Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Ferhat Tunç; Zaten Dersim’in Mazbatasız Vekiliydi -Erdoğan Yalgın

Cumhuriyet döneminde, Parlamenter sisitem içerisinde Dersim milletvekillerinin profilleri incelendiğinde oldukça çok renkli veriler ortaya çıkmaktadır. Parlamenterler üzerinde, Dersim’in bu yakın siyasi tarihi şu ana kadar araştırılıp incelenmemiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan bu güne kadar Dersim vekillerine, Devlet-CHP kurucuları tarafından atama yoluyla sisiteme dahil edilmesi için Dersim üzerinde bir nevi misyonerlik  görevi tercih edilmiştir.
 
Bu seyirin yönünü 22 Temmuz 2007 genel seçimleriyle 23. meclis çalışmalarına, Dersim halkı Şerafettin Halis’i hemde renklerine uygun bir şekilde yollamasıyla degiştirdi. Sayın Halis bu dönemde şu ana kadar Dersimlilerin hiç bir vekilinde görmediği yakın ilgi ve alakayı gördüğü bilinmektedir. Gerk mecliste ve gerekse Dersim bağlamında Halis üzerine düşen görevi layıkıyla yaptı. Şimdi sırada bu trendin yükselerek devam etmesi sözkonusudur. Ama önce tarihi güzergahında Dersim mebuslarının bir kaçına şöyle göz atmaya ne dersiniz?
 
Diyap Ağa (1852-1932)  1920-23 yıllarında mecliste Dersim mebusu olarak görev yaptı. 1923 de sözde emekli edilip memleketine geri yollandı. Ama her ne hikmetse emekli maaşından hiçmi hiç faydalanamadı. Diyap Ağa 1931 yılında  Ankara’ya geldi. Tek isteği ise hani o resimdeki yaylı arkadaşı M. Kemal ile görüşmek ve o güne kadar bir türlü alamadığı mebusluk emeklilik maaşını almak istiyordu. Ama M. Kemal onunla görüşmediği gibi maaşı da bağlanmadan bir yıl sonrada hakka yürümüştü. Ne acı bir son degil mi?
 
Hasan Hayri Bey (Kango) (1880-1925) ise Lozan görüşmeleri sırasında M. Kemal’in isteği üzerine meclis kürsüsüne Kürt milli kıyafetleriyle çıkıp, “Kürt-Türk kardeştir” naraları attırılmıştı. Patlak veren Şıx Said isyanı sonrasında hemen yakalanıp o meşhur “Türk-Kürt kardeştir günü!” hatırlatılarak 1925 de idam edilmişti. Bu iki vekil elbette Dersimliydiler. Bunun bedelini onlara böyle ödettiriyorlardı. Birde Dersimli olmayan ve başka diyarlarda Dersim için atanan, Dersimlilerin vekilleri de yok değildi.!
 
Bir başka deyimle misyoner olarak Dersim’e atanan vekillerde vardı. Bunların en başında ise M. Kemal’in arkadaşı Gümüşhane doğumlu, Selanik okullarında okumuş Lütfi Fikri Öktem (1890-1951) 6. dönem Dersim vekili olarak atanmıştı. Yanya (Yunanistan’ın Epir bölgesinin bir şehiri) lı Abdurrahman Sami Erkmen ve İzmir’li Mithat Yenal, Ankara tarafından 6. dönem Dersim vekili olarak tayin edilmişlerdi.
 
Hemen hatırlatmakta fayda var. 6. dönem TBMM genel secimleri 1939 yılında yapılmıştı.Yani bu döneme ilişkin tarih dilimi 3 Nisan 1939 ile 8 mart 1943 yıllarını kapsamaktadır. Bir diğer hatırlatma ise 38 soykırımının hemen akabinde yapılan bu seçimlerde Dersim’de Dersimliler için gösterilecek “vekil” kalmamıştı. Bu yüzden olsa gerek ki; dışarıdan takviye edilen bu vekiller, son kertedeki  “bayaz katliam” dedigimiz beyinlerin yıkanması için devredeydiler.
 
