Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

MUNZUR BABA EFSANESİ

MUNZUR BABA EFSANESİ
Munzur'da balık yok! Neden yok?

Elimizde atadan söylenegelen efsanelerden iki söylence var. Biri İslam öncesi, diğeri de İslam sonrası anlatılan efsanedir. Her iki efsanede de 'süt' motifi var. İslam öncesi söylencede kaynaktan akan beyazlık, Tanrıça 'Anahita'nın' memelerinden akan süt olarak anlatılır.

Yaygın olarak atalarımızdan dinlediğimiz söylence ise hiçbir ekleme yapmadan aynen aşağıda yazdığım gibidir.

'Vaktiyle Ovacık'ın düzlüğünde ulu dağın eteğine berrak gür çeşmelerin hemen yanında kurulu pırıl, pırıl bir köy varmış, Kedek (Çedagê). Köyün bir ağası varmış, Ali Ağa. Hanedan dindar yardımsever bir ağa. Yanında çalışan çalışkan oldukça içine kapanık bir çobanı varmış, adı Munzur.

Bir gün Ağa Hac'a, Mekke'ye gider. Aradan zaman geçer, bir gün kaldığı çadırının önünde otururken aklına helva gelir. 'Köyümün sıcak helvası olsaydı da yeseydik' diye içinden söylenir. Ağanın bu isteği Çoban Munzur'a ayan olur. Munzur koşar hatunun yanına. 'Hatun Ana, Ali Ağam helva istiyor, helva pişir de ağama götürem' der. Hatun Ana; 'Demek ki Munzur'un canı helva istiyor' diye düşünerek helvayı pişirip bir tasın içine kor ve Munzur'a verir.

Munzur helvayı alıp o an içinde Hac'a varıp ağanın karşısına çıkar. 'Ağam bu helvayı Hatun Anam pişirdi. Sana getirdim' der, tası ağaya verip kaybolur. Ağa helvayı alır sımsıcak, helvasını yer. Hac dönüşünde de köye yaklaştığında köylüler karşılamaya gider. Ağaya hoş geldin Hac'ın mübarek olsun derler. Ağa ise, 'Hacı ben değilim hacı Munzur'dur, bana değil ona koşun der' ve yaşadığı olayı anlatır. Munzur da o an elinde süt kabı ile köye doğru gelir. Ağanın anlatımından sonra halk Munzur'a doğru koşar. Munzur halkın kendisine doğru koştuğunu görünce, paniğe kapılarak süt kabı elinde batıya doğru kaçar. Munzur önde halk peşinde gözelerin olduğu yere kadar gelirler. Orada Munzur iyice sıkışır. İki ucundan tuttuğu kaptan sağa sola süt dökülür. Sütün döküldüğü yerden berrak tatlı bir su çıkar. Bugün gözelerin en son çeşmesinin olduğu yerde önünü keserler. Munzur geri döner. Kaça kaça bugünkü gölün olduğu yere kadar gelir. Orada etrafını sararlar ve Munzur, süt kabı elinde kayalığın oyuğunda kaybolur. Bu olaydan sonra şimdiki manzara ortaya çıkar.

