Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Kadına Uzanan Eller Kırılsın

Kadına Uzanan Eller Kırılsın(Kurmes Dernegi)

27866715Türkiye’de son yıllarda kadınlara yönelik cinsel taciz ve saldırı,kadınları sokak ortasında bıçaklayarak yaralayan ve katledenlerin sayıları hızla artmaktadır. Çocuklara yönelik cinsel tacizlerin özellikle ıslah evlerinde artması ayrıca Türkiye’nin utanç tablolarından biridir. Tüm bu yaşananlara karşı hukuki olarak  suçluların ağır bir şekilde cezalandırmaları gerekirken herhangi hafifletici bir neden bulan savcılar hakimler en az ceza ile suçluları serbest bırakmakta hatta bu tavırlarıyla ödüllendirmektedirler.

Şengal’de yezidi kadınları ve kız çocukları rehin alan İŞİD namussuzları  çağdışı bir uygulamayla kızlara tecavüz edip köle diye pazarlamış ve bu pazarlamayıda Türkiye üzerinde yapmaktan çekinmemişlerdir, o kadarki “şayet alıcı türk ise üç kız veya kadın verebilirsiniz” gibisinden sözüm ona bu ırz düşmanlarına jest yapmışlardır.Bunlara göz yuman kendi sınır kapılarını açan silah yardımı yapan bir hükümetin yönettiği Türkiye’de de kadına şiddetin hem cinsel hemde etnik ve siyasi temelde artacağı kaçınılmazdı, nitekim son  Özgecan cinayeti bunların temellerini ve köklerini gün ışığına çıkarmıştır.Özgecan henüz baharına bile girmemiş  gencecik bir kızdı masumdu gittiği yolda yapayalnızdı ve onlara insan diye güvenmiş arabalarına binmişti ama onlar aldıkları terbiye ve edindikleri ahlak ve kinle Özgecan’a vahşice saldırdılar,biliyorlardı ki bu ülkede kısa etek giymek suça teşvik olarak ele alınacak ve suçları hafifleyecekti, nitekim sanatçı denilen insan bozuntusu birkaç kişide hemen olay sonrası bu yapılarını ortaya koyarak ne kadar barbar ve çağdışı bir zihniyete sahip olduklarını attıkları mesajlarla topluma gösterdiler.

Kadına yönelik şiddeti sadece erkekler yapmıyor bu ülkenin can güvenliğini  koruduğuna inandığımız güvenlik yani kolluk kuvvetleride yapıyor,en demokratik hakkını aramak seslendirmek için sokağa çıkan kadınları-kızları saçlarından tutarak sürükleyen yüzlerce fotoğrafa rastlamak mümkündür. Bütün bu yaşanılanlar adalet dağıtan dairelere gittiğinde orada kolluk kuvvetlerine ödüller verirken tecavüzcülere de indirim uygulanarak kadına yapılan haksızlıklar meşru kılınmaktadır. Mersin’de adliye önünde Özgecan için eylem yapmak isteyen kadınlara bilhassa kadın polisleri tarafından şiddet uygulanması  hükümet ve kadınlar açısından da utanılacak bir tablodur. Toplumun en hassas dönemlerinde dahi akıllarında şiddetten başka birşey geçmeyen kolluk kuvvetlerinin bu topluma asayişi nasıl getirecekleride  endişe verici bir boyuttadır. Kadınlarımıza bu hassas günlerinde şiddet uygulayacağınıza onlara sahip çıkmasını desteklemesini eylemlerini gerçekleştirmelerine, en demokratik tepkilerini göstermelerine yardımcı olamaları biraz da insanlık duygularını babalık annelik duygularını öne çıkararak kendilerine öğretilen “şiddet uygulayınız” emrini bir kenara bırakmasını öğrenmeliler.Unutmayınız ki sizlerinde evlerinizde kızlarınız çocuklarınız vardır..