Dersim’in bir de değişmeyen bir “vekil-i kaderi” var ki; o da insana “düşman başına!” beduasını dedirtecek bir cinsten. Bildiniz tabi! Kamer Genç! Peki geçmişini hatırlıyor musunuz?
Genç, 12 Eylül 1980 Darbesiyle birlikte Cuntacı Askerlerin “Danışma Meclisi”nde yerini aldı. Bu unutulmamalı. “Ana dilinin Dersimce olduğunu” bazen tv programlarında sıkılarak da olsa  önüne bakarak hatırlayan, Kürt Partileri hariç her partinin adamı olan Tuncelili Kamer Genç, Demirel'in 16 Mayıs 1993 tarihinde, Cumhurbaşkanı seçilmesinde açıktan açığa kendince büyük bir rol oynamıştı. Bu da yine unutulmamalı ve bir kenara yazılmalı.
O dönemde tv Programlarında “Çankaya Demirel'in hakkıdır” diyordu. Bu yüzden de Dersim'de protestolarla karşılaşıyordu. Dersim'de ki STK’lar Genç için yaptıkları bir yazılı açıklamada; Kamer Genç'in  “ nüfus kaydını İslamköy'e aldırmasını...” istiyorlardı. Bu bildiriler köylere yollandı ve ağaçlara, duvarlara asılmıştı. ( Özgür Politika gazetesi, 09 Haziran 1993 ve Gerçek Dergisi, 29 Mayıs 1993)
Bütün bunlar Genç'in umrunda bile değildi. Ona oy verenlerin de! İşte o renkli simalı, her devrin adamı ve her siyasi partinin vazgeçilmez potansiyel adayı Tunceli milletvekili Kamer Genç, şimdi hemşehrisinin liste başısı. Dersim’de vekil olarak seçilen Genç, ne ilginçtir bütün maddi kazanımlarını ise Bursa’ya yatırmakta. Malvarlığının haddi ve hesabı bilinmemektedir. Şimdi Dersim’li işsizlerin hangi yürekle onun oy pusulasını sandığa ataçaklar!
 
Bu 24. meclis döneminde  Derismlileri yürekten temsil edebilecek tek bir aday vardır. O da; sanatçı kimliğiyle ve omurgalı siyasi çizgisiyle yıllarını Dersimlilerin sesi, vicdanı ve duruşu olmaya adamış gerçek devrimci kişiligiyle Ferhat Tunç’tur.
 
Ferhat Tunç başından beri kendisini sanatçı kimliğiyle kanıtlamış, aktivist siyasi kimliğiyle hep ön saflarda, barikatlarda yerini almış çağdaş bir Dersimli Alişer’dir. Ülkedeki sanat geleneğinde hiç de yeri olmayan ve zalime karşı bir “dik duruş” ekolünü Ahmet Kaya ile birlikte sanatçıların önüne koyanlardan birisi de, kabul etmek gerekirki Ferhat Tunç’tur.
 
Ferhat Tunç başta Dersim ve Dersimliler için, Kızılbaşlar ve Kürtler için, Devrimci-demokratlar ve bu uğurdaki tüm şehitler için, ezilen işçiler ve zorla cemaatleştirilen öğrenciler için, çocuklar-gençler ve kadınlar için Ankara’daki meclisin duvarlarında  vicdanının sesi ile  yankılanacak tek temsilcidir, tek vekildir ve tek yürektir. Tüm Dersimliler hiç bir bahane tartışmasıyla meydana, Ferhat Tunç’un karşısına çıkmamalıdırlar. Tüm Dersimliler bu çığlığı büyütmeli, büyütmeli, büyütmelidirler.
 
Bu dönemde mazbata; Yıllardır Dersim’in mazbatasız vekilligini yapan Ferhat Tunç’un hakkıdır. Ferhat Tunç Dersimlilerin vazgeçilmez hakkıdır. Raa – Riya Haqi yolunda bu kutsal  “hak”tan  vazgeçilmemelidir. Hakka sahip çıkılmalıdır. Aksi halde bunun vebali, çok ama çok büyüktür.
 
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.