Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Fırtınaya Yolculuk-A.Haydar Gürbüz

350Çok kalabalıktı, iğne atsan yere değmiyordu, etrafıma bakıyordum, kalabalığın yüzünde yansıyan gülümsemeler,gözlerinde ışıldayan umutlar nedense birilerinin sözcükleri arasında kaybolup gidiyordu ..Doğrusu ben bu kalabalıktan ürkmeye başlamıştım, sadece biri konuşuyor diğerleri dinliyordu ve etraf  bunca kalabalığa rahmen çok sesizdi,“ bütün insanlar yaradılışlarından dolayı tanrıya borçludur“ diyordu ve „bu borcu bu dünyada herkes ödemeli“ diye devam ediyordu ardından şehitlere cennetin kapısını aralıyor onları vuranları cehennem ateşine yolluyordu siyasetten geri kalmıyordu, yutturdukça yutturuyordu cemaata ve herkes sessizce onu dinliyordu, tanrının yarattığı diğer canlıları yine tanrı için kendince kurban ediyordu, tanrının verdiği canı tanrı değilde kulları alıyordu, onun tanrının işine karıştığını kimse ayırt edemiyordu, kendince  birilerini cehenneme birilerinide cennete yolluyordu  birilerini kestiriyor diğerini kayırıyordu, tanrının yeryüzüne eşit yaklaştığını her rengi ve ırkı aynı gördüğünü bu adam söylemiyordu sadece "müslüman kardeşlerim" diye hitap ediyordu-muhtemelen bir diğeride „hıristiyan kardeşlerim“ demekle başlıyordu vaazlerine- henüz konuşmalarının başında ayırımın en alası yapılıyordu, kendilerinden olmayanların farklı adları vardı "gavur,dinsiz,imansız, densiz  vs"  konuşması ilerledikçe "münafıklar"  "şeytanlar"  diyordu birilerine kelimeleri arasında kardeşlikten eser kalmamıştı  islam dininin hümanist insancıl yanı yok oluyordu adeta bir canavara dönüşüyordu bu adamın konuşmalarında, konuştukça cümleleri arasında din terör estiriyordu düşmanlık saçıyordu ve oradaki herkes sessizce bunu dinliyordu çıt yoktu böylece hep birlikte cennete gideceklerine inanıyorlardı , ben kabul etmedim onların gidecekleri cenneti, o konuşanın ağzında dökülenleri asla onaylamadım başımı salladım ve  sessizce çekip gittim  belki başka diyarlarda kendimi bulurum diye uzunca bir yolculuğa çıktım  kim bilir hiç görünmeyen ve sadece beyinlerde tasarlanan  nerede nasıl olduğu, yerin altında mı gögün üstünde mi biryerlerde olduğu kestirilmeyen herkese göre başka güzellikler içeren cenneti ben bu dünyada görebilirim umuduyla  uzunca bir yolculuğa çıktım  dinden nemalanan şer güçlerini peşime takarak devam ettim ve  bu yolculuğum hala devam ediyor .

 

Yürüyüşüme devam ederken bir meydanda toplanmış binlerce kişiye bir başkası hitap ediyordu, bu adam ne anlatıyor da bu kitle bir alkışlıyor atıfta bulunduğu birilerini  yuhluyor sonra susarak dinliyor diye merakla konuşanı dinledim, „Aziz türk milletim“diyordu „ben bu ülkede terörün sonunu getirene kadar mücadeleme devam edeceğim vatan için ölen şehitlerimiz cennet kapısından şu anda içeri girmişlerdir şerefli bir vazife uğruna şehit düşmüşlerdir gerekirse bende bu vatan ve yüce türk milleti için ölmeye hazırım“ diyordu tabi kitleden müthiş bir alkış  alıyordu, konuştukça dozunu arttırıyor bir yanda kürt kardeşlerim diyor diğer yandan kürtlerin partisi ve seçilenleri büyük bir iştahla eleştiriyor terör ilan ediyordu onları muhatab almıyorum diyordu öte yandan dinden kaynaklı içinde varolan alevi düşmanlığını „Densizler“ diyerek dışa vuruyordu buda Alevi bir lidere söyleniyordu oysa oda bundan farksız bu vatan için yüce türk milleti için  kürtlere karşı savaşarak gerekirse şehit olurum diyordu ama bu adam bunu dahi sindiremiyordu yani aleviliğini ne kadar inkar etsede kürtlüğünü ne kadar inkar etsede bu CHP liderini sindirmekte zorlanıyordu tabi CHP‘ li liderde bundan ders çıkaracak konsepte sahip olursa…