Kadına uygulanan baskıların bir başka can alıcı sebebi ise “Namus” kavramının ardına sığınan ve kadınları kızları katleden bir geleneğin yerleşmiş olmasıdır. Bütün bunların temelinde dini faktörlerin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz, Özellikle islam dinini benimsediklerini söyleyen ülkelerin sınırları içerisinde kadına yönelik baskı katliam ve tecavüzlerin haddi hesabı olmadığı gibi hiçbir yaptırımında olmadığı bilinen bir gerçekliktir. Türkiye’de hala alevi ve sunnilerin birbirlerine gidemedikleri oturup konuşamadıklar,aynı sofrada yemek yemedikleride bilinen bir gerçekliktir bu gerçekler ne yazık ki toplumda bir kutuplaşmaya düşmanlıklar yaratmaya ve dolayısıyla gerici kışkırtmalarında etkisiyle Özgecan gibi bir çok olayın yaşanmasına sebebiyet vermektedir.

Kadına yönelik şiddetin ve haksızlıkların temelinde yatan eğitimsizlik, doğuştan kadına karşı duyulan  cinsiyet ayrımcılığı  ve hala kadının mal- mülk edinmeme gibi durumların yaşandığınıda biliyoruz. Örneğin doğuda kadınlarımızın baba mülkünden faydalanmadığı kendisine hak tanınmadığını hala yaşamaktayız küçük bir ayrıntı gibi gözüksede kadının toplumdaki yeri açısında önemli bir göstergedir. Erkek eğemen bir toplumun kadına karşı yasalardaki üstünlüğü ve mal -mülk eşitsizliğide kadına karşı şiddetin ve adaletsizliğin temellerinden biridir.

Kadınların toplu taşıma araçlarına binerken rahat ve güvenli olmalarını sağlamak devletin işidir,kadını koruyacak yasaların düzenlenmesi ve kadına yönelik şiddetin, cinsel saldırıların, saçma sapan namus geleneğini bahane ederek  cana kast edenlerin cezaları en ağır biçimde uygulanmalıdır,kadının temel özgürlüklerini ve erkekle eşit yaşam koşullarını sağlayacak yasal düzenlemeler kaçınılmazdır. Kadına yönelik şiddetin önüne geçmenin en kolay yolu cezaların ağırlaştırılmış olması gibi gözükse de bununda tam olarak çare olmadığını toplumsal ahlakın ve eğitimin hatta insan olmanın temel kriterlerinin sevginin,barışın eşitliğin  işlendiği temel bir eğitimin şart olduğunu söylemek mümkündür.

Sivil toplum kuruluşlarınında bu konuda üzerine düşeni yapmaları esastır, kadınların sosyal çalışmalarda mutlaka rolü olmalı ve hatta ön saflarda çalışmalara katılımı sağlanmalıdır,Kurmeş derneği yönetim kurulu olarak kadınlara uzatılan ellerin kırılması,kadını cinsel bir obje olarak gören erkek eğemen zihniyetinin yada sisteminin yıkılması ve bu anlamda kadın–erkek eşitliğinin sağlanması noktasında verilecek her türlü mücadeleyi desteklediğimizi bundan sonrada destekleyeceğimizi beyan ederken Özgecan’a yapılan bu vahşeti kınadığımızı ailesinin acısını paylaştığımızı belirtiyor ayrıca bu acılı aileye tüm yakınlarına başsağlığı temennimizi ifade ediyoruz.Özgecan şahsında tüm kadınlarımızın mücadele alanlarında kendi haklarını ramada daha çok inisiyatif almalarını ve mutlaka seslerini yükseltmelerini umut ediyoruz. Kadına yapılan haksızlıkları ancak birlikte örgütlenerek çalışarak aşacağımızı belirterek Özgecan şahsında katledilen kaçırılan ve şiddete maruz kalan tüm kadınları saygıyla anıyoruz.

Kurmeş Derneği Yönetim Kurulu