Değerli dostlar, bize atalarımızdan miras kalan efsane böyle. Efsane söylence demektir, söylenceler eski insanların gerçeği gizemli sözlerle anlatım biçimidir. Munzur ise dünyanın kuruluşundan beri var olan bir gerçektir. İlk çağlardan beri gür su kaynakları, yüce dağ başları insanlar için kutsaldır. O gür kaynaklar insan için Tanrının yer yüzüne yansıyan nurudur. İnsanlar tarafından ziyaret edilir, dilek dilenir dertlerine çare aranır. Tarih boyunca insanlar arasında yapılan kavgaların mağlupları soluğu Munzur'da almış. Munzur'a koşan mağlup savaşçı elindeki mızrak ve kılıçlarını eritip saban demiri yapmış çift sürmüş, orak yapmış ekin biçmiş. Munzur tarih boyunca insanlığın barış yapılacak merkezi haline dönüşmüş. Öyle inanıyorum ki Munzur'da yaşayıp bu gerçeği kavrayamayıp insanlık içine kin, nefret ve düşmanlık tohumu eken can gözü kör insanlardır. Tarih boyunca Munzur'da yaşayan her kavim kendi din ve inancına göre Munzur'u ilah edinmiş Munzur için efsane yazmıştır. Günümüzde Aleviliğin felsefi boyutunu bilmeyen bir insan Munzur'u ve efsanesini anlama yeteneğini de bulamaz anlayamaz. Anlamadığı gibi de Munzur için yapılacak her hizmete engel olur.

Sevgili canlar, dostlar, Munzur'un en görkemli töreni 21 Mart Newroz günü idi eskiden. 21 Mart'a en yakın perşembe günü kış aylarında yapılan görgü cemlerinin en sonuncu gecesidir. Perşembe günü yapılan Munzur'u ziyaretten önce insanlar köprübaşında balıkların suda yüzüşünü izlerdi. Anımsıyorum içinde küçük bembeyaz balıklar vardı. Onlara 'balıkların piri' derdi büyüklerimiz. Sürülerce balık vardı Munzur'da. Dokunulmazlığı vardı balıkların. Anam, 'Oğmasın avcı, illa balıkçı, illa balıkçı' derdi. Munzur'da yalnız balık değil Munzur kayalığına gelen dağ geyikleri, keklikler bile avlanmazdı. Ormanında ağaç kesmek günah sayılırdı.

Munzur cennetten çıkıp bahçeyi sulayan çeşmedir. Tevrat'ta adı geçen Fırat'ın kutsal kolu Munzur'dur. 1200'lü yıllarda yaşayan bir Nasturi tarihçinin 'Eden Cenneti' adlı kitabında bahsettiği çeşmedir Munzur. 'Bir dağın eteğinden çıkar, nehir misali doğuya akar' dediği nehirdir Munzur.

MUNZUR'UN BUGÜNKÜ HALİ

Munzur gözelerinin 200-250 metre yakınında kaynaktan suyunu alan Munzur Su Fabrikası kurulu. Su fabrikasının kurulmasıyla Munzur'un adı yurtiçi ve yurtdışında daha da duyuldu. Dersimlilerin her yıl 29, 30 Temmuz, 1, 2, 3 Ağustos günlerinde düzenlediği Munzur Doğa ve Kültür Festivali'nde ise festivalin bel kemiği Munzur gözeleri oluyor. Festival günlerinde insan seli beraberinde kirliliği de getiriyor. Her taraf yemek pişirme ocağı. Sac içinde et pişirme, közde et ızgara kokusu, duman insan sesi, davul zurna sesi, insanı benim gibi sağır edercesine gürültü var Munzur'da... Festival günleri bulaşık ve el yıkamak için, günlük en az 40-50 kilo sabun ve deterjan suya akar. Munzur'un en değerli doğal zenginliği Munzur'un kırmızı benekli alabalığıdır. Yaşadığı yer, Kedek köyü ile gözeler arası. Son 10 yıldır Ziyaret köy sınırları içinde alabalık yok. Günümüzde Ada köyden yukarı alabalık bulunmuyor. Nedeni deterjanlı bulaşık yıkamadır. Önlem alınmazsa önümüzdeki 5-10 yıl sonra kalan balıkların da nesli tükenir Munzur'da.

