Savaşa tapanlar var
Ben sadece barış istedim
Ben Kürtler için şimdiye kadar hep barış istedim. Peki, niye bu adamlar beni hapse attılar, mahkûm ettiler. Ben sadece barışı istedim. Savaşa tapanlar diye yazdım. İnsanlar ve yöneticiler savaşa tapıyor. Niye yapıyorlar bu savaşı?
'Kürtler ne istiyor'
Bugüne kadar kimse 'Kürtler ne istiyor?' diye sormadı. Eğer devlet yalan söylemiyorsa, Kürtler için yapacağı tek şey şudur. Kendi dillerinde ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteleri olacak. Bunu vermiyorsa hiçbirini vermez.
'Çözüm sadece Gül'le olmaz
Kürt sorununun çözümü mevcut haliyle zor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çözüm konusunda niyeti var, ancak bu sadece Gül'le olamaz. Kim yapıyor bunu, kim kapatıyor Türkiye'nin önünü. Bu düşmanlık demektir Türkiye'ye.
'Devlet Kürtlere dillerini vermiyorsa hiçbir şey vermez'
Kürt sorununun çözümü konusunda söyledikleri kamuoyunda büyük etkiler yaratan ve daha önce yaptığı açıklamalarla devlet yöneticilerini sorunun çözümsüzlüğü konusunda adres gösteren yazar Yaşar Kemal, DİHA'ya verdiği demeçte Kürt sorununa ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
'Kürtler dillerini istiyor'
Bu güne kadar kimsenin 'Kürtler ne istiyor' diye sormadığını belirten Yaşar Kemal şöyle konuştu: 'Kürtler bu güne kadar tek bir şey istedi, o da dilleri. Bu çok önemli bir şey. Dillerin ayakta kalabilmesi için yazılı edebiyat olmalı. Yazılı edebiyat olmadan hiçbir dil, dil olamaz. O yüzden Kürtlere dili verirken, bir devlet eğer bir şey yapıyorsa, hakaret etmiyorsa, yalan söylemiyorsa Kürtler için yapacağı tek şey şudur. Kendi dillerinde ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteleri olacak. Bunu vermiyorsa hiçbirini vermez' şeklinde konuştu.
'Sadece Gül ile çözülmez'
Kürt sorununun çözümünün mevcut haliyle zor olduğunun altını çizen Kemal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sorununun çözümü konusunda niyeti olduğunu, ancak bunun sadece Cumhurbaşkanıyla olmayacağına dikkat çekerek, 'Kim yapıyor bunu, kim kapatıyor Türkiye'nin önünü. Bu düşmanlık demektir Türkiye'ye. Ve bu adamlar yapıyorlar bunu' dedi.
'Yöneticiler savaşa tapıyor'
Mehmet Uzun'un cenazesinde Kürtlerin yazarlarına ne kadar sahip çıktıklarına şahit olduklarını ifade eden Kemal, 'Burada ise bizimkiler bizi hapishanelere sokuyorlar. Ben Kürtler için şimdiye kadar hep barış istedim. Peki, niye bu adamlar beni hapse attılar, mahkum ettiler. 5 sene Kürtler hakkında yazı yazamadım. 1 yıl 8 ay mahkûm ediliyordum Avrupa Konseyi olmasaydı. Yargıtay bile bana mahkûmiyet kararı vermişti, hakları yoktu. Ben sadece barışı istedim. Savaşa tapanlar diye yazdım. İnsanlar ve yöneticiler savaşa tapıyor. Niye yapıyorlar bu savaşı' şeklinde konuştu.
Bu güne kadar çok zorluk çektiğini belirten Kemal, 'Ben Kürdüm, anam babam hepsi Kürt. Ben sosyalist bir adamım, 16 yaşından bu yana hapishanelere girdim. Bu zor bir iş. Senelerce iş bulamadım. Hangi işe girdiysem elimden aldılar' dedi.
DTP lideri Ahmet Türk Yaşar Kemal ile görüştü
KCK'nin tek taraflı eylemsizlik ilanı ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 15 Ağustos'ta açıklayacağı 'yol haritası'na yönelik tartışmalar sürerken DTP kısa bir süre önce, Kürt sorununun çözümü konusunda aralarında gazeteci, akademisyen ve yazarların da yer aldığı değişik kesimlerle görüşme yapma kararı almıştı. Bu kapsamda Yaşar Kemal ile görüşen Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü konusunda Yaşar Kemal'den devreye girip aktif destek sunmasını istedi. Görüşme, Kürt sorununun çözümü yolunda Yaşar Kemal'in de içinde yer aldığı aydınların Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesine yönelik karar doğrultusunda gerçekleşti.
İsmail YILDIZ / Ömer ÇELİK
İran’da binlerce yıl öncesine ait mağaralar, zorlu kış aylarında köylülere ve hayvanlarına barınma olanağı sağlıyor.





Em ‘ewul pezan nas bikin, sê çeşît rengê pez hene; pezê sor, spî û reş. Xûyê bizinê bi rik û har e, mih jî sernerm û mûlayim e.
Biletler için:
Sesi ve müziği ile ünü Amerika’ya varan Kürt sanatçı Aynur Doğan, bir süredir yaşadığı Avrupa’dan dünyaya açılma projeleri üzerine çalışıyor. Aynur Doğan, uluslararası alanda prestijli müzik şirketleri ile yeni projeleri üzerinde çalışırken, Amerika’nın Boston kentindeki Berklee Müzik Okulu tarafından kısa bir süre önce kendisine verilen “Akdeniz Müziğinin Divası” ödülü ile müzik kariyerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.
Yönetmenliğini yaptığım film ‘He Bu Tune Bu’ (Bir Varmış Bir Yokmuş) festivalinizde değerli bir ödüle layık görülmüştür. Bir sinemacı için tatbiki ödüllendirilmek gurur verici ve teşvik edici bir olaydır. Ancak üzülerek belirtiyorum ki bu ödülü kabul edemeyeceğim. Hepinizin bildiği gibi geçen yıl Avrupa’nın göbeğinde, Paris’te, şehrin ortasında üç siyasetçi Kürt kadını güpegündüz vahşi bir şekilde katledildiler. Dünyanın en güvenli bölgesi olarak bilinen Avrupa maalesef bu üç devrimci kadına mezar oldu. Bu katliamın üzerinden uzun vakit geçmesine rağmen Avrupa hükümetleri ve yargı kurumları maalesef yeterli bir duyarlılık gösterip olayı hala aydınlatmadılar. Avrupa ve özellikle Fransız hükümetinin bu sessizliği ve duyarsızlığı Fransız istihbaratının ve dolayısıyla hükümetinin bu olayın üstünü örtmeye çalıştığı izlenimi vermektedir. Bu olay ile birlikte, Kürtler ve ezilen diğer halklar açısından, Avrupa’nın demokratik, adil ve hümanist değerleri anlam yitimine uğramıştır. Avrupa’nın aydınları, sanatçıları, siyasetçileri bu olaya karşı yeterince ses çıkarmayarak üzerlerine düşen sorumluluklardan kaçınmışlardır. 

Hasan Coşar‘la, çıkardığı ilk kitabı ’’Tarihte ve Günümüzde Kadın’’ üzerine bir söyleşi yaparak, siz değerli okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
