Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Satış değeri olanlar-Ali Çatakçın

'Sinanın Kürd özgürlük Mücadelesine düşmanlığı, Erdoğan, Arınç, Çiçek hatta Naim Şahin’inkinden daha tehlikeli'

Kapitalist sistemde herşeyin bir fiatı var. Yani her şey bir miktar parayla alınabilir, satılabilir. Kapitalist sistem öncesi toplumlarda ise ‘’değer’’ kavramı vardı.Değer, sözkonusu nesnenin yaratılmasında harcanan emeği ifade ediyordu. 

Kapitalist sistem bu değer formülünü bozdu. Bir şey almak ve satmak artık bir değer sorunu değil.

Finans Kapital dünyasında alınıp satılan esas nesne insandır.Bu ticari mantığa göre, ‘’herkesin bir fiatı vardır.’’ Finans kapitalin bilgi ve ajanlık merkezlerinin alış veriş pazarı, insan, insan düşüncesinin pazarlandığı alandır.

Bu pazarın en gözdeleri, fikrine, arkadaşına, halkına ve ülkesine ihanet etmiş dönekler olur. Klasik bir kavram da olsa, sınıf kavgası,yada toplumların elitleriyle avamları arsındaki çekişme ve çatışma bütün hızıyla devam ediyor.

Uluslarrarsı ajanlık kurumu diğer ülkelerin iç,dış ve genel polikalarıhakında bilgi edinmeyi kendi çalışma sahası olarak bilir. Tek tek ülkelerin iç meselesi olarak ise, Devlet kendisine mualif gördüğü geniş halk kitlelerinin kanaat önderlerini ve toplumda yer edinmiş şahsiyetler üzerinde oynamayı kendi faaliyet sahası olarak görür. Bu sahada mümkün olduğunca şahsiyet ve kanaat önderini düşürmeye çalışır veya satın alır.

Halkın mücadele cephesinden satın alınandan her zaman büyük ‘hizmetlerde’ bulunacağı umut edilir. Öyledir de. Saf değiştiren düşmandan daha düşman olur. Bir dönem aynıkaderi bölüştüğü ‘dostuna,’ Arkadaşına’ ve toplumuna karşı acımasızlaşır.

Sinan Çetin’in dünki radikal gazetesinde çıkan demeci, adeta bu gerçeği bir daha tastikler nitelikte. Sinan Çetin Radikal’e verdiği demecinde diyorki,‘’ - Askere gitmek için istekli arkadaşlar var. Askere giden 4 bin lira alıyor. Nereden alıyorsun parayı? Askere gitmeyenden. Bu kadar basit. Bunun için ekonomiye de ihtiyaç yok. Hiç askere gitmezse 1 milyon dolar ödemeye hazır bir sürü insan var benim tanıdığım. 10 gün 500 dolar, 20 gün 200 bin dolar, 1 ay 100 bin dolar, 2 ay 10 bin dolar, 4 ay falan diye gidiyor. Biz hesapladık 33 milyar dolar yapıyor. Sonra o parayla git PKK 'yı satın al. Konu kapandı.’’

Sinan kendisinden hareketle, ‘’herkesin bir fiatının olacağı’’ mantığını işletiyor. Kendisine biçilen fiatın ne olduğunu bilmiyoruz. Fakat Sinan’a göre, bir ulusu, bir ülkeyi, bir idialı satın almak için 33 milyar yeter de artarda! Bu idiasında ‘haklı’ da olabilir! Türk Devleti koca ülkeyi ABD’ye belki daha az bir meblagla pazarlıyor olabilir.

Ama her kesin Sinan Çetin olmadığını, her idial sahibinin de Türk Devlet yöneticileri olmadığınıunutmuş olmalı Sinan! Yoksa bu dediklerinin Deniz’lere, Mahir’lere,İbrahim’lere, Mazlum’lara ve her gün canını toplumun refahı için feda eden binlerce gence hakaret olduğunu anlaması gerekirdi.

Sinan burnu büyük ırkçı, şırnaşık Naim Şahin’i dahi solladı. Satıldığı gibi her şeyin satın alınabileceğini sanıyor. Kürd halkının evlatlarının sıcak bir köşe ve rahat bir gelir için bu mücadeleye başvurmadıklarını Türkiye’nin insanları değil, hayvanları dahi anladı fakat Sinan Çetin hala anlamış değil!

Sinan Askerliğe mecburiyetten(korkalık ve kişisel rahatına düşkünlük demek daha doğru) gittiğni belirtiyor. ‘‘- Ben askere gittim bir gün elime silah almadım. Mecburiyet koyuyorsun. 'Gitmezsen yanarsın' diyorsun. Ne yapsın Türk halkı? 'Seviyorum' gibi yapıyor.’’

- Dünyanın her yerinde profesyonel askerlik var. Zorunlu askerlik olur mu? Adam, 'Ben buraya zorla geldim' diye, sana silah sıkar.’’

Sinan bey, karanlıklara aydınlık bir ışık hüzmesini saçan senin gibi korkaklar değil, dünyanın hiç bir parasına ve varlığına satılmayan, senin parayla alınabileceğini düşündüğün, insanlık onurunun sembolize eden cesur insanlardır.

Korkaklar askerlik sanaatına karşı çıkamaz, ‘’neden profesyonel ordu kurmuyorsunuz’’ Argümanıyla ortaya çıkarlar. Sinan’da korkaklığını ve kişisel rahatını hiç gizlemeden, ordunun neden paralıaskerlerden, kele avcılarından oluşmadığına kızıyor.

Sinan Çetin rejisör kimliğiyle tanınır. Fakat bir kimliğide ‘solcu’ cenahtan olması olarak bilinir.

Sinan’ın taraftarı olduğu siyasi yapılanma,1968 gençlik hareketi yıllarında dahi, Devletçi ve orducuydu.

Soğuk savaş yıllarının politikasını iyi kulanan Perincek‘’Sovyet Emperyalizmi en geç 1980 yılında Türkiye’ye saldırır’’ kehanetinde bulunmuştu. Ama perde arkasında devletle varılan anlaşma Kürdlerin Devlet için ne büyük bir tehlike olduğuydu.Dördüncü Ordu Kürdlere karşı kuruldu. Sinan böyle bir gelenekten gelen bir ‘solcu.’ Sinanın Kürd özgürlük Mücadelesine düşmanlığı, Erdoğan, Arınç, Çiçek hatta Naim Şahin’inkinden daha tehlikeli.

Devlet Kürd ulusunu kendi öz çocuklarına düşman etmek için çok oğraştı ve oğraşıyor. Devlet Kürd Gerilasını karalamak için yalan yalnışkara propaganda yaydı yayıyor. Devlet’in propagandası yetmedi diye yalvar yakar ABD bu kara propaganda kervanına dahil eildi. Fakat başarı sıfır. Kürd özgürlük mücadelesinin Gerila ve öncüleri bu halkın öz evlatları. Siz bu halkı kendi öz evlatlarına düşman etmek için yalan ve iftira atıyorsunuz. Bu tavırlarınızla, sadece Türk ve Kürd halkı arasındaki ayrımı derleştiriyorsunuz. Kürd halkı bu konuştuklarınızdan dolayı, eğer nezaketinden olmasa, yüzünüze tükürecek. Kara propagandanızın Kürd halkı nezdindeki bütün etkisi bu kadar!

kaynak.Newededersim

not...Sinan Çetinin Fetfullah Gülene teşekkür konuşması...