Hediyelik satan satıcılar ise başka bir sorun. Gözenin hemen girişinde ulu meşe ağacının altından başlayarak ziyaretçilerin oturabileceği en değerli yerleri işgal etmiş durumda. Ziyaretçiler ise büyük çoğunluk piknik için gelir. Piknik masaları rast gele su kaynağı üzerine kurulu. Yanında yemek pişirme ocağı, hemen yanında bulaşık yıkama tezgahı el yıkama sabunu, krem deterjan, sıvı deterjan, çağın yaşam kolaylığını sağlayan her tür temizlik gereci var. Gelen ziyaretçi Munzur'u ziyaret amacıyla gelir. Kurbanını keser, doğrar kendi pişirir. Kendi yer. Akşama kadar eğlenir. Akşama kalkıp giderken de Munzur'a yaptığı kirliliğin farkına belki varır ama işine gelmez. Ziyarete gelen ziyaretçi önce balık sorar. Balık yok! Neden yok? Yokluğun sebebinin kendisi olduğunu da bilmez.

2009 Munzur Doğa ve Kültür Festivali'nden 2 gün önce idi. Daha Munzur'da festival başlamamış. Ancak Munzur'u sevenler, imkanı olan emekliler, tatile çıkanlar akın akın Munzur'a akmış. Piknik masaları yeterli değil, masa bulamayanlar yer kilimini sermiş çoluk çocuk adı kurban olan kuzuyu, koçu, tekeyi kesmiş ocağını kurup yakmış kazan veya sac içinde pişiriyor. Duyarlı insanların gözünden kaçmayan bulaşık yıkama, deterjan, sabun. Ve Munzur'un katliamını bekleyen kırmızı benekli alabalığı. O gün inanın içim sızladı. Önceki yıllarda farkında değildim. 27 Temmuz 2009 günü tek tek piknikçileri dolaşarak bulaşık yıkama yeri saydım. Tam 106 yer... Bazı yerlerde krem deterjan yanında ilk olarak gördüğüm yeni temizlik gereçleri ve sıvı deterjan. Yuvarlak hesap akşama kadar her grubun en az üç kez bulaşık yıkadığını düşünelim. En az 250 gram deterjan harcansa 250 çarpı 106 eşittir 26500 yani 26 kilo deterjan harcanmış olur bir günde. Ayda 780 kilo yapar. Bu 780 kilo deterjan bulaşık kiri ile beraber alabalığa yem (zehir) olarak suya karışır.

Munzur suyunun geçtiği güzergahta onlarca köy su içer... Zaten deterjan korkusu henüz yok, farkında bile değiller. Birkaç yıl sonra kansere yakalanırlarsa suçlusu kim olacak?

Yapılan yanlışlardan biri de mum yakma yeri. Eskiden gölün üst köşesinde bulunan büyük taşın altındaki küçük mağaranın içinde çıra yakarlardı. O büyük taşın adı da 'Çıra Taşı' idi. Şimdilerde ise Munzur'un en kutsal kaynağının içine mum yakıyorlar. Her yakan 3 taneyle de yetinmiyor 5-10 mum birden yakıyor. Yanan mumların yağı suya karışıyor. Taşlara yapışıyor, taşlar simsiyah.

Sevgili dostlar, Aleviliğin felsefi boyutu doğru olarak Alevi talibe anlatılmadan daha çok mum yakarız. Mum yakıldığı sürece de gönül çerağımız yanmaz. Asıl kurbanımızın 7 aşamalı nefsimizi öldürmek olduğunu kavrayamazsak daha çok hayvan boğazlarız. Alevi dede ocağında direkten akan bal ile süt elbette tarihe karışır gider. Bu söylemlerin çözümünün anahtarı elimizde. O atalarımızın bize öğrettiği Batini bilim de.

İşte sevgili dostlar bu olumsuz yapıya son vermemizin zamanı çoktan geçti. Munzur'u kurtarmalıyız. Munzur'u atalarımızdan ödünç aldık. Korumak bizim hakkımız. Atalarımızdan ödünç aldığımız bu kutsal emaneti biz de çocuklarımıza yıpratmadan kirletmeden, daha da güzelleştirerek vermeliyiz. Munzur hepimizin.

