu

herkes kendi çıkarında diyordu Turan

uflayıp puflardı Turan

 

Yıllar geçmiş ve Turan geldiğine pişman olmuştu

Ne memleketine dönebiliyor nede burada rahat yaşayabiliyordu

Hüsrana uğramış neşesini kaybetmişti Turan

Saçları hergün biraz daha dökülmekte ve ağarmaktaydı Turanın

Bunalıma girmiş ilaçlara mahkum olmuştu Turan

 

Hayıflanır dururdu turan

Sarı sarı buğday başakları

Kocaman çam ağaçları

Karpuz tarlaları kavunlar gelirdi aklına Turanın

Hozat’ın kavurmasını

Soğuk sularını anlatırdı Turan

Harman yerinde çektiği halayları,

Yalçın kayaların serinliğinde demlediği çayı anlatırdı Turan

Özlem dolu bir yürek serer orta yere

Dertleşirde dertleşir Turan

Aklı ne yaptığı lahmacunda nede kestiği dönerde

O şimdilerde dersime gitmişti

Ve şu anda uzaktada olsa mutluydu

Yüreğini memleketine adamıştı Turan

Uzak ama çok uzaklarda atıyordu kalbi

Belki bir gün derdi Turan belki bir gün

Öyle ya umudun hesabı asla kesilmez

O her zaman yüreğimizin bir parçası ve geleceğe taşıyıcısıdır

Gönlümüzün en büyük mirasıdır umut

Hele hele o umut dersimle özdeşleşmişse

 

Evet sevgili Turan bir gün ama bir gün mutlaka o yerlerde buraları da konuşacağız...

Ve belki o günde buralarda geçirdiğin günlere hayıflanacaksın kimbilir belki...