Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

PKK'YE Yenilen 10 Genelkurmay Başkanı-Erdal Er

Ankara’nın puslu havasında rotasını kaybeden siyaset-asker gemisi yeni bilinmezlere yelken açmış durumda.Otuz yıldır su alan gemi, her manevrasında yürekleri ağızlara getiriyor. Batı batacak...Batacak çünkü Evner Paşa olma yolunda ilerleyen Erdoğan, Kürt halkına karşı ilan ettiği silahlı savaşı  İran’ın desteğiyle kazanmak arzusunda!Bununla da yetinmeyen Erdoğan, cemaat ve basının ‘cepheye tezahürat’ları arasında yeni bir işgal harekatının hazırlıklarını da yapıyor. 30 yıldır PKK’ye karşı savaşın koordine edildiği, Türkiye’nin toplumsal hafzasında ‘yenilmez’ denilen karargah efsanesi yerle bir oldu, komutanlar istifa etti.Neden istifa ettiler sorusuna politik tercihlere göre  farklı yanıtlar olabilir.Kesin olan şu; Ankara yönetiminin her MGK toplantısı sonunda ifade ettiği ‘kararlılık’ bir yalan. Bu yalanı örtmek, kamuoyunu yanıtlmak için hükümet yanlısı basın yakın döneme kadar; ‘PKK bölündü’, Kandil İmralı’ya karşı’, ‘tek ses değiller’, ‘güçlü Türkiye’ gibi maniplatif manşetler attılar.Sormazlar mı yandaş basına; hangi birlik beraberliğiniz tamdı? Hangi Erdoğan yönetiminde ki yeni Türkiye muhasır medeniyetler seviyesine ulaşacaktı? Ne oldu?Olan şu, Ankara tarihinin en büyük siyasi ve askeri kriziyle boğuşuyor. Bu kriz nasıl aşılır, kim ‘şah’, kim ‘mat’ diyecek bilmiyoruz.

 Bildiğimiz okyanusta yolunu kaybeden Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde ki gemi; karayı görme hayali kuruyor.Yaşanan AKP-Ordu çekişmesi gibi gösterilsede, gerçeğin bu olmadığını dünkü çocuk dahi bilir. AKP ve yandaşları istedikleri kadar demokrasi oyunu oynasınlar. Bu işin asıl kaybedeni AKP, yandaşları ve savaş isteyenlerdir.Karagahta sönen ışıkların nedeni çözümsüz bırakılan Kürt sorunu ve kazanılmayan savaştır. Dolayısıyla Ankara’da bu işin kazananı yok, kaybedenleri var ki bunun içinde hepsi var.30 yıldır bayrağa sarılı tabutların ardından kurulan; ‘vatan sağolsun’, ‘terörle mücadele kararlılıkla sürecek’ cümlesi dönüp Ankara’yı kalbinden vurdu ve karargahın ışıkları bir bir söndü. 
 Işıkların neden söndüğünü anlamak için Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) silahlı mücadeleye başladığı tarihe gitmek lazım. 
 Asker, 12 Eylül 1980 yılında Kürt halkının demokrasi ve özgürlük talebini bastırmak için darbe yaptı.PKK, askeri darbeye karşı direnişe geçti ve 1984 yılında silahlı mücadeleye başladı.Dönemin Başbakanı Turgut Özal’la başlayan; ‘bir avuç çapulcudur’ nutukunu her 30 Ağustos konuşmalarında, resmi törenlerde Başbakanlar, Genelkurmay Başkanları ve  kuvvet komutanları tekrarlanıp durdu.Her iktidara gelen isim vatlerinin başına PKK ve Kürtleri bitirme sözü verdi.Biten PKK değil, o sözü söyleyenler oluyordu.Ankara’da Başbakanlar, Bakanlar için siyasi mezarlık, ege sahillerinde ise Genelkurmay Başkanları ve komutanlar için emeklilik mezarlık halini aldı.Aldı, çünkü Cumhuriyet tarihi boyunca çözümsüz bırakılan Kürt sorunu; 61. hükümet, 9. Cumhurbaşkanı, 27. Genelkurmay Başkanı, 1 Temsilciler Meclisi Başkanı, 1 Danışma Meclisi Başkanını eskitti.12 Eylül derbesinden sonraya baktığımızda da tablo yine değişmiyor.1984 yılında PKK’nin silahlı mücadeleye başlamasından bugüne; 15 hükümet, 10 Genelkurmay Başkanı, 5 Cumhurbaşkanı görev yaptı.Bütün hükümetlerin proğramında, göreve gelen Genelkurmay Başkanları’nın 30 Ağustos konuşmalarında Kürt sorununu ‘şiddet’le bitirme sözü verdiler ve savaş yemini ettiler.Açıklanan ekonomik paketler, yakılan yıkılan köyler, işlenen faili belli cinayetler, sınır ötesine düzenlenen 26 işgal harekatının hiçbiri sorunu çözmeye yetmedi.
Gelişmiş ülkelerin silah ve diplomatik destekleri, Türk medyasının sınırsız desteği de savaşın kazanılmasına yetmedi.Yenilen hep Başbakanlar, Genelkurmay Başkanları ve Cumhurbaşkanları oldu. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali göreve gelen her Başbakan ve Genelkurmay Başkanı PKK’yi bitirme sözüyle görevine başladı.Peki sonuç ne oldu?1984 yılından bu güne kadar görev yapan Genelkurmay Başkanlarına göz attık. Gördük ki hepsinin 30 Ağustos konuşmasında kurdukları değişmez cümle şu: ‘Terörle mücadele kararlılıkla sürecek’ olmuş.Doğru, mücadele ve  inkar kararlılıkla sürmüş ama yenilen PKK değil ordu olmuş, hükümetler olmuş.İşte tablonun özeti: Yıl 1983-84.

PKK silahlı mücadeleye başatığında karargahın bir numaralı koltuğunda Orgeneral M.Necdet ÜRUĞ oturuyordu. ‘Gökyüzünde Tanrı, yer yüzünde benim’ diyen isimdi. Katliamlara giden yolun taşlarını yine kanla döşedi. 6 Aralık 1983 yılında göreve gelen bu zat;  2 Temmuz 1987’ye kadar görev yaptı ve PKK’ye yenilerek kariyerini noktaladı.Aynı yılın Temmuz ayında görevi Üruğ’dan Orgeneral Necip TORUMTAY aldı. Sert uygulamaları imza atan Torumtay’ın 3 Aralık 1990’da PKK’ye yenilen Genelkurmay Başkanı ünvanıyla ege yollarına düştü.Doğan GÜREŞ, sadece PKK’yi değil bütün Kürtleri bitireceğine dair yemin etti ve 6 Aralık 1990’da göreve başladı. Dönemin Başkakanı Tansu Çiller’in eteğinde ayrılmayan Güreş; eli Kürt kanına fazlasıyla bulaşmış isim olarak 30 Ağustos 1994 PKK’ye yenilen üçüncü güreşçi olarak bayrağı İsmail Hakkı KARADAYI’ya teslim ederek siyasete atıldı.Orgeneral İ. Hakkı KARADAYI 30 Ağustos 1994 PKK’yi bitireceği üzerine yemin ederek göreve başladı ve Anıtkabir’de şeref defterini imzaladı. Tarih 30 Ağustos 1998 yılını gösterdiğinde O’da PKK’ye yenilen 4 isim olarak bavulunu toplayarak ege yollarına düşecekti.Karardayı’nın emekliliğinden sonra Orgeneral Hüseyin KIVRIKOĞLU 30 Ağustos 1998 Yüksek Askeri Şurasında ışıkları sönmeyen Karargahın bir numaralı koltuğuna oturdu.Oda yemin etti PKK’yi bitirecem diye. Olmadı, ışıkları sönen ve yenilen kendisi oldu. Kıvrıkoğlu 28 Ağustos 2002’de havlu attı ve yenilen 5. komutan oldu.Orgeneral Hilmi ÖZKÖK, 28 Ağustos 2002 günü oda kürsüye yürüdü: ‘Terörle mücadele kararlılıkla devam edecek’ dedi. Özkök, 28 Ağustos 2006 yılında emekli olduğunda geride dört yıl önce sözlediği sözleri devralan selefi Yaşar Büyükanıt kaldı.PKK’yi bitirme hayali kuran Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT 28 Ağustos 2006 göreve başladı ve ‘ordular hedef Kürdistan’ dedi.Büyükanıt’ın Başbakan Erdoğan’la kurduğu PKK’yi bitirme hayali 2008 Mart ayında Zap’ta bitti. Erdoğan, Büyükanıt’ı 28 Ağustos 2008 teselli ikramiyesi olarak Audi zırlı araç armağan ederek ege’ye yolculadı.Büyükanıt’ın bıraktığı yerde bayrağı devralan Orgeneral İlker BAŞBUĞ 28 Ağustos 2008’de görevi devraldı ve Kürdistan’a gitti oradan PKK’yi bitirme mesajı verdi. Aradan iki yıl geçti. Başbuğ’da PKK’ye yenilen 9 Genelkurmay Başkanı olarak emeklilik biletini yine PKK’nin elinden alarak gitti.30 Ağutos 2010 tarihinde bu defa kırmızı halı üzerinde kürsüye yürüyen isim Işık Koşaner’di. O’da sert baktı söze de sert girdi; ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür’ cümlesini kurdu;  ‘Terörle mücadele kararlılıkla sürecek’ diyerek asker selamını vererek yerine oturdu.Kariyerinin çoğunu Kürdistan’da Genelkurmay Özel Harp Dairesi Kurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı Kurmay Başkanlığı gibi görevlerde geçiren bu zat 29 Temmuz 2011 günü istifa etti ve egeye yelken açtı.

Şimdi sırada 11. İsim var.Kim mi? Orgeneral Necdet Özel. Özel’li dönem ‘özel’ olacak gibi.Hükümetin imtiyazlı paşası olarak bilinen Özel, Erdoğan’ın has adamı. Psikolojik harp uzmanı ve TSK’nın Amerika görmemiş komutanı şimdi savaşın bir numaralı koltuğuna oturacak.O’da Erdoğan’ın huzurunda Kürt halkını bitirme sözünü yenileyecek ve Erdoğan’la ‘yola devam’ ediyecek...

kaynak-NWD