YAPACAĞIMIZ HİZMETLER:

1) Suyun karşı tarafını geçici olarak düzeltip mevcut oturma gruplarını artırarak uygun biçimde yerleştirerek, ziyaretçilerin hizmetine açma. Oturma gruplarını uygun biçimde numaralandırıp ziyaretçilerin güven içinde gününü geçirmesini sağlama. Yemek pişirme ve bulaşık yıkama yerlerini sudan uzak düzenleyerek bulaşık kirinin suya karışmasını önlemek.

2) Su kaynağının bulunduğu dağ tarafını piknikçilerden ve satıcılardan arındırarak gelen ziyaretçilerin Munzur'u daha iyi tanımalarını ve gözlemlerini daha sağlıklı yapmalarını sağlamak. Kürsü, sehpa, masa, sandalye grupları kurarak çay-kahve servisi yapmak.

3) Çöpleri biriktirmeden gün boyu toplamak. Akşam saatlerinde boşalan yerleri bol su ile yıkamak. Oturma gruplarını sürekli silmek yıkamak.

4) Kurban kesimhanesini yenisi yapılana kadar temiz tutup kurban kesim hizmetini kusursuz yapmak. Lavaboları sürekli temiz tutmak. Lavabo kapılarını günlük sürekli yıkamak, enfeksiyon hastalıklarını önlemek için gereken her temizliğe dikkat etmek. Geçiş yollarını her akşam bol su ile yıkamak.

5) Ziyaretçilere hizmet amacıyla sürekli kurbanlık bulundurmak. Pişirme gereçlerini hazır bulundurmak. (sac, kazan, ızgara ve odun gibi)

6) Su kaynağı boyunca insanların suya girmelerini önleme. Kapalı yerlerde sigara içenlere verilen cezayı suya girenlere de uygulama. Gün boyu alanı gözetim altında tutma. Otoparklarda hırsızlıkları önlemek ve tüm ziyaretçilerin güvenliğini sağlamak için güvenlik birimi oluşturmak.

7) Munzur gözelerini tamamen gezip görmek için patika yollarını uygun biçimde yapmak. Hediyelik eşya satışları için uygun bir yerde bir arada olmak koşuluyla stand yeri yapmak.

NELER YAPILMALI?

1) Gelen araçlardan girişte hizmet karşılığı taksilerden 2 TL, minibüs, midibüslerden 3 TL, otobüslerden 4 veya 5 TL almak.

2) Gözelerin girişinde ulu meşe ağacının olduğu yerde çay ocağı kurarak dernek adına işletme.

3) Piknik masalarını numaralandırıp uygun biçimde ücretlendirme.

4) İhtiyaçların giderilmesi için ücretli tuvaletlerin yapılması.

5) Kurban kesimi için uygun yerlerin yapılması ve ayrıca bağış yapmak isteyenler için uygun koşulların yaratılması.

GELİRLERİN HARCANMASI:

a) Hizmet için çalışan personelin aylık veya gündeliklerine,

b) Cemevi ve diğer sosyal tesislerin yapımına,

c) Hazineye ait gerçekte ise Munzur Baba'nın malı olan boş ham toprak düzlüğü ağaçlandırmak bu amaçla geleceğin Munzur ormanını yaratmak. Munzur'un korunmasının olmazsa olmaz koşulları bunlar.

Lokanta binası için düşüncelerimiz. Bina zaten yapılı, köyün tüzel malı. Yıllarca köy muhtarlığı değişik kişilere kiraladı. Çalıştıran kişi ve kuruluşlar temizliğe dikkat etmedi. Bulaşık yıkanırken atık suyun Munzur suyuna karışmaması için uzak bir çukura taşınması gerekir. Bina sit alanı içindedir. Kaymakamlık tarafından hazırlanan ve Tabiatı Koruma Kurulu'nca da onaylanan proje var. O projeye göre de işletilebilir. Ancak, kirliliğe meydan vermemek için lokanta olarak değil, çay bahçesi olarak işletilmelidir. Yanında köy tipi sac üzerinde yapılan gözleme, sac kavurma, yufka, dürüm gibi şeyler yapılarak hizmete açılabilir. Amaç, gelen ziyaretçilere hizmet ederken, tabii güzelliğin bozulmaması, balıkların yok olmaması. Munzur suyunun temiz akması...