 

Hani İslamiyetin doğuşuyla birlikte gökten inen o ünlü hadislerden biri vardıya belki okumuşsunuz,bize doğal inancımızı kaybettiren ve islamlaştırma anlamında baskılara maruz bırakan inancımızı hipotek altına alan Hz.Ali bakın dinini nasıl belirlediğini bu ayetle açıklamış: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı seçtim.”(Maide S. Ayet 3) . Demekki doğuşta adil olan hiçbir gizli hesabı olmayan insanoğlu sonradan birilerinin dayatması ve zoruyla hiç bilmediği tanımadığı başka bir inancı benimseyebiliyormuş  benimsemeyenlerde çift ağızlı kılıçlarla öldürülüyormuş, burada da tanrının işine karışılmış oluyor, tanrı insanı saf ve berrak yeryüzüne yolluyor karışmıyor olduğu gibi inandıkları gibi yaşasınlar diyor ama birileri kendi çıkarları için o masumları dinlerine alet ederek tanrının yolunda emrinde çıkarıp kendi emir ve görüşlerine amede ediyorlar, Ali'de kendisine islam dinini seçmiş -iyide etmiş-  hatta bu uğurda binlerce insanı kılıçtan geçirmiş çok çabalamış ve nihayetinde bu yolda kendiside bir başkası tarafından öldürülmüştür.Fakat benim Anadolu insanım neden bunu seçsin ki!! Hiçbirşeyiyle Arap halkına benzemeyen dili yaşamı kökeni ve doğası farklı olan Anadolu halkı neden bunu benimsesin ki…Hele hele Mezopotamya’da yaşayanlar.. Keskin kılıçlar karşısında boyun eğmekten başka bir şey değildir bu…Burada yoluma devam ettim sonra baktımki bu çıkar ve savaş çevrelerinden kaçan benim gibi binlerce insan var ve  hepside bunların zulmünden dağlara sığınmışlar ve ben hala bu dağlarda özgürlüğümü arıyorum, bir devrim rüzgarı esiyordu bu dağlarda tamda benim aradığım tarzda bir rüzgardı, içinde sana cenneti cehennemi vadetmiyordu sadece yaşadığın bu dünyada kendi cennetini kurma mücadelesini anlatıyordu, ama bu rüzgarın gücü yetmiyordu, estiği dağlarda takılıp kalıyordu oysa bu rüzgara benim gibi kim bilir kaç kişinin ihtiyacı var!!! yolculuğum şimdi bu insanlarla devam ediyor...bu uğurda hayatlarını yitirenlerin onurlu yolculukları karşısında saygı duyuyorum bu rüzgarın fırtınaya ve sonrada kasırgaya dönüştürülmesi çalışmalarına destek vermeye çalışıyorum zalimin zulmü ancak bu kasırgalarla yok edilecektir.Bir gün öyle bir gün böyle siyaseti güdenlerden hergün biraz daha uzaklaşıp kaçıyorum..Kendimce düşüncelerimle,inancımla özgürce  yaşayıp  ömrümü tamamlayıp gitmek isteyenlerdenim, ne kardeş siyaseti-ki bugüne kadar kardeşlik üzerine yapılan tüm hesaplar sonuçta bir kardeşin ölümüne ve yokolmasına sebebiyet vermiştir,  kardeşçe  sonuçlar vermemiştir, kardeşler arasında bu kadar uçurum varken sonuç vermeyeceğide açıktır- nede peygamber siyaseti beni hiçbir zaman sarıp sarmalamadı bir pirim vardı oda selamını sabahını kesti böylece tanrıyla olan bağımıda koparmış oldum  şimdi bu rüzgarın eşliğinde yürüyüşüme devam ediyorum ya eser hepbirlikte fırtınaya dönüşürüz yada bu dağlarda çakılıp kalırız….hadi bakalım hayırlı sonlara......

A.Haydar Gürbüz 

kaynak-birdoz.com