GELECEKTEKİ AMAÇLARIMIZ

Satın almayı talep ettiğimiz yerde kurmayı amaçladığımız projelerimiz

1) Cemevi binası: danıştığım çevre mimar ve mühendislerinin önerileri, bina kış koşulları da dikkate alınarak tek katlı yapılmalı. Cemevi çok amaçlı olmalı. Gelen ziyaretçi huzur içinde kendi inanç ve kurallarına göre ibadetini yapmalıdır.

2) Yemekhane cemevi binası içinde olmalı mutfağı, kileri, lavaboları ve bulaşıkhanesi, yemek pişirme ocakları köy tipi ateş yanacak şekilde olmalı, piknikçilere de hizmet vermelidir. Hayır yemekleri vermek isteyen ziyaretçilerin isteğine göre kurban ve diğer bağışları kabul edilip hizmet cemevi mutfağında yapılmalıdır.

3) Lavabolar yapılırken duş yerleri de içinde olmalıdır.

4) Kurban kesimhanesi Munzur'a özgü temiz ve ihtiyaca cevap verecek nitelikte olmalı. Yanında soğuk hava deposu kurulmalı. Kesim yapılırken görevli personel dışında kimse kesimhaneye girmemelidir.

5) Ziyaretçilerin kalabilmeleri için çağın gereklerine uygun pansiyon, beş kişilik bir ailenin kalabileceği oda, mutfak, banyo, tuvalet içinde olacak şekilde yapılmalı.

6) Ağaçlandırma için uçsuz bucaksız alan var, sulayacak su var. Hizmeti yürütecek işsiz insanlarımız var. Bölgenin kış şartlarına uygun ağaç türleri içinde gene orman mühendislerine hazırlatılacak proje ile Munzur ormanı yaratmak amacındayız.

Munzur ormanı için iklim şartlarına göre dayanıklı ağaç türleri dikilmelidir. Alanın gözeye bakan su kaynağını görebilen sırt başı, piknik yapılacak biçimde ağaçlandırılmalıdır. Bunun için bölge iklimine ve toprağına uygun söğüt, akasya, diş budak, meşe, çam ağaçları, elma, dut ve ceviz gibi meyve ağaçları dikilebilir.

Orman yetiştirilince, Munzur'un sit alanı içinde kesinlikle piknik masaları kalmayacaktır. Su havzası piknikçilerden arınınca da Munzur doğal güzelliği ile akar gider. Artık Munzur'a gelen ziyaretçi ziyaretini yapıp dileğini, dualarını yaptıktan sonra; piknik alanına çıkar. Dilediği biçimde ailesi, komşuları ile kurbanını keser pişirir, yer, içer gider.

***

Derneğimiz halka hizmet için kuruldu. Elimizde maddi imkanımız kısıtlı, hatta yok gibi. Manevi ve maddi yardımı sizden bekliyoruz. Yol göstericimiz cenabı Allah'tan sonra siz olacaksınız. Gözelerin hizmetini yürütmek istediğimizi ve Munzur gözelerinin karşısındaki boş alana cemevi, kesimhane, lavabolar ve diğer sosyal tesisleri kurmak için Ovacık Kaymakamlığı'na başvurduk. Sonuç bekliyoruz. Sonsuz saygı ve sevgilerimle. Duyarlı insanları yardıma çağırıyoruz.

Hasan ŞANLI (Hayri DEDE) *
* Munzur Baba